Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İnsanın yüreğinde ki duyguları satırlara dökmüş
Görkemli bir enkaz gibiyim Umarsız baktığınız yalnızlığımda Ateşin donması Suyun yanması Sahte mutlulukların Ve ölümün korkunç yüzü gibi Boşluğuna düştüğüm hayatta Hiç bir yeri olmayan
Bir Şey Öğrendim
Yaşayamadığımız hayatların yasını tutmak kolay. Başka yeteneklerimizi geliştirmiş, bazı teklifleri kabul etmiş olmayı dilemek kolay. Daha çok çalışmış, sevmeyi daha iyi becermiş, paramızı daha iyi idare etmiş, daha popüler biri olmuş, o gruptan ayrılmamış, Avustralya'ya gitmiş, kahve teklifini reddetmemiş ve daha çok yoga yapmış olmayı
Reklam
"Bir kadına uygulanan en sert şiddet sımsıkı sarılmak olmalıydı.” Orhan Pamuk
Orsay Müzesi, Paris
Van Gogh, 5 Haziran 1890'da kız kardeşi Wilhelmina'ya yazdığı bir mektupta bu tabloyu anlatırken özellikle Nuenen'de yapılan benzer çalışmalara atıfta bulunuyor: Elimde köy kilisesinin daha büyük bir resmi var; basit koyu mavi renkli, saf kobalt rengindeki gökyüzüne karşı binanın menekşe renginde göründüğü bir efekt; vitray pencereler lacivert lekeler gibi görünüyor, çatı mor ve kısmen turuncu. Ön planda çiçek açmış bazı yeşil bitkiler ve içinde güneş ışığının pembe akışının olduğu kum. Ve bir kez daha Nuenen'de eski kule ve mezarlık üzerinde yaptığım çalışmalarla hemen hemen aynı şey; ancak muhtemelen rengi artık daha etkileyici, daha görkemli. ” Auvers'deki Kilise'nin ön planı güneş tarafından parlak bir şekilde aydınlatılıyor, ancak kilise kendi gölgesinde duruyor ve "kendi ışığını ne yansıtıyor ne de yayıyor." Van Gogh, Belçika'nın Borinage kentinde sürdürmeyi umduğu evanjelik kariyerinden çıkarıldıktan sonra, Temmuz 1880'de Cuesmes'ten kardeşi Theo'ya bir mektup yazdı ve Shakespeare'in V. Henry'sinden bir resimden alıntı yaptı , Bölüm 1'de karanlık bir boşluğun içindeki karanlık Kilise "boş ve aydınlanmamış vaaz"ı sembolize ediyor: "Onların Tanrısı, Shakespeare'in sarhoş Falstaff'ının Tanrısı, 'bir kilisenin içi' gibidir". Birbirinden ayrılan yollar motifi, Buğday Tarlası ve Kargalar tablosunda da karşımıza çıkıyor .
Kendi bahçesine bir çiçek ekmemiş insanlar, karşı bahçenin toprağının altındaki tohuma bile öfkelidir.
“Egomuz, demişti Freud, bitmiş ilişkilerimizden kalan izlerden yapılmıştır. Her biten ilişki üzerimizde bir iz bırakır ve kimliğimiz bu kalıntıların zamanla birikmesinin sonucudur. ‘Ne yerseniz osunuz’dan çok ‘kimi severseniz osunuz’ diyebiliriz.”
Reklam
Bir bekleyeni olmalı insanın! Sen kendinden vazgeçsen de, senden vazgeçmeyen.
Ted Lasso Dizisinden Beğendiğim Bir Alıntı
Bir insanın dünyaya verdiği bir şeyden ötürü zengin olması düşüncesini seviyorum. Ailesi zengin diye olanları değil. Ted lasso (1.s 5.b 21.17)
Robin Sharma' dan 6 farklı öğreti:
1- Bahçe, aklın simgesi. Ona özen gösterip, besleyip güçlendirirsen, tıpkı verimli ve zengin bir bahçe gibi beklentilerinin çok ötesinde güzel çiçekler açar. Ama yabancı otların kök salmasına izin verirsen, kalıcı huzur ve derin iç denge senden hep uzaklaşacaktır. Bahçenin kapısında bir koruyucu gibi durmalı ve yalnızca en iyi bilgilerin içeri girmesine izin vermelisin. 2- Kalıcı mutluluğa, hedeflerine, sürekli çalışarak ve yaşamın amacı yönünde güvenle ilerleyerek ulaşırsın. 3- Gerçekten yapmayı sevdiğin şeyi bul ve sonra tüm enerjini onu gerçekleştirmeye yönelt. Bunu yaptığında yaşamın zenginleşir ve tüm arzuların kolayca ve fazlasıyla gerçekleşir. 4- Yaşamın amacı, amacı olan bir yaşamdır. Gittiğin yönü değiştirirsen, yaşamında devrim yaratabilirsin. Fakat nereye gittiğini bilmezsen, oraya ulaştığını nasıl anlayacaksın? 5- Korkun, toplum içinde konuşmaksa, yirmi konuşma yapmak için plan yap. Ya da yeni bir işe başlamak veya verimsiz bir ilişkiden kurtulmaksa, iç enerjinin her zerresini bir araya getir ve bunu yap. Korku, kendi yarattığın zihinsel bir canavardan, bilincin olumsuz yönde akışından başka bir şey değildir. 6- Unutma! Sözcüklerin etkileri çok büyüktür. Gücün, sözlü ifadeleridir. Zihnini umut sözcükleriyle doldurursan, umut dolu olursun. Cesaret sözcükleriyle doldurursan cesur olursun.
Tarihten ders almak...
*🧠* Osmanlıyı 1299 yılında Oğuz Türklerinin Kayı Boyu kurmuştur. Osmanlı imparatorluğu; - 1299 da kurulmuş, 1579'a kadar 3 asır YÜKSELMİŞ.... - 1579 dan 1699 kadar, 1 Asır DURAKLAMIŞ. - 1699 dan 1919 kadar. GERİLEMİŞ VE YIKILMIŞTIR. Gerçekte iki farklı Osmanlı vardı; - Halifeliğe kadar olan Osmanlı... (1299-1517) Nam-ı diğer Türk
Reklam
Ötesi yok...
"Biraz yorulup gideceğiz. Bir tutam hüzünle imtihan edilecek kalbimiz." 🖊Mehmet Fatih ÇAPKUR
Bahsetme şu uzaklık denen şeyden Sen büyük bir deniz dersin, aramızdaki şu maviliğe. Ben bir avuç su Seçil Oğuz
Tezgahımız...
Profil duvarında pazara çıkan bir tezgahtar gibi hepimizin yazıları. Tezgahımızda sergilediğimiz her inceleme, her alıntı, her ileti tezgahımızın önünde geçenlerin beğenisine sunulmuş bir ürün aslında Kimisi bakıp geçiyor, kimi fiyat soruyor, kimi ürüne uzaktan gizli bir bakış atıyor, kimi mıncıklıyor, kimi de pazarda kendine bir fiyat belirlemek için geliyor. Yine de bu kaotik pazarın içinde hepimiz günün sonunda tezgahımızı toplarken, kazanımla iç dünyamıza dönüp, gösterilen o teveccüh ile rahatlayıp, keyifli bir ruh hali devşirme peşindeyiz...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.