Hepimizin muhakkak aklından geçmiştir : “Şöyle, alıp başımı gidesim var, hiç bilmediğim bir yere, başlayasım var sıfırdan, yeni bir hayat, yeni insanlar...“ Ama hep bir engelimiz vardır, bir şeyler tutar , bağlar bir yerlerden alışkanlıklarımız, bağlarımız, düzenimiz.. Korkutur yepyeni bir başlangıç, bilinmezlik gözümüzü. Ama Ali’nin gözü hiç korkmamış; çark takılınca atlayıp trene, hiç bilinmeyende, yepyeni bir hayat. Sabit bir hayata takılıp kalmayan, kaçırdığı Müniresiyle vagonu bile yuva yapan Ali, başında kavak yelleri ergenlerin toy sevdaları, hepsinin de sonu mutlu bitmeyen çıkarsız, güngörmemiş aşklar. Herkesin birbirini tanıdığı, küçük bir çember içinde, sakinlerinin hikayelerinin ucu birbirine değen eski, küçük kasabalar, tutunmaya çalışan Anadolu insanı.
Uzuuun bir hikaye, hikaye içinde hikaye. Kısaca insan.