Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"İnsan öldüğünde en yakınının, en sevdiğini unutma süresi 18 aymış. (Bu en uzun süre) Yani 18 ay sonra acısı diner, sizi tatlı bir anı olarak anımsarmış. Düşününce içim acıdı bir an. Değer verdiklerimin, Çok sevdiklerimin, "Onlar olmadan asla olmaz" dediklerimin Beni 18 ay sonra unutacak olması...? İyi bir iş, geniş bir ev, bir araba, emeklilik hayalleri, "Hele şu da olsun rahatlayacağım" derken bir bakıyorsun hayatın sonuna gelmişsin. Lakin bizim yaratılış sebebimiz araba, ev, bağ, bahçe değil ki....Hiçbir değer üretmeden, iz bırakmadan yaşanan bir hayat 80 yıldeğil de 800 yıl olsa ne yazar ki? 18 ayda unutulduktan sonra... Yazık oluyor bize. Çok ucuza gidiyoruz. - İnsanın yetiştirdiği öğrencileri olmalı, öğretmen olmasa bile...Yazdığı bir kitabı olmalı en azından, ya da yazmaya azmettiği... - Tanımadığı, adını bile bilmediği insanlarda iz bırakmışlığı olmalı... - Birileri çevirmeli yolunu "Siz beni tanımazsınız ama ben sizi tanıyorum, siz benim hayatımı değiştirdiniz" demeli yıllar sonra... İnsanlara selam vermekten korkmak şöyle dursun, tanımadığı onlarca insanın yüreğine dokunmalı, sohbet etmeli, dertleşmeli, arkadaş olmalı... Ah! bu çok fazla dünya telaşesine dalmışlığımız yok mu... Mezardakiler de aynını yapmıştı...."(A)
“Zamanını kelebekleri kovalamakla geçirirsen senden kaçarlar ama oturup bir bahçe ekersen kelebekler sana gelir.”
Reklam
Doğruyla yanlışın ötesinde bir bahçe var seninle orada buluşacağız…
1k
🌷🙃🥹 "Bazen Allah'ın bizim için bahçe hazırladığını bilmeden, bir çiçek için ağlarız."
"Bazen Allah'ın bizim için bahçe hazırladığını bilmeden bir çiçek için ağlarız."
Dava adamlığıyla başlayan ve hüsranla biten bir ömür... İLGİLİSİNE....!
Uzun bir nöbetti bizimkisi… Ümmetin umudu olmak için çıkılan uzun ve zorlu bir yolculuğun nöbeti… Şehir şehir, mahalle mahalle, ev ev tutulacak bir nöbet... Kimimiz terk etti tepeyi, ganimetlerin peşinden koşup gittik. Ne zafere ulaşabildik, ne de ganimet toplayabildik… Ne evlerimizi koruyabildik, ne şehirlerimizi, ne de nesillerimizi... Tüm
Reklam
“Yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe.”
“Tanrım bana kitap dolu bir ev ile çiçek dolu bir bahçe ver”
Konfüçyüs
Konfüçyüs
Siz daha bir başlangıç bile değilken Yağmur başlamıştı Ama ne ben ne bahçe ne yaz Hiçbirimiz
Oktay Rifat
Oktay Rifat
İçimde bir sürü kuru bahçe var Ve sen Allah’ım, yağmurun da Rabbisin…
Reklam
"Herkes ölünce ardında bir şeyler bırakmalı, derdi dedem. Bir çocuk, bir kitap, bir tablo, inşa edilmiş bir ev veya duvar, yapılmış bir çift ayakkabı. Veya ekilmiş bir bahçe. Elinin bir şekilde dokunduğu bir şey, öldüğünde ruhunun gideceği bir yer olsun diye; böylece insanlar ektiğin o ağaca veya çiçeğe baktığında, sen orada olursun. Ne olduğu önemli değil, dokununca onu değiştirdiğin ve ellerini çektiğinde sana benzeyeceği bir şeye dönüştürdüğün sürece, derdi. Sadece çim biçen adamla bahçıvan arasındaki fark dokunuştadır, derdi. Çimleri biçen adam orada hiç olmamış gibidir; bahçıvansa bir ömür boyu orada olacak."
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451
Bu Yalnızlık Benim
Bu Yalnızlık Benim
eşliğinde, “rastgele, rast gelen” düsturuyla sf. 135’i açmam ve “belki azıcık bahçe dikiyorum bir saksıya” dizesiyle yeniden karşılaşmam hatırına… sf. 21-625 arası, buyrunuz:
Yaprak döker bir yanımız Bir yanımız bahar bahçe..
Tolstoy’un "İnsan Ne İle Yaşar" adlı kitabında, çiftçi Pahom’un hazin ve ibretlik öyküsü yer alır. Sıradan kendi halinde bir çiftçi olan Pahom, daha zengin bir hayatın hayalini kurmaktadır. Uzak bir yerlerde, cömert bir reisin karşılıksız toprak verdiğini duyunca, daha çok toprak elde etmek için reise gidip talebini iletir. Gerçekten de
"Bütün insanlığın varlığını kendi şahıslarında gören adamlar bedbahttırlar. Besbelli ki o adam fert sıfatı ile mahvolacaktır. Herhangi bir şahsın, yaşadıkça memnun ve mesut olması için lazım gelen şey, kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır. Herkesin kendine göre bir zevki vardır. Kimi bahçe ile meşgul olmak, güzel çiçekler yetiştirmek ister. Bazı insanlar da adam yetiştirmekten hoşlanır. Bahçesinde çiçek yetiştiren adam çiçekten birşey bekler mi? Adam yetiştiren adam da, çiçek yetiştirendeki hislerle hareket edebilmelidir." Atatürk, 17 Mart 1937
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.