"aslında şu attan aşağı atlayıp kaçsam yeridir," dedi. "hızla ortadan kaybolurum."
chaol "evet," dedi, "omurgana saplanan üç okla ortadan kayboluverirsin."
"ne hoş bir sohbet."
Sayfa 53Kitabı okuyor
Zaten insan birine karşı hissettiklerine bir ad bulduğunda, duyguları da daha en baştan ölümle tanışırdı. Hakiki sevginin aşkın bir tanımı yoktu. İnsan birinin omzunda, sesinde, gözlerinde, yüzünde kalmak isterdi öylece.
Sayfa 169Kitabı okuyor
Kendi zihnimde bir izleyici olmuştum. Gözlerimin önünde korkunç bir savaş vardı ama izlemekten başka bir şey yapamıyordum.
Sayfa 320Kitabı okudu
Gerçeklik; değerinden, anlamından ve doğruluğundan o denli yoksun bırakıldı ki ideal bir dünya uyduruldu. “Gerçek dünya” ve “görünen dünya.”
Sayfa 6
“Gittikçe bozulan bir nakarat gibi hayat.”
Adam bana gelmiş, kağıt helva orucu bozar mı diyo... Var mı böyle bir şey yaa... Yok böyle bişey.
Sayfa 46 - Mürekkep Basın Yayın 25. BaskıKitabı okuyor
"Söyleyecek fazla bir şeyim hiçbir zaman olmadı. Ben de sustum"
Sayfa 64Kitabı okuyor
"Tek gerçek yolculuk, tek gençlik pınarı, yeni manzaralara gitmek değil, başka gözlere sahip olmak, evreni bir başkasının gözünden, başka yüz kişinin gözünden görmek, onların her birinin olduğu, her birinin gördüğü yüz evreni görmektir."
Marcel Proust
Ona göre, ideal ifade soğuk, duygusuz ve hissizdi. Ben bunların hiçbiri değildim ve bu tür bir maskenin ardına gizlenmemek için direniyordum.
Sayfa 87 - 88Kitabı okudu
''Ölüm, kötü bir şey,''
''Zamansız olması daha da kötü.''
''Her ölüm zamansızdır.''
..Ben gene eskisi gibi dünyadan uzak ve daima tasavvurlarımın ve iç dünyamın bir oyuncağıydım..
Sayfa 63 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Aşk neydi?
... “ Birlikte avlanıp avlarını birlikte yere indirdikleri, birlikte açlık çektikleri günler unutulmuş, geçmişte kalmıştı artık. Şu anda önlerindeki mesele aşktı ve aşk, yiyecek bulmaktan daha amansız, daha acımasız bir meseleydi. ”
Sayfa 43 - Kültür YayınlarıKitabı okuyor
"İçimde bir şeylerin büyüdüğünü hissediyorum," dedi. "Bazen beni gülümsetiyor ama bu hisler... Sadece iyi bir şey değil işte." Erdem biraz daha düşündü. "İçimde nefret büyüyor, öfke de."
yaklaşık 10.000 yıl boyunca Anadolu medeniyetlerinin Avrupa'ya karşı üstün olmasına rağmen neden sonunda Avrupa kazandı? neden Kuzey Amerika, Avustralya ve Güney Afrika Osmanlı İmparatorluğu tarafından değil de İngiltere, Hollanda, Fransa, İspanya ve Portekiz tarafından fethedildi? neden bir Amerikalı olarak ben modern Türkçe değil de İngilizce konuşuyorum?
O yorulmak bilmez hayalgücünün de bir gün yorulacağını, sürekli gerilim içinde olmaktan bitap düşeceğini hissedersin, çünkü büyümekte ve eski ideallerini geride bırakmaktasındır; o idealler de parçalanıp toza toprağa karışır; eğer başka bir yaşamın yoksa yenisini yine bu parçalardan inşa etmek gerekir.
Sayfa 28Kitabı okuyor
