Beni üzen de bu; güzel ve doğru bir sözün çok sık kullanıldığı için sonunda kamyon arkası yazısı gibi yapay bir etki yaratması.
"Kaybeden hesabı öder."
Fikret'in kahvehanesine girdim. Ocakcı Serdar'dan bir çay isterken duvardaki aynaya takıldı gözüm. Kim bilir kaç defa girmişimdir o kahvehaneye? ilk defa fark ettim o aynanın orada olduğunu. Aynanın üzerinde, bakanın görmemesi mümkün olmayacak şekilde adeta 'kamyon arkası sözü gibi duran "Kaybeden hesabı öder." yazısı beni bir anda aynanın içine aldı. Ocağın yanında ayaktayım. Yüzüm aynaya dönük. Kulağıma kahvehane televizyonundan haber sesleri geliyor. Yazıyı tekrar tekrar okuyorum. Her bakışımda bir kere daha. Hesap, kaybeden, ödeyen. Hangisiyim ben? Nerede, neler kaybettim? Kırık aynalarda kesik suratlar bıraktım. Her bakışımda yüzümün başka bir yerinden kesildiği o aynalar hala aynılar mı?
Reklam
Kamyon arkası yazısı 2 :p
Erkek değil bu, demişti kendi kendine, adam.
Sayfa 269Kitabı okudu
İçimde bir tır şoförü yatıyordu. Bunları hissederken beynimden onlarca kamyon arkası yazısı geçiyordu Azrail bile ayağına gelecekse, sen neyin tribindesin Bir konum at da mutluluğun yolunu bulalım Otopsi istiyorum hayallerim kendi eceliyle ölmüş olamaz
Sayfa 22
Bazen kendimi, Tennessee Williams'ın Blanche DuBois için yazdığı şekilde kederli hissediyorum : "Hep yabancıların iyiliğine bağımlı oldum." Birçoğumuz, pek çok kez yabancıların iyiliği sayesinde kurtulmuşuzdur;ancak bir süre sonra kulağa kamyon arkası yazısı gibi klişe gelir bu. Beni üzen de bu ; güzel ve doğru bir sözün çok sık kullanıldığı için sonunda kamyon arkası yazısı gibi yapay bir etki yaratması.
15 öğeden 11 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.