Paşa durmuş, bir kılıca bir Haydar Ustaya bakıyordu gözlerini kirpiştirerek. Haydar Usta akan bir sel gibi durmadan obasının çukurda çektiğini anlatıyordu. Paşa öfkeli mi, küsmüş mü, kızgın mı, kıvançlı mı belli olmayan bakışlarla bir kılıcı bir Haydar Ustayı süzüyordu. sonunda kılıcı dazlak kafalı adamın elinden aldı, bir süzdü, gülümsedi, Haydar Usta uzatırken:
"Çok güzel, çok güzel," dedi. "Çok güzel."