John'un ve Sarah'ın mutlu ve güzel giden bir evlilikleri var. Evlilik yıldönümlerinde tüm sevdikleri bir aradayken Sarah eşine hiç beklemediği bir supriz yapar. Hiç planda olmayan bebek haberi John'u öyle çok mutlu ediyor ki. Eşine daha bir düşkün oluyor John.
Bir gün iş yerinde çalışırken John,eşinin kardeşi olan polis memuru Matthew onu alıp evlerine götürüyor. Malesef çok kötü bir sahne ile karşılaşıyor John. Eşini vahşıce katledilmiş şekilde ölü olarak görüyor.
Tüm dünyası yıkılan adam günlerce kendine gelemiyor.
Ama bu işe Matthew bir son veriyor. John 'u alıp tüm bu olayların sırrını çözmek için yola çıkıyor.
Ve sonrasında oyle bir dünyaya giriş yapıyor ki. Bu dünyayı çözmek için kitabı okumalısınız. 109 sayfa ama güzel akıcı bir şekilde yazılmış bir eser.
Yazar, Mark Twain’in şu sözünden esinlemiş; “Hayatın en iyi kısmının başta, en kötü kısmının da sonda olması ne yazık.”
Bu kısa öyküde 70 lik bir adam olarak dünyaya gelen Benjamin Button'un hayat hikayesine şahit oluyoruz. Benjamin doğduktan sonra gittikçe gençleşir ve bebek olarak yaşamına gözlerini yumar.
Bu güzel fantastik eser bize yaşamın gerçeklerini düşündürten cinsten. Yaşamın en güzel dönemleri gençlik yılları iken en kötü dönemleri neden yaşlılık yılları?
Okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Kitabın filmi de mevcut bu arada.
Kitapla kalın.
Merhabalar,
Frankenstein'ı Notos Kitap, Yeşim Seber çevirisi ile okudum.
Önsözünde yazarımız, kitabın yazım sürecinden bahsediyor; başlangıçta hayalet hikayesi ortaya çıkarmak isterken bu kitabı oluşturan fikir oluşmuş zihninde. Hatta kitabın yazıldığı yıllarda genç bir kadının böyle bir hikaye yazması ve bu yayınlama sürecinin zorlukları bir 2017
kitaphaber.com.tr/gilgamis-destan...
“Ölmek de doğmak gibi doğal bir şeydir;
yeni olan bir bebek için, doğmak da
ölmek kadar acı verir.” (Bacon, s. 23)
Ölüm, kimi için “Yüce Dost”a (*) yolculuk, kimi için sevgiliye kavuşma. Bir düğün gecesi, “âsude bahar ülkesi”. (Beyatlı, s. 93) Vuslat. Kimisi
Ben beğenmedim pek . Fakat başkaları beğenebilir. Açıkçası adam yani Kino aslında iyi gibi gözüküyor fakat sonradan ben onu kötü olarak görüyorum.
Kitap Kino, karısı Juana ve bebekleri Coyotito' nun başına gelenlerden bahsediyor. Coyotito' yu akrep sokar. Doktora giderler. Doktor fakir oldukları için evde olmadığını söyletir.
Bunun üzerine inci bulmaya giderler. Martı yumurtası büyüklüğünde bir inci bulurlar. Bunun üstüne o akşama kadar tüm halk bunu konuşur. Doktor çocuğa bakmak için gelir falan. Ertesi gün inciyi satmaya gittiklerinde çok ucuz bir fiyat verirler. Kino sinirlenir ve Başkente gideceğini söyler.
O sabah çok erken bir saatte biri ona saldırır inci için Kino da adamı öldürür. Hal bu ki karısı onu uyarmış, inciyi yok etmesini söylemiştir. O olaydan sonra evlerini karış karış arar başka adamlar bir şey bulamayınca evi yakarlar. Kino ve ailesi de oradan kaçmaya karar verir. Yola çıkarlar fakat bu kadar kolay olmayacaktır. İki yaya ve bir de at üzerinde tüfekli biri onların izini sürüyorlardır. En sonun da bir kayalığın üzerinde mağaraya saklanırlar. O sırada bebek ağlar ve tüfekli adam onu hayvan olduğunu sanar ve vurur. Kino tüm adamları öldürür. Sonra karısıyla eve doğru giderler. Juananın boynunda ölü Coyotito vardır. Birlikte inci denize atarlar. Ve inci kaybolur gider.
Ben sonun beğenmedim açıkçası fakat size kalmış bir şey
İYİ OKUMALAR
İnciJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 202337,8bin okunma
Adaletin iki kadının elinde olduğu bir zamandı. Biri Tahiroğlulları kızı Meral, diğeri Kasımoğulları kızı Seher.Tahiroğulları'ndan, namlı kabadayı Galip Koşan'ın, iki kızından küçük ve nam sahibi olanıdır Meral. Merhameti ile nam salmıştır. İki yaşındaki kızı ve üvey annesinin ölümüne sebep olduğunu düşündüğü için Seher'e kin güder ve içinde hep
Dünya`ya yasli bir adam olarak gelip bebek olarak göcen bir adamin öyküsü.
Hikayeyi illaki duymus ya da izlemissinizdir.
Okumanizi tavsiye ederim. Keyifli okumalar dilerim.
Yine bir Meryem hikayesi, romanlarda Meryem ismiyle karşılaşınca hüzünlenirim. Hep kırık hikayeleri oluyor Meryem’lerin.
Meryem ,Van’ın bir kasabasında annesini doğumundan sonra kaybetmiş , üvey anne ve sessiz bir babanın çocuğu olarak yaşıyor.
Bir gün amcası olacak adama yemek götürdüğü zaman onun tecavüzüne uğruyor, eve geliyor , eve gelince
Fantastik severler buraya.
Daha ilk sayfadan sizi içine çeken bir kitapla geldim.
Hikaye o kadar güzel işlenmiş ki her sayfası ayrı heyecan doluydu ve bu kitap bir editörün ilk kitabıymış.
Ilk kitaba rağmen gerçekten çok iyi bir kurgusu vardı. Şimdi biraz kokusundan bahsedelim.
Eski zamanda bir kadın ikiz bebeklere hamile ve bu ikiz bebekler aynı doğum iziyle dünyaya geliyor. Çok zaman geçmeden ikiz bebek dünyaya getiren kadını cadılıkla suçluyorlar ve kocasına onlardan vazgeçmesini söylüyorlar.
Adam karısını ve kızlarını ormanın derinliklerine götürüp her gün geleceğini söylüyor ve dediği gibi de yapıyor ama zamanla gelmemesi sıklaşınca kadın gidip kocasını görüyor ve ondan sonra tek başına kızlarına yuva oluyor.
Çok geçmeden kadın ölüyor ve ikiz bebeklerin ve civar köylerin korkunç hikayesi başlıyor
Hukuk ve siyaset bilimi alanlarında, aydınlanma çağının en önemli yazarlarından biri olan Montesquieu'nün bu eseri, tam yirmi yıllık bir çalışmanın ürünü. 1748'de yayımlanan eser, özellikle dini otorite tarafından eleştirilmiş ve yasaklamalara maruz kalmış. Fakat hiç bir eleştiri ve yasaklama, Montesquieu'nün, düşünceleriyle Fransız İhtilali'ne
