Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Unutmuş olabilirim her günü Zaten bir bakıma bu alışkanlıktır Zamana çalınmış bir kum saati Gibi iki parmak arasında akıp giden Giden ben olmasam içim olurdu Öyle ki Gidebilmek bir bakıma alışmaktır. Göğüs kafesimde sıkışan bu el Kimin elidir ve her şeyden elimdir Aklımı esir eden garip dilimdir Bir parça ömrümden Bir kaç parça ekseriya
Eğer sözümü ağzımdan cikarip telefuz etmeden göçersem, artık kalbimin gökyüzünde bulut gibi dolanan o sözümü, geri gelip söyleyeceğim. Bu sana garip mi geliyor? En garip şeyler doğru ilan , gercege en yakın olan şeylerdir. İnsanin istediginde , icimizdeki puslari güneşe döndüren güçlü bir hasret vardır... *** Cibran
Reklam
Bunca zaman yoktum yanında dile kolay onca zamanı bensiz geçirdin, ben de sensiz. Birbirimizden habersiz. Sesimizi duymadan, yüzümüzü görmeden... Garip ama adımızı bile bilmeden.Şimdi her bir zerrem tenine muhtaç, sesine hasret. Yüzünü görmesem duracak kalbim. Çünkü artık gördüm seni, aldım nefesini. Tanıdım, bildim, sevdim her bir çizgini. Bu zamana kadar yanında olan herkes yeterince sevmiş seni, yeterince görmüş, fazlasıyla duymuş sesini. Bundan sonra bıraksalar da ben sevsem biraz da seni.
Ahmed Arif Ankara’da tutuklanır. İstanbul’da yargıç karşısına çıkarılacaktır. Ankara’dan iki komiser ve dört polis nezaretinde yola çıkarlar. Trenle gitmektedirler. Kompartımanda bir teyze ile bir amca vardır. O teyze fısıltıyla bana sorar: “Oğlum nedir halin?” Şimdi cevap olarak ne diyecektir? Siyasi dese olmaz, üniversite öğrencisi, o da olmaz... Eylemci dese, sosyalistim dese... “O kadıncağıza bunlar ne ifade edecek?” diye düşünür. Birden “Sevdadır bu teyze” deyiverir. Birden aydınlanır kadıncağızın yüzü.. Ahmed Arif’i kucaklayıp öpmek ister. Sonrasını Ahmed Arif şöyle anlatacaktır: “Bir sevgili, bir anne gibiydi. Ömrümce böyle bir anneye, bir ablaya hasret kaldım. Çıkınını açtı, para vermek istedi bana. Almadım. Cebimde de beş liram var. Keşke alsaydım, ama çok utandım. O da garip...
Ahmed Arif Anlatıyor...
Bir sevgili, bir anne gibiydi. Ömrümce böyle bir anneye, bir ablaya hasret kaldım. Çıkınını açtı, para vermek istedi bana. Almadım. Cebimde de beş liram var. Keşke alsaydım, ama çok utandım. O da garip...
Ahmed Arif
Ahmed Arif
Bavul Dergisi
Bavul Dergisi
DUYMADIN MI Göz görmezse viran olur, Gönül tahtım harab olur, Olan yine bana olur, Dedim ama duymadın mı? Hasret kaldık mah cemale, Muhtaç olduk bir hayale, Bilmez misin sende çare, Dedim ama duymadın mı? Sınama canı hasretle, Kaldık yine garip dertle, Aldığım herbir nefeste, Andım ama duymadın mı? Akkum, 16 Nisan 2024
Reklam
Bir garip hikâyedir Âdem. Cennetten efkâra düşmüştür. Dünya sürgününü içinde, yabancı bir diyarda, geldiği yere dönme hasretiyle yaşar. Aslında bu Âdem’in aşka ilk dokunuşudur. Gurbete ilk dokunuşu, sılaya ilk varışıdır. Cennete dönünceye kadar da bu sürgün, bu gurbet, yatağını arayan nehirler gibi denizlere akmaya devam eder. Ondandır dünya gurbetinde nehirler gibi akışımız. Vuslat denizedir, hasret denize.
Sonsuzum (Kendimden)
Gel bir ateş yakalım hasretin tam ortasına, Gel bir dilek tutalım mutluluk hatırasına, Sen ki : Geç gelmiş bütün mutlukların ortak temsili, Ben ki Senden gelen ne varsa amenna demenin diğer sesi Dur bak gözlerime bir resim karesinde, Ben kimseye bakmadım böylesine.... Böylesine büyülü, böylesine sevgi dolu Ve ben görmedim yüreğinden daha güzel
594 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.