Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Şu sıralar özellikle Cumhuriyet Dönemini anlatan olaylar oldukça ilgimi çekiyor. Güzel bir doğumgünü hediyesi olan Azra Kohen’in “Gör Beni” kitabına bu yüzden büyük bi iştahla başladım. 1930lu yıllarda İstanbul’da geçen kitap, dili ‘o dönemki türkçeye yakın mıdır’ diye düşündürdü. Daha sonra çok akıcı ve anlaşılır olduğunu görünce sayfalar hızla
“Hayatta en tehlikeli şey, gerçekleşmiş hayallerdir.
Artık hayal edecek bir şeyin kalmaz.”
.
Son zamanlarda,
“Yahu neymiş bu Momo, her yerde karşıma çıkıyor?”
diye sorduğumda;
eğlenceli bir çocuk romanı olduğunu söyleyen
o kadar çok insan olmuştu ki...
.
Tam kitabı edinmeye yöneldiğim bir dönemde,
Sabo’m bana doğumgünü hediyesi olarak gönderdi
ne
Çok hoş bir kitaptı..
Kelimelerimi seçerken abartmamaya çalışacağım ama sanırım bu yazıyı yazdıktan sonra sözümü tutamadığımı anlayacağım
Öncelikle toplumun günden güne salgın gibi yayılan abartma hastalığından latifeli bir şekilde bahsederken biz büyüklere baya baya sübniminal mesajlar veriliyor değinilmedik konu kalmış mı bilmiyorum 🤷️ okuyun da görün Şık bir uslubü var bir oturuşta bitecek bir kaç oturuşlada tekrarı istenilecek bir kitap olmuş sağlıklı beslenmek adına yapılan yeşil hayatlardan tutun çalışmaktan evladının gelişimini kaçıracak babalara, gaz çıkarma partisinden tutun okullarda çocukları birer dersmatikmiş gibi görmelerine kadar herşeye değinilmiş Ben beğendim tavsiye ederim kalemine emeğine sağlık @serminyasarofficial yazarımızın
Bu arada kitab bana hayatta daima orta yollu olmamı teskin eden biricik teyzemin doğumgünü hediyesi.. “Abartma” onun bende klişeleşmiş sözüydü şimdi kitabını da verdi ulvi görevi tamamlandı Ben yine de abartmadan edemedim koca bir fincancık çayı yanına içiverdim.. Keyifli okumalar..
'İyi tarafından bakalım.
Mutlu bir adamım ben.'
Sonunda 'pek beğenmedim, bana göre değildi' gibi eleştirilere ve önyargılara kulak asmayıp bitirdiğim kitap.İnsanın bir kitaba, kitabın karakterlerine ısınması zaman alıyor.Kendini ne kadar karakterlerle özdeşleştirebilirsen, kitapta ne kadar hayatından izler bulabilirsen o kadar seviyorsun onu da.
Kitabın adını görünce Murat Menteş gibi absürd komedi olduğunu sandım aslına bakarsanız.Birisine doğumgünü hediyesi olarak kitap alacaktım ve önerilerde bunu görmüştüm.Yorumları beğenip Tarık Tufan'ı araştırmam üzerine aldım kitabı.Hatırası büyüktür.Gelgelelim kitap hiç de güldüren cinsten çıkmadı.Kitap konuları ayrı cephelerden anlatıp sonlara doğru birleştiriyor, bazıları bunu yorucu bulabilir, bense pekiştirici buldum.Karakterin içsel konuşmalarını ve bunun abartılı oluşunu her ne kadar esprili olmasa da çok sevdim.Baki Semih'in ve Remzi'nin annesinin hikayeleri yine bence kitabın en can alıcı noktalarıydı.Zaten hikayeyi okurken Şeyh'in oğlundan ziyade diğer karakterlere odaklanıyorsunuz, Şeyh'in oğlu da adam olsun mutlu olsun diyorsunuz ama kendi tabiriyle 'Bir adamın kendi gidişiyle başlayan hiçbir hikaye geri dönüşle sona ermiyor.Gerçekten gidebilmek böyle olsa gerek.' gibi bir durum söz konusu.Güzel bir kitaptı, aslında güzel de bir absürd komedi kitabı olabilirdi, kısacası siz Şeyh'e Tarık Tufan'a milletin lafına takılmadan okuyasınız varsa okuyun gitsin.Pişman olmayacağınız temennisiyle
'Hayat ne biriktirir bizim için?
Kırık dökük aşklar, yaşanmamışlıklar, olmamışlıklar, bir çocukluk anısına teğellenmiş hüzünler, aşkın sonsuz bekleyişleri, ayrılıklar, kentler, köyler, yollar, rüzgarlar, gündoğumları, biraz keder, biraz da neşeyle çatılmış evler... Hayat bizim için saklamaya hazır olduklarımızı, bize yakışanları, ihtiyacımız
Yaşanması gereken 100 macera arasında, Kapadokya da balon turundan Atacama Çölü gezisine, San Blas adalarında kano turundan uzay seyahatine uzanan geniş bir çeşitlilik var. Hemen söyleyeyim maceraların bir kaçı hariç hepsi çok yüksek maliyetler gerektirirken, geriye kalan bir kaçı için astronomik rakamlar gerekli. Ben kendi dişime göre (yani gerçekçi hayaller kurabilmek adına) yamaç paraşütünü ve Likya Yolu’nda Yürüyüşü seçtim. Açık konuşayım ve inanın bunu fakirliğimden söylemiyorum, uzay seyahati dışında listedeki her maceradan Likya Yolu yürüyüşü için vazgeçebilirim. Yıllar önce çok küçük bir bölümünü yürüdüğüm bu yolu şimdiden kendime 45 yaş doğumgünü hediyesi olarak seçtim. Bakalım Allah kısmet ederse 45 yaşına gireceğim yıl, bu yol için plan yapacağım.
umutcalisan.com/2017/06/yasanma...
Çocukların hayal güçlerini geliştirecek onları dinleyen konumundan çıkarıp üreten yaratan olmalarını sağlayacak etkileşimli bir kitap :) okul öncesi öğretmenlerine ve ailelere şiddetli tavsiyemdir .
Profesör ve hizmetçi Yoko Ogava.
Bir arkadaşımın doğumgünü hediyesi olarak aldığı kitaplardan biriydi.Japon edebiyatına çok meraklıyım ve bu güzel kitabı almasaydi bu yazarla hiç tanisamayacaktim tekrar tşk ediyorum kendisine..
Kitap bana petey i hatirlatti okumadiysaniz mutlaka okuyun yorumumu paylaşmistim daha önce..
Evlere temizlik için giden ve çocuğuyla yalnız yaşayan hizmetçi, 60'lı yaşlarının ortasında yalnız yaşayan, birkaç yıl evvel geçirdiği trafik kazası sonucu sadece yaşadığı son 80 dk. öncesini hatırlamayan matematik profesörünün evine gönderilir temizlik şirketi tarafından..Geçirdiği kaza sonucu kimselerle kolay iletişim kuramayan profesör, ilk defa hizmetçisi ve oğlu ile anlaşır. Profesör, üzerinde kendine hatırlatma notları taşır ve her sabah hizmetçisiyle tekrar tanışır..Profesörün dünyası sayılardır. Sayıların sihirli özelliklerini, formülleri ve yıllar önce yazıp kanıtladığı tezini asla unutmaz. Dergilerdeki ödüllü matematik sorularını çözer. Hizmetçi ve oğlu da kendilerini matematiğin gizli dünyasının içinde bulurlar. Bu üçlü arasında yaşanan son derece dokunaklı ve insani ilişki, bolca matematik ve beyzbol romana yön veren unsurlar. Ben okurken çok keyif aldım...
