Hindu vurgusuyla konuşuyordu.
"Selamın aleyküm,* dedi Hasan tereddütle. Başını kibarca salladı, ama gözleri gerideki babasını anyordu. Ali yaklaştı, elini Hasan'ın omzuna koydu.
Baba, Hasan'ın kuşkulu -ve şaşkın- gözlerine baktı. "Doktor Kumar'ı Yeni Delhi'den getirttim. Kendisi bir plastik cerrahtır."
"Bunun anlamını biliyor musun?" diye sordu Hintli -Doktor Kumar.
Hasan başını hayır anlamında salladı. Yardım istercesine bana baktı, bense omuz silktim. Tek bildiğim, insanın apandisitini aldırmak için bir cerraha gittiğiydi.