Bu şehr-istanbûl ki bî-misl ü bahâdır
Bir sengine yekpare Acem mülkü fedadır.
Bir gevher-i yekpare iki bahr arasında
Hurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezadır.
Bugünkü Türkçe ile:
Bu İstanbul şehri ki, paha biçilmez ona
Tüm İran mülkü feda olsun tek bir taşına
Öyle tek bir incidir iki deniz arasında
Yeridir dünyanın güneşi ile tartılsa
Nedim-18.yüzyıl
“Eşi benzeri olmayan şu İstanbul şehrinin bir tek taşına diğer ülkelerin tamamı feda olsun! O şehir iki deniz arasında nadide bir incidir ki kıymetinin derecesi güneş ile ölçülse elbette layıktır!”
Bu şehr-i Sitanbul ki bi misl ü behâdır
Bir sengine yek pâre Acem mülkü fedâdır
Bir gevher-i yekpare iki bahr arasında
Hurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezâdır
Nedim
Bu İstanbul şehri ki, paha biçilmez ona
Tüm İran mülkü feda olsun tek bir taşına
Öyle tek bir incidir iki deniz arasında
Yeridir dünyanın güneşi ile tartılsa
Bu şehr-i Sitanbul ki bi misl ü behâdır
Bir sengine yek pâre Acem mülkü fedâdır
Bir gevher-i yekpare iki bahr arasında
Hurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezâdır
(Günümüz Türkçesiyle)
Bu İstanbul şehri ki, paha biçilmez ona
Tüm İran mülkü feda olsun tek bir taşına
Öyle tek bir incidir iki deniz arasında
Yeridir dünyanın güneşi ile tartılsa
Nedim
Bu şehr-i Sitanbul ki bi misl ü behâdır
Bir sengine yek pâre Acem mülkü fedâdır
Bir gevher-i yekpare iki bahr arasında
Hurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezâdır
(Günümüz Türkçesi)
Bu İstanbul şehri ki, paha biçilmez ona
Tüm İran mülkü feda olsun tek bir taşına
Öyle tek bir incidir iki deniz arasında
Yeridir dünyanın güneşi ile tartılsa
Nedim
Bu şehr-i Sitanbul ki bi misl ü behâdır
Bir sengine yek pâre Acem mülkü fedâdır
Bir gevher-i yekpare iki bahr arasında
Hurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezâdır
.
(Günümüz Türkçesiyle)
.
Bu İstanbul şehri ki, paha biçilmez ona
Tüm İran mülkü feda olsun tek bir taşına
Öyle tek bir incidir iki deniz arasında
Yeridir dünyanın güneşi ile tartılsa
.
(Nedim (18. yüzyıl))
"Eşi benzeri olmayan şu İstanbul şehrinin bir tek taşına diğer ülkelerin tamamı feda olsun! O şehir iki deniz arasında nadide bir incidir ki kıymetinin derecesi güneş ile ölçülse elbette layıktır!"
Sultanahmet Camisi'inde yaptığımız gibi,bir müddet bu güzel eseri seyrettik. Neden sonra babamın," Jasmin ne olurdu bu güzel eser bizim olsaydı",dediğini duydum " Ne yazık ki bizim değil babacığım,dedim. "Haklısın "dedi babam ; biraz kırılgan bir sesle. Sonra,sesinin tonu yükseldi ve gururla,"BİZİM DE EYFEL KULEMİZ VAR,deyiverdi. Rehber, sanki aramızda geçen konuşmaları duymuş ve anlamış gibi söze başladı:"BU GÖRDÜĞÜNÜZ ESER, DÜNYANIN SAYILI ESERLERİNDEN BİRİDİR. AYASOFYA,BİZANSLILAR DÖNEMİNİN EN BÜYÜK VE EN DEĞERLİ ESERİYDİ.BU YÜZDEN BÜYÜK BİR İLGİ GÖRMÜŞTÜ. GÖRDÜĞÜNÜZ GİBİ GÜNÜMÜZDE DE AYNI İLGİYİ GÖRMEYE DEVAM EDİYOR. "
Bu şehr-i Sitanbul ki bi misl ü behâdır
Bir sengine yek pâre Acem mülkü fedâdır
Bir gevher-i yekpare iki bahr arasında
Hurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezâdır
(Günümüz Türkçesi)
Bu İstanbul şehri ki, paha biçilmez ona
Tüm İran mülkü feda olsun tek bir taşına
Öyle tek bir incidir iki deniz arasında
Yeridir dünyanın güneşi ile tartılsa
_Türk savaşır, rus sevişir, yunan düşünür, arap da masal anlatır. Yunan
_Araplar kadar güzel masal uyduran, Farslar kadar güzel anlatan, Türkler kadar da bu masala inanan 2. bir millet yoktur. Azeri
_Bir yanlışı haklı çıkarmaya çalışmak, onu iki kat büyütür. Fransız
_Cahiller, okumuşların cevaplayamayacağı soruları sorarlar. İran
_Yılan
Bir İncidir İstanbul" Gezmeye doyamadığın, ayrılmak istemediğin şehir İSTANBUL. Nice şiirlere, kitaplara konu olan kadim şehir.
Bir İncidir İstanbul güzel bir kitaptır. Okumanızı tavsiye ederim. Okurken yeni bilgiler öğrendiğiniz bir kitap. Bir derneğin "İstanbul'da bir hafta gezmeye ne dersin" sorusuyla başlayan beş yabancı çocukların farklı düşüncelerle İstanbul'da buluşmaları.
İstanbul'u tanımak isteyenler bu kitabı okusunlar.
Beş çocuğun İstanbul'da bir haftalık gezisi bitmek bilmeyen bir macera gibi geçti.
Şimdi bu hazinelerin içinde bir inci olan İstanbul'u görmenin arzumu iki kat arttı.
Sadece türistik ve tarihi yerleri değil, aynı zamanda Yahya Kemal Beyatlı ve Aziz Mahmud Hüdayi gibi büyük insanları duymuş ve onları daha yakından tanımak geldi içimden.
Münih’in beğendiğim ikinci özelliği trafikteki düzen oldu. Burada üç kişiye bir araba düşüyormuş. Bizimkilerin de arabası vardı. Şehrin içinde ve dışında arabaların gelip gidişi parmak ısırtacak bir intizamla oluyordu. Korna çalmak yasağı olmadığı halde korna binde bir, meselâ önde giden bisikletli çocuğu uyarmak için çalınıyordu. Caddelerin,
Bu şehr-i Sitanbul ki bi misl ü behâdır
Bir sengine yek pâre Acem mülkü fedâdır
Bir gevher-i yekpare iki bahr arasında
Hurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezâdır
(Günümüz Türkçesiyle)
Bu İstanbul şehri ki, paha biçilmez ona
Tüm İran mülkü feda olsun tek bir taşına
Öyle tek bir incidir iki deniz arasında
Yeridir dünyanın güneşi ile tartılsa
Nedim (18. yüzyıl)