“-İnsanlar hakkında her şeyi bildiğini sanıyorsun,değil mi?” -“Hiçbir şey bilmiyorsun.”
"Hayır, hiçbir şey bilmiyorsun. Görüyorsun belki ama anlamıyorsun. Aslında körsün çünkü. Kızlara tecavüz eden pislikleri, elinde boş kutularla dilenen çocukları her gün görüyorum Nisa. Sonunuzun böyle olmasını mı istiyorsun? Buradan çıkıp gittiğinizde gerçekten mutlu olacağınıza mı inanıyorsun? Paranız dahi olmadan hangi hayalleri gerçekleştireceksiniz? Senem'in aklını karıştırarak tüm bu sefil hayata onu da sürüklemek istiyorsun. Yapma Nisa. Bu sen değilsin. Benim suratsızım bencil biri değil."
Sayfa 51 - Ephesus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Boş Kutuysa Bile....
* 👉BOŞ KUTU HEDİYE EDİLİR Mİ? Adam 3 yaşındaki kızını, pahalı bir hediyelik kaplama kağıdını ziyan ettiği için azarlamıştı. Küçük kız, koskoca bir paket altın yaldızlı kağıdı bir kutuyu eğri büğrü sarmak için kullanmıştı... Yılbaşı sabahı küçük kızı, paketi getirip "Bu senin babacığım" dediğinde üzüldü. Acaba gereğinden fazla mı tepki göstermişti kızına... Bir gece önce yaptığından utandı... Ne var ki paketi açınca yeniden öfkelendi. Kutunun içi boştu... Kızına gene bağırdı: "Birisine bir hediye verdiğinde, kutunun içinde bir şey olması lazım. Bunu da mı bilmiyorsun küçük hanım?" Küçük kız gözlerinde yaşlarla babasına baktı, "O kutu boş değil ki baba" dedi... "İçini öpücüklerimle doldurmuştum!..." Adam öyle fena oldu ki... Koştu... Kızına sarıldı... Beraberce ağladılar. Adam o altın kutuyu ömrünün sonuna kadar yatağının başucunda sakladı. Ne zaman keyfi kaçsa, ne zaman morali bozulsa, ne zaman kendini kötü hissetse, kutuya koşar, içinden minik kızının sevgi ile doldurduğu hayali öpücüklerinden birini çıkarırdı. 📌Aslında bütün anne ve babalara böyle bir altın kutuyu çocukları hiçbir karşılık beklemeden, sevgi ve öpücüklerle doldurup vermişlerdir. Hiç kimsenin hayatında bundan daha değerli bir armağana sahip olması mümkün değildir. Öpücük deyip geçmek mümkün mü? Öyle olsaydı çocuklarımızın adına Buse ismi koyar mıydık?
Sokrates'e bir gün birisi gelir ve "Sana arkadaşından duyduğum bir şeyi aktaracağım" der. Sokrates, "dur" der. Dur. Önce bu söyleyeceklerini filtrelerden geçirelim. Birinci filtre iyilik filtresi. Öncelikle bana söyleyeceğin bu şey iyi mi? İyi bir şey mi? Hayır, der adam. Peki o zaman ikinci filtre. Faydalılık filtresi. Bana bu söyleyeceğin şey faydalı mı? Hayır, der adam. Devam edelim üçüncü filtre. Gerçeklik filtresi. Bana bu söyleyeceğin şey gerçek mi? Bilmiyorum, der adam. Ondan duydum. İyi değil. Faydalı değil. Gerçek olup olmadığını da bilmiyorsun. Söyleme be adam, der. Söyleme. Ya hayır söyle ya sus demişti, Peygamber (sav) de.
Sayfa 14 - Karatay Akademi YayınlarıKitabı okudu
208 syf.
8/10 puan verdi
Yalanın Erdemi, okuduğum en ilginç kurgulardan birine sahip bir kısa roman. Yalan, gerçek, yalanın gerçekle ve insanın her ikisiyle ilişkisini konunun özüne çok uygun bir kurguyla anlatıyor yazar. Anneannesiyle yaşayan anlatıcının bebeklikten yetişkinliğe kadar hikayesiyle beraber insan hayatında yalanla nasıl tanışır, gerek kendisine gerekse
Yalanın Erdemi
Yalanın ErdemiJoachim Zelter · İş Bankası Kültür Yayınları · 2022190 okunma
Yeni Yaşa İthafen Gözyaşım pıt pıt Galbim çit çıt
Canım yaşım, yeni yaşım,güzel yaşım, hoş geldin, sahi hoş geldin dimi.. Hoş gel ne olur, haddinden fazla ihtiyacımız var buna..Bu yaşımızı hiç böyle hayal etmiyorduk değil mi..Başka bir şehirde , kendi evinde,iş, eş, eğitim …Neyse..(Hani Ağlamayacaktık, daha başındayız..) Son dört yıl ömrümüzden bi on yıl aldı zaten ,hüzünle , kederle,
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.