Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayatta mutluluk dileniyorsun, ama güvence senin için daha önemli, hatta bunun bedeli, bütün yaşamın boyunca baş eğmek olsa bile. Mutluluk kotarmayı, mutluluğun tadını çıkarmayı, onu korumayı, hiç öğrenmediğin için, başı dik olmanın cesaretini de bilmiyorsun. Bilmek istiyorsun, değil mi, küçük adam, nasıl biri olduğunu?
Sayfa 36
İçten...
"Hangisi o, hangisi değil, bilmiyorsun. Bazıları ona çok benziyor. Kimileri biraz da o gibi oluyor. Sonrasında karşılaştığın şeylere bakınca o değişmiş mi, bu kadar sevgisiz mi, bu kadar acımasız mı diyorsun, olmuyor. Sonra okuyorsun, onun çok hisli ve çok yaralı olduğunu düşünüyorsun. Devamında senin yüreğinden de sevgiyle gelen bir merhamet dalgası zuhur ediyor. Sen ona şifa olmalıyım diyorsun, yine olmuyor. Sen ona gelmek istiyorsun, o istemiyor. Karşında sanki o değil de onun hayaletleri dolaşıyor. Hangisi veya hangileri o, kim, nereden nasıl bilinebilir? Sen de bilemiyorsun. Buna rağmen onu seviyorsun işte. Yine de ona bağlı kalıyorsun. Gitmiyorsun başkasına. Girmiyorsun başkasının ahına. Çünkü aklında, yüreğinde o var, biliyorsun. Onun için çabalıyorsun. Bütün sevgini, ilgini ona vermek istiyorsun." (Jack Brighty)
Reklam
Taş gibi Taş...
Meğer içlerinde çok değerli olanlar da varmış. Bizim gözümüzde hepsi birbirinin aynı değil mi? Bilmiyorsun işte, o kadar boşuna okumuşsun Selim. El feneriyle tutulunca anlaşılırmış kıymeti, dışardan bakarak belli olmazmış. Işığı gördüğünde nasıl da cam gibi parlıyor şaşırmamak elde değil. Gerçi değerli olsa ne değişecek ki, bizim deli oğlan sarı safir bulmuş, onu da diğerleri gibi fırlatıp atmış sektireceğim diye. Sabrımı dener gibi...
Resul Bulama
Resul Bulama
Sen
Çok garip değil mi, ,insanların zihninde birçok farklı SEN olması... Kimisi seni çok konuşmayan utangaç kişi olarak biliyor, kimi seni susmak bilmeyen sinir bozucu kişi olarak biliyor. Bazısı seni soğuk ve huysuz olarak görüyor, bazısı da şefkatli ve nazik olarak görüyor. Olayın özeti şu ki; Sen olarak düşündüğün kişi yalnıza senin için var ve sen bile onun gerçekten kim olduğunu bilmiyorsun. Tanıştığın her kişi, ilişkinin olduğu herkes ya da sokakta göz göze geldiklerin, zihinlerinde, senin birer versiyonunu oluşturuyorlar. Annen, baban veya kardeşin için olduğun kişi, iş arkadaşların, komşuların veya dostların için aynı değil. Orada, birilerinin zihinlerinde binlerce SEN versiyonu mevcut. Her versiyonda bir SEN mevcut. Tüm buna rağmen, sendeki SEN bile bir kişi değil aslında. Diğerlerinin zihnindeki var olan SENlerden, sen sorumlu değilsin. Yalnızca diğerleri oksijenini vermeye devam ettiği için var olan SEN versiyonları mevcut. Ve sırf başkalarını mutlu etmek için, diğer SENleri canlı tutmak zorunda değilsin.
Bilmiyorsun...
Bir insanın bir insana ne kadar ihtiyacı olabilir bilmiyorsun,kaç ton basıyor insan yüreği bilmiyorsun değil mi? nefes almadan nasıl yaşanılır bilmiyorsun işte o da ne kadar yaşamak denilirse. uykusunda ağlar mı insan? bilmiyorsun değil mi anlamıyorsun beni nefesini kesen ile soluklanmak ister mi insan? anlıyorum de bana n'olur ver bana beni geri tıka basa sığdırdığım içim gözlerimden süzülmesin diye geçecek diye diye ne kadar saklandım bilmiyorsun anlatamıyorum ya yazıklar olsun altı üstüne düşman bilincim, anlıyor musun? ben de anlamıyorum biliyor musun?bilmiyorsun.Hiçbir şey bilmiyorsun
Önce Kaliteli İnsan, Sonra Kaliteli İş, Gerisi Gelir…
Muhterem dostlar “Ekmeden biçmek!” diye bir söz var. Ne ekersen onu biçersin! Ekmediysen ne biçeceksin! Maalesef insanımız çalışmıyor, okumuyor. Birinci yaşanmış hikâye Köyde çalışırken 3”- 4 kişi bir arkadaşın buğday tarlasına çalışmaya gitmiştik. Biçilen buğdayları toplayıp traktörle harmana getiriyorduk. Hava çok sıcaktı. Baktım arkadaşlar
Reklam
"Seninle ne kadar çok konuşmak istediğimi bilmiyorsun. Sana uzun uzun yazıyorum. Sana içimden şiirler okuyorum. Sen bunların hiçbirini görmüyorsun. Oyun sanıyorsun her şeyi. Değil oysa ki. Sen ne acılar çektin, doğru. Sen bekledin, gelmemi istedin. Ben beklemedim mi sanıyorsun, ben istemedim mi sanıyorsun. Ah ne çok anlatılacak, ne çok konuşulacak şey var. O kadar çok duygu birikti ki içimde. Sanki volkan olup bir bir patlıyorlar. Gayzer olup beni yakıyorlar." (Jack Brighty)
Sen gittikten sonra yıkıldım aslında. Bilmiyorsun ama gidişinden aylar geçtikten sonra ben sana yazdım. Bilmiyorsun çünkü o mesaji hiç göremedin . Sahiden beni engellerken hiç elin titremedi mi? Gururumu hiçe sayıp sana yazacak kadar özlemiştim oysa seni . O mesaja geri döneceğinden adım kadar emindim oysa. Tek tik oldu interneti kapalıdır dedim , kabullenemedim. Kabullenemedim çünkü o mesaj bizi tekrar bir araya getirebilirdi , sonumuzun böyle olacağını kabullenemedim. Başkasını sevdiğini söylediğinde bile sonumuzun böyle olacağını düşünmemiştim tekrar konuşmaya başlayacağımıza beni tekrar sevecegine çok emindim. O mesajin sonucu dünyamı başıma yıktı diyebilirim. Senin dünyan hala dönüyor. Sen hala mutlusun . Bensizlige coktan alışmışsın. Ben sen varken bile sensizdim ama senin kadar kolay alışamadım. Senin kadar kolay aşamadım. Senin kadar kolay başkasını sevemedim ben . Sen ben varken başkasını seviyordun ama ben senin gidişinden 9 ay geçmesine rağmen kimseyi sevemedim . Aslında sevemedim de değil sevmek istemedim . Yokluğuna bile ihanet etmek istemedim tekrar konuşuruz diye . Ama sen sen hiçbir zaman benim değildin.
Bu iş böyle değil mi? Dostluk işi yani. Neye ihtiyacı olduğunu bilmiyorsun. Sadece ihtiyacı olduğunu biliyorsun.
Annem İçin
Öldükten beş gün sonra geldin rüyama. Babaeski’deki eski evin oradasın. Hayır gelin çıktığın ev değil, diğeri. Biz çocukken her yazları kardeşlerinle, kuzenlerimle bir araya geldiğimiz eski mezarlığın oradaki ev. Evin bahçesine çiçekler ekilmiş. 20 li yaşlarındasın. Sanırım hiç evlenmemişsin. Bahçedeki çiçekleri suluyorsun. Çok mutlusun. O kadar
Reklam
Ben yemeden içmeden kesildim yüreğim çok yandı senin sevginle. Senin benden haberin var mıydı acaba? Hiç sevgi kırıntısı hissettin mi bana karşı? Ne çok ağladım senin sevginin bana verdiği acıyla. Senin beni görememen bana ne çok acı verdi bilmiyorsun. Hiçbir şey bilmiyorsun belki. Sen bana her baktığında sandım ki sende beni seviyorsun. Sandım ki sen de bana boş değilsin. Kendimi kandırdım öyle değil mi? Oysa kendi kendime anlam aradım. Ümitlendim. Ne kadar saftım değil mi? Ama o bakışların o güzel gözlerin benim gözlerime her değdiğinde benim hissettiklerim çok başkaydı. Mevla'm kulu sevdim seni. Keşke sende sevseydin beni. Ne çok dua ettim Rabbime ne çok ağladım seni bana nasip eylesin diye. Şimdi de dua ediyorum Rabbime eğer benim nasibim değilsen ruhumdaki, yüreğimdeki bu acıyı bu kor ateşi söndürmesi için.
"Sana adil bir ceza verdim. . ." "Adil mi? Adaleti neyle ölçersin sen ey Yargıç? Kim seni kırbaçladı ki, kırbaçlanmanın ne olduğunu bilesin? Nasıl oluyor da toprak altında geçireceğim yılları gün ışığında geçirecekmişim gibi parmaklarınla sayabiliyorsun. Sen hiç zindana atıldın mı? Ömrümün kaç baharını benden aldığı­nı biliyor musun? Hiçbir şey bilmiyorsun sen, adil bir insan değilsin sen, çünkü ancak darbe yiyen bilir onun ne oldu­ğunu, darbeyi vuran değil, sadece acı çeken bilir acının ne olduğunu. Kibrin yalnızca suçluları cezalandırmayı biliyor, oysa sensin en büyük suçlu, çünkü ben öfkeliyken aldım insanların canını, tutkumun esiriyken işledim cinayet, oysa sen soğukkanlılıkla alıyorsun hayatımı benden, ellerinin tartmadığı, dehşetini hiç bilmediğin bir ölçüye dayanarak. Adaletin basamaklarından in aşağıya ey Yargıç, yaşayan insanların hayatını bitirme sözlerindeki ölümle ! "
"Allahım, onu neden yalnız bıraktın? Neden, yalnızlığının verdiği çaresizlikle can sıkıcı ilişkiler kurmasına izin verdin? Neden, geçirdiği her dakikanın hesabını sordun, içini ezdin? Neden, korkuyu göğsünden çekip almadın? Neden, suçluluk duygusunu üzerinden atmasına yardım etmedin? Neden, apartmanın bodrumunda saklambaç oynarlarken Ayla’yla
NUR RİSALELERİNDE İTİKADİ MESELELER
ÖLÜLERİN TASARRUFU "Özellikle, Allah adamı Hz. Abdülkadir, Gavs-ı A'zam, "ol" der "olur" dairesinin kutbu..."(1) "Hazret-i Mevlânâ (Halid-i Bağdadi) (K.S.) Hindistan'dan Tarik-ı Nakşîyi (Nakşi tarikatını) getirdiği vakit, Bağdat dairesi, Şah-ı Geylânî'nin (K.S.) ba'delmemat (ölümünden
Sayfa 477Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.