Bir sergiyle geldi bahar
Ne don vurur, ne meyve verir
Öylece bir çiçek düşlemesi
Ne güzel bir oyundur canım
Taşlara bakan gözün çiçeği görmesi
Benim memleketimde bugün
Kırk elli bin liradır
Sessizce düşünüyordum ne zamandır o vakitleri. Şehrin sahile bakan kısmına arabamı çekip müthiş bir suskunlukla düşünüyordum hemde. Sahil kenarında dalgın bir şekilde yürürken bir anda kafamı kaldırıp yukarıya doğru bakma isteği geldi içimden. Sonra dedim ki şöyle bir gökyüzünün muazzam görünen maviliğini görebiliyorsam, denizin miss gibi kokusunu heyecanla içime çekebiliyorsam, kırlangıçların ciyak ciyak öten sesleri kulaklarımın pasını siliyorsa..birde, karşıda duran seyyar köftecinin miss gibi köfte kokusunu içime çekebiliyorsam ve sahil kenarında balık tutmak için sandalyesine oturmuş, babasının oltasını çekmesini bekleyen çocuğun o yüzündeki masum gülüşüne dokunabiliyorsam… Neden böyle fütursuzca karamsar bir düşünceye itiyorum ki kendimi? Hayatı yaşıyorum ve şuan hâlâ hayattayım. Bu bile yeterdi aslında yaşama yeniden tutunabilmek için...✍️
Zeynep ÖNER
Not : Lütfen paylaşımlarımı kendi paylaşımınızmış gibi kopyalayıp başka yerde paylaşmayın, rica ediyorum 🙏
Bir gün arkadaşımla yemek yerken yanımda 'kitap almak ister misiniz' perisi belirdi. İnsanların ne zorluklarla kitap bastırdığını, yayınevlerinin nasıl kırk dereden su getirdiğini bildiğim için destek olmak istedim. Ama işler beklediğim gibi gitmedi.
Hiçbir insan yerine bu kadar utandığımı hatırlamıyorum. Kitaba ciddi anlamda kafa atmaya başladım
Ben bir de hayalerim
Bindik bi gemiye, kaptansa ben yine
Dalmışım o eski günlere
Söylenen sözlere içim acıdı yine
Hangi kalbi mutlu edersin?
Sevebilir misin? Sen nasıl birisin?
Gözlerim körelmişti benim