Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
48 syf.
7/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Ilk olarak çevirmenin ellerine sağlık. Kitap Madame de Prie'nin ruhsal çöküşünü anlatmakta. Prie insanların kendine normal bir şekilde saygı, sevgi gütmesini değil, aksine onu kıskanmalarını, hakkında dedikodular ederek varlığını bilmelerini ister. Prie dışardan kendini olmadığı biri olarak gösterir ve kendini de nasıl kafasında kurduysa öyle insanlara empoze eder yani çok 'pick me' davranır ama hikayeyi okurken onun bu hareketlerini onun yerine koyarak biraz da haklı buluyorsunuz. Prie ölümüyle arkasından insanlara derin izler bırakmak ister ve sahte gülümsemelerle aslında hem başkalarını hem de kendini kandırmaktadır. Anlık olarak kendini nasıl gösteriyorsa o durumda öyle yaşıyor gibi hisseder. Ama sonunda ne kadar kendi içinde planlar kursa ne kadar bunun sonuçlarıyla beraber uzun vadeli kendini ölümle ölümsüz kılmak istese de bunu yapamaz çünkü içinde yaşadığı toplum -o da dahil- "anı yaşamak" adı altında kendisini olmayan anlarda yaşatmasıdır.
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177bin okunma
Ancak Madame de Prie onca eğlencenin ortasında amacını neredeyse tamamen unutmuştu. İnsanları çılgınlık ve debdebeyle kandırmak isterken aslında kendini kandırıyordu, eski yaşamının taklidine kendisini öylesine düşüncesizce kaptırıyordu ki bunları gerçek gibi algılıyor, hatta kudretine, güzelliğine ve yaşam sevincine inanıyordu. Bir şey farklıydı tabii, bu da canını acıtıyordu. O artık bir hiç olduğundan beri insanlar ona daha samimi, daha sıcak, ama sonra yeniden soğuk davranıyorlardı. Kadınlar ona artık imrenmiyor, küçük hainliklerle onu iğnelemiyor, erkekler çevresinde pervane olmuyordu. Onunla birlikte gülüp eğleniyor, ona iyi bir arkadaş gibi yaklaşıyorlardı, ama kimse sahte sevgi sözcükleri söylemiyor, yalvarmıyor, gönlünü okşamıyor, ona saldırmıyordu; Madame de Prie kudretini tamamen yitirdiğini bunlardan seziyordu.
Reklam
Ancak Madame de Prie onca eğlencenin ortasında amacını neredeyse tamamen unutmuştu. İnsanları çılgınlık ve debdebeyle kandırmak isterken aslında kendini kandırıyordu, eski yaşamının taklidine kendisini öylesine düşüncesizce kaptırıyordu ki bunları gerçek gibi algılıyor, hatta kudretine, güzelliğine ve yaşam sevincine inanıyordu. Bir şey farklıydı tabii, bu da canını acıtıyordu. O artık bir hiç olduğundan beri insanlar ona daha samimi, daha sıcak, ama sonra yeniden soğuk davranıyorlardı. Kadınlar ona artık imrenmiyor, küçük hainliklerle onu iğnelemiyor, erkekler çevresinde pervane olmuyordu. Onunla birlikte gülüp eğleniyor, ona iyi bir arkadaş gibi yaklaşıyorlardı, ama kimse sahte sevgi sözcükleri söylemiyor, yalvarmıyor, gönlünü okşamıyor, ona saldırmıyordu; Madame de Prie kudretini tamamen yitirdiğini bunlardan seziyordu. Kıskançlığın, kinin, yalanın olmadığı bir yaşam yaşamaya değmezdi. Aslında artık unutulmuş olduğunu ürpererek fark etti: Şamata hâlâ eskisi gibi bütün çılgınlığıyla sürüp gidiyordu, gelgelelim o artık odak noktası değildi. Erkekler başka kadınlarla gülüyorlardı ve madam bu kadınların gençliğini ve tazeliğini ilk kez fark ediyordu: Yaşlanıp onlara yabancılaşmadan dünyaya kendini hatırlatmanın zamanı gelmişti.
Sayfa 34 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
48 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 saatte okudu
Kadınların Şeytani Yönlerine Dair Başarılı Bir Eser
Zweig’in insan psikolojisine dair harika çözümlemeleri olduğunu hep söylerim. Bunun yanında Zweig kadın psikolojisini en muhteşem, en ayrıntılı ve en isabetli şekilde çözümlediğini de söyleyebilirim şüphesiz. Bir kadının içinde var olan şeytanî yanın, öte yandan kadınlarda sıklıkla görülen ilgi ve sevgi bağımlılığının, bu sevgi ve ilgi ihtiyacını giderebilmek için şeytani bir zeka ve karaktere bürünebileceklerinin anlatıldığı bu roman; erkeklere bir uyarı niteliği taşıyor diyebilirim :) Tüm bunların yanında, şöhretli birinin aniden sıradan yaşama geçtiğinde yaşayacağı ruhsal sıkıntıyı, yalnızlık ve terk edilmişlik duygularının yaşattığı boşluk ve çaresizlik hissini ve tüm bunlarla birlikte gelen yaşamın anlamını ve ölüm / intihar kavramlarını da sorgulatıyor ‘Bir Çöküşün Öyküsü’. Tüm yönleriyle psikolojik derinliği oldukça fazla olan Zweig’in bu eseri, çok kısa (48 sayfa) oluşu ve olay örgüsünün sürükleyiciliği açılarından da bir çırpıda okunup bitirilebilecek bir çalışma. S. Zweig severlerin okuduklarında pişman olmayacakları ‘Bir Çöküşün Öyküsü’, benim okuduğum Zweig eserleri arasında bana göre ilk beşe girmiyor. Ama S. Zweig okurlarına ve psikolojik derinlikli öykü / roman severlere tavsiye edebileceğim bir kitap olduğunu da belirtmeliyim.
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177bin okunma
Leydi, sizinki ışıldayan bir güzellik, Asla cilveli ve kibirli değil, Coşkunuz huzursuzluk vermez, Ve acı çektirmez. Sizinki zekanın armağanı, Sevgi dolu, Zarif bir ruhsunuz. Çaresiz sorunlarda çok akıllı Önemsiz konularda büyüleyici ve sevecensiniz. Şimdi öleceğim, Hayır benim için yas tutmayın.
56 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Klasik, kısa süren ama çok etkileyici bir kitabını daha bitirdim Zweig'in. Bu kitabında ana karakter olan sarayda yaşamış soylu bir kadının, Madame de Prie'in Normandiya'ya sürülmesini ve Normandiya'da adının unutulmaya yüz tutmasını öngörmesiyle birlikte adını duyuracak çeşitli etkinlikler, partiler düzenlemesini, gene de buna rağmen madamın yaşadığı fiziksel çöküntüyü ve o dönemdeki sınıfsal çatışmayı çok güzel bir şekilde ele alıyor. Madamın servetine rağmen yaşadığı mutsuzluk, eski yaşantısına geri dönebilme hırsı, sürgünde yaşadığı yalnızlıktan ötürü hizmetkarına duyduğu sevgi, hizmetkarının da bu durumdan yararlanıp gözünün açılmasını sağlıyor. Kısacası madamın yaşadığı acıklı bir trajediyi usta yazar Stefan Zweig çok güzel öykülemiş diyebiliriz. Mutlaka okunmasını tavsiye ederim, bir solukta bitecek bir kitap, iyi okumalar arkadaşlar.
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177bin okunma
Reklam
Ve şimdi de bütün Fransa'yi iki yıl boyunca yönetmiş birini böylesi bir kağıt parçasıyla saraydan uzaklaştırma cesaretini gösteriyorlardı. Oysaki böyle bir cesareti düşmanlarından beklememişti. Elbette ki genç kral ona asla sevgi duymamış, hep kötü davranmıştı; bir de üstüne Maria Leszinska kendisini Fransa Kraliçesi olarak ilan eden Madam'i sırf bir halk kitlesi pencerenin önünde sözüm ona kıtlığı bahane edip gürültü çıkardı , diye sürgüne göndermemiş miydi?
56 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 saatte okudu
Mutlaka okunması gereken kısa bir eser
Herkesin okuması gereken bir Stefan Zweig eseri. Dünyanın kendi etrafında döndüğünü zanneden, hayatındaki tek amacı gösteriş yapmak ve insanları kıskandırmak olan, hırsları gözünü kör etmiş bir kadının hayat hikayesini konu alıyor. Günümüz sosyal medyasında da hasetle, yalanla, fitneyle ve nefretle beslenen insanları görmeniz mümkün. ---alıntı--- Elbette farklı olan bir şey vardı, bu da canını çok yakıyordu. Gözden düştüğünden bu yana insanlar ona daha dostane, daha sıcak ama daha mesafeli davranır olmuştu. Kadınlar artık onu kıskanmıyor, fitnelerle onu zor duruma sokmaya çalışmıyordu, Erkeklerse etrafında pervane olmuyordu. Onunla beraber gülüyor, onu iyi bir sohbet arkadaşı olarak görüyorlardı ama kimse yalandan sevgi gösterilerine başvurmuyor, ona avuç açmıyor, iltifatlar yağdırmıyor, düşmanlık beslemiyordu ve tüm bunlar ona hepten güçten düştüğünü kanıtlıyordu. Hasetsiz, nefretsiz, yalansız bir hayat yaşamaya değer değildi. ---alıntı---
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İndigo Kitap · 201977bin okunma
Leydi sizinki ışıldayan bir güzellik, Asla cilveli ve kibirli değil, Coşkunuz huzursuzluk vermez, Ve acı çektirmez. Sizinki zekânın armağanı, Sevgi dolu, Zarif bir ruhsunuz. Çaresiz sorunlarda çok akıllı, Önemsiz konularda büyüleyici ve sevecensiniz. Şimdi öleceğim, hayır benim için yas tutmayın.
56 syf.
8/10 puan verdi
·
10 saatte okudu
Kitabı okuyan birkaç kişinin yorumuna baktığımda, Zweig'in diğer eserlerine göre sönük kaldığını düşünen tek kişi olmadığımı anladım. Stefan Zweig'in ruhsal çözümlemeleri ve psikolojik tahlilleri kayda değerdir gerçekten. Bu eserinde ise Madame de Prie adında sarayda yüksek mertebede olan bir kadının, günün birinde gözden düşmesiyle kral tarafından sürgün edilmesini ardından bir insanın istediği yaşamdan uzak kaldığında nasıl bir bunalıma girip yanlış düşüncelere boğulduğunu Madame de Prie üzerinden anlatıyor. Gittiği yerde önce içinde oluşan boşluğundan kaynaklı yanlış kişiye ilgi duyması ardından köylü diye insanları hor görmesi, insanın ne kadar acımasız ve istediğini elde ettikten sonra her şeyi yok sayabildiğini gösteriyor. Öte yandan hırsın insan gözünü nasıl boyadığını da bir genç üzerinden anlatıyor. Aşırı egonun en sonunda bir yaşama mâl olduğunu da görmüş oluyoruz. Ancak fenâ yalnız kalan insan elbet bir gün kendisini de kaybeder. Anlatımı yönüyle çok sevemesem de anlattıkları ile harika bir eserdi. Madame de Prie bir gün aynaya baktığında ne kadar çirkinleştiğini farkediyor ve bunun kendisi olup olmadığını kavramaya çalışırken baygın düşüyor. Bu okurken kendi kendime dedim ki, aslında yaşamımız boyunca iç aynamıza kaç defa bakıyoruz. Her gün aynaya bakarız, yüzümüz iyi mi kötü mü diye ancak durup içimize bakmayız çoğumuz, kalbimiz ne hâlde bilmeyiz, çirkinleşti mi, çöktü mü, yoksa hâlâ güzel bir şekilde insanlara merhamet, sevgi gibi insani duyguları beslemeye devam edebiliyor mu? Düşünmemiz lazım.
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177bin okunma
Reklam
56 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Herkese Kalabalık Kendine Yalnız Bir Kadın
"Kadınlar ona artık imrenmiyor, küçük hainliklerle onu iğnelemiyor, erkekler çevresinde pervane olmuyordu.Onunla birlikte gülüp eğleniyor, ona iyi bir arkadaş gibi yaklaşıyorlardı, ama kimse sahte sevgi sözcükleri söylemiyor, yalvarmıyor, gönlünü okşamıyor, ona saldırmıyordu." İşte bu sözler anlatıyor Madame de Prie'nin çöküşünü, o
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İndigo Kitap · 201977bin okunma
56 syf.
8/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
‘56 sayfalık kadın ruhunun buhranlarına doğru bir serüven’
Avusturyalı Yahudi yazar Zweig’in sanıyorum okuduğum 4. Kitabı Bir Çöküşün Öyküsü.Freud’un öğretisine ve psikolojiye duyduğu derin ilgi onu karakter incelemelerine itmiştir. Özellikle kadın karakterlerin iç dünya tahlillerini haklı ve yerinde bulduğum Zweig’in bu kitabındada aynı hissi derinden yaşadığımı belirtmeliyim. Kitap ise 15.Louis döneminde Fransız sarayında etkili olmuş,intiharı yıllar boyunca unutulmayan aristokrat bir kadının gerçek yaşam öyküsünü, onu intihara sürükleyen ruh buhranlarını ele aldığı bir biyografisi Zweig’in. Yahudi olan ve 20.yy başlarında romanları çok okunan hatrı sayılır bir başarıya ulaşan Zweig’ın eserleri 1933 yılında Naziler tarafından yakılır.Nazilerin baskısını ve halkına yapılan zulümleri sindiremeyen yazar Brezilyaya gitmiş ve 1942 de eşi ile intihar etmiştir. Eserilerinde genellikle intihar saplantısı ile yaşayan karakterleri inceleyen yazarın,bu kitabında göze çarpan taraf ise henüz Nazi korkusunun başgöstermediği ve intiharı düşünmediği yıllarda kaleme alınmış olmasıdır. Bir kadın karakterin daha ruhunun en ince ve hassas noktalarının derin bir gerçeklikle kaleme alındığı bir Zweig eserinin daha kapağını kapamış bulunuyorum sayın okur.Bir Zweig kitabında daha, kıyısından köşesinden de olsa karaktere tutunduğum,kadın ruhunun yaralarını okurken bir dostun önümde savaş zırhlarından sıyrılıp kendini bana tüm şeffaflığıyla açtığı hissine kapıldım korkusuz ve fütursuzca... Sevgi ve Muhabbetle...
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177bin okunma
Leydi sizinki ışıldayan bir güzellik, Asla cilveli ve kibirli değil, Coşkunuz huzursuzluk vermez, Ve acı çektirmez. Sizinki zekânın armağanı, Sevgi dolu, Zarif bir ruhsunuz. Çaresiz sorunlarda çok akıllı, Önemsiz konularda büyüleyici ve sevecensiniz. Şimdi öleceğim, hayır benim için yas tutmayın.
55 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.