Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
232 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Bin Hüzünlü Haz sonrası betimlemelerine aşık olduğum Hasan Ali Toptaş bu kitabında resmen yokları oynuyordu. Tabii betimlemeleriyle. Bu açığını da yaptığı büyük göndermelerle kapatmayı ihmal etmiyordu. 90lı yıllarda çıkan ve Taşra edebiyatına birde bu açıdan bakın diyen eserde dikkat çekilecek çok önemli noktalar var. Misalen muhtarın devlet gözündeki yeri ve köyün en güzel kızının devlet içindeki varlığının betimlemesini söyleyebiliriz. Mesajlar oldukça ince ve bir o kadar da yıpratıcıydı. Hani muhtara bakış açısını öyle bir veriyor ki özellikle kurumlarda köylüye daha doğru bir açılımla Şehirli Olmayana yönelik davranışları veriyor; aynı zamanda da köylünün kendi içerisinde eğitim ve kültür olmadan ne kadar yozlaşabileceğinin en ‘Değişik’ örneklerinden birini sunuyordu yazarımız. Sanırım kitap ödüllü. Ancak bu noktaya değinmeden edemeyeceğim. Bir kitabın yahut birisinin herhangi birinden ödül almasının bence kitap açısından zerre önemi yok. Kitabı kitap yapan, içindeki cümleleri yazan yazardır. Yazarın kumaşı ne kadar kaliteliyse kitap da o kaliteyi yansıtacak niteliktedir. Ben buna inanıyorum. Kitabın adının da ne kadar manidar olduğunu şöyle ufaktan belirtip geçelim. Zaten hem içeriği hem de başlığı yeterince manidar bir kitap. Her ne kadar benim tarzıma hitap etmese de Yerli ve Milli! Yazarlarımıza bir süre daha hürmet edeceğimi ve arkalarında duracağımı her fırsatta yenileyeceğim. Yeter ki onları para hırsı değil edebiyat aşkı bürüsün. Keyifli okumalar, mutlu günler dilerim..
Gölgesizler
GölgesizlerHasan Ali Toptaş · İletişim Yayınları · 201512,7bin okunma
...aslında hiçbir zaman hiçbir yere gidilmiyor da, yalnızca gidilmiş gibi olunuyor.
Sayfa 40 - Everest Yayınları
Reklam
Böylece, aslında hiçbir zaman hiçbir yere gidilmiyor da, yalnızca gidilmiş gibi olunuyor.
"Oysa ben çirkinliğin bile zedelenmesine razı değilim."
Sayfa 22 - İletişimKitabı okudu
Zamanın daha hızlı aktığı, bambaşka bir sokak... Yürüyordum ister istemez.
Reklam
... insanlık en aşırı ölçüsünü ancak ölçüsüzlerde anlar diye olmadık yerlerde olmadık çılgınlıklar yapıyor...
Bir bakıma, iyilik dediğimiz şey kötülüğe yaklaşma konusunda şiddetle burun kıvırırken, kötülük daha cesur davranıp ( belki de korkup) ona yaklaşmayı göze alabiliyor.
Boşuna koşuyormuşum tabi... Anlaşılan, insanoğlunun, kendi yarattığı şeyi bile elinde tutamayacak kadar zayıf ve çaresiz bir yaratık olduğunu bilmiyormuşum daha.
Hatta ben, kendi dışımda kalan birçok şeyi bilmediğim gibi, ne yazık ki insanın aradığını hiçbir zaman, hiçbir yerde bulamayacağını da bilmiyormuşum. Bulamazmış oysa...
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.