Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Düşmeyi niye sever insan? Ben seviyorum. Düşmeseydik ayağa kalkamazdık çünkü. “ Hayal etmeyi seviyoruz. Umut etmeyi, tutunmayı bir şeylere. Karamsarlık girdabına yakalanınca bir kere, bir daha düşler kurmak güç. Bir insana tutunmak, bir canlıya, bir çiçeğe tutunmak. Bir hayale tutunmak. Bir masala tutunmak. Bir şarkıya, bir çocuğa. Tutununca güzel belki de yaşam. Hayal kurunca. Hedef koyunca. Öbür türlüsü sadece nefes almak, amaçsızca. Umutsuzca. “Hadi Merve hedefler koy” diyorum bazen kendi kendime. İnsanız ya umudumu yitirdiğim çok zaman oluyor, yeise düştüğüm, karamsarlığa kapıldığım. Fakat her seferinde ideallerim tutuyor elimden. Umutlarım, hayallerim. İnan hayat umut etmeye değer. Hadi sevgili okur, sen de durma; hayal et, umut et, çay iç. Bir deniz kıyısı çay bahçesine git, kendini dinle, kalbini hisset. Ruhunu dalgaların sesine teslim et. Kendini rahat bırak. Kalıplarından sıyrıl. Affet herkesi, affet her şeyi. Hep yeni baştan, tekrar; yeniden… Düştüğün yerden hiç düşmemişçesine kalkıp yola devam et. Haydi, sevgili okur. Yanında bana da yer ayır olur mu? Yazar: Merve Özcan
Bir Masala Tutunmak
“Masallarla büyüyen çocukların umutları daha da büyüktü.”
Sayfa 148Kitabı okudu
Reklam
Bir Masala Tutunmak
“ Sanki bir nuh Tufan’ı yaşamışız da dört bir yanımız sularla çevrilmiş gibi ortalarda öylece kalakalmışız.”
Sayfa 147Kitabı okudu
Bir Masala Tutunmak
“Masalı yalnızca bir edebi tür olarak düşünmemek gerek. Masallar içimizde söyleyemediğimiz, çırpınıp duran bir dünyanın anahtarını bizlere sunan sihirli bir kapıdır.” 🗝
Sayfa 148Kitabı okudu
160 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
358 günde okudu
Şehirde Yeni Bir Rüzgar
Kırk farklı yazının toplamı olan Şehirde Yeni Bir Rüzgar farklı konuları ele alışındaki özgünlük ve dilindeki etkileyiciliği sayesinde okunmaya değer bir kitap. Ben en çok “Bir Masala Tutunmak” adlı denemeyi beğendim. Kitabın adı bu olsaydı daha güzel olabilirdi diye düşünsem de başlığında masal kelimesi geçen bir kitabın içeriğiyle ilgili yanlış anlamalara sebep olabileceği fikri beni durdurdu. Bu güzel yolculuğa çıkmama vesile olan Mustafa Uçurum Hoca’ma saygılarımla...
Şehirde Yeni Bir Rüzgar
Şehirde Yeni Bir RüzgarMustafa Uçurum · Az Kitap · 201826 okunma
"Halbuki ölüm de, terlik, bardak, ya da gazoz gibi, sadece bir kelime en nihayetinde. Hayatta ince bir detay, zamanda küçük bir leke.. Ama olmuyor işte, insan bir şekilde avunmak istiyor; yine de, küçük de olsa, bir masala tutunmak istiyor."
Sayfa 174
Reklam
Biz ,zavallılarız .Halbuki ölümde, terlik,bardak yada gazoz gibi sadece bir kelime en nihayetinde .Hayatta ince bir detay ,zamanda küçük bir leke .Ama olmuyor işte, insan bir şekilde avunmak istiyor ,yine de küçük de olsa ,bir masala tutunmak istiyor .Tutundum ...
Biliyorum, mezarlar da ölüler de insanları beklemez. Onları geçtim, ölüm de beklemez. Bekleyen sadece biziz, ölüme çok derin anlamlar yükleyen, başımıza gelen her haltı şiirsellikle süsleyen biziz. Kaybolup gitmeyi kabullenemeyen, hayır-hayır-biz-yok-olamayız diye deliren, direnen, yine biziz. Biz... Biz, zavallılarız. Halbuki ölüm de, terlik, bardak ya da gazoz gibi, sadece bir kelime en nihayetinde. Hayatta ince bir detay, zamanda küçük bir leke... Ama olmuyor işte, insan bir şekilde avunmak istiyor; yine de küçük de olsa bir masala tutunmak istiyor.
Biliyorum, mezarlar da ölüler de insanları beklemez. Bekleyen sadece biziz, ölüme çok derin anlamlar yükleyen, başımıza gelen her haltı şiirsellikle süsleyen biziz. Kaybolup gitmeyi kabullenemeyen, hayır-hayır-biz-yok-olamayız diye deliren, direnen, yine biziz. Biz... Biz zavallılarız. Halbuki ölüm de, terlik, bardak ya da gazoz gibi, sadece bir kelime en nihayetinde. Hayatta ince bir detay, zamanda küçük bir leke... Ama olmuyor işte, insan bir şekilde avunmak istiyor; yine de, küçük de olsa, bir masala tutunmak istiyor.
Sayfa 174 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Bekleyen sadece biziz, ölüme çok derin anlamlar yükleyen, başımıza gelen her haltı şiirsellikle süsleyen biziz. Kaybolup gitmeyi kabullenemeyen, hayır hayır yok olamayız diye deliren, direnen, yine biziz. Biz… Biz, zavallılarız. Halbuki ölüm de, terlik, bardak ya da gazoz gibi, sarece bir kelime en nihayetinde. Hayatta ince bir detay, zamanda küçük bir leke… Ama olmuyor işte, insan bir şekilde avunmak istiyor; yine de, küçük de olsa, bir masala tutunmak istiyor.
Sayfa 174Kitabı okudu
Reklam
Yaşamda bir şeye tutunmak önemlidir, illa meyveli bir ağaç olması gerekmiyor bunun. Bir taşa, bir yalana, bir mezara, bir masala ya da yılana tutunabilirsin, bunların hepsi yaşamdır. Hiçbir şeye tutunmazsan ama o yaşam değil mezarsız ölüm olur.
Sayfa 303Kitabı okudu
Biliyorum, mezarlar da ölüler de insanları beklemez. Onları geçtim, ölüm de beklemez. Bekleyen sadece biziz, ölüme çok derin anlamlar yükleyen, başımıza gelen her haltı şiirsellikle süsleyen biziz. Kaybolup gitmeyi kabullenemeyen, hayır-hayır-biz-yok-olamayız diye deliren, direnen, yine biziz.Biz… Biz, zavallılarız. Halbuki ölüm de, terlik, bardak ya da gazoz gibi, sadece bir kelime en nihayetinde. Hayatta ince bir detay, zamanda küçük bir leke… Ama olmuyor işte, insan bir şekilde avunmak istiyor; yine de, küçük de olsa, bir masala tutunmak istiyor.
Sayfa 174Kitabı okudu
İşte o an, İşte içimde o an, çamura bulanmış arı misali, bir ses vızıldadı. Ve ben, aptal gibi, önümdeki mezar taşlarına "merhaba.." diye fısıldadım... Tuhaf ama, iyi geldi böyle söylemek. "Merhaba anne.." dedim "merhaba baba.." Boş boş beni bekleyen üçüncü mezar taşına baktım. Hayatıma dair son cümlenin, son noktası olmak üzere, annemle babamın kıyısında öylece duruyordu. Dr. Mithat Uzak adına rezervedir, lütfen içinde ölmeyiniz diyordu millete. Ona da merhaba dedim. Bazı insanların çaresizlik anlarında hiç farkında olmadan yaptıkları gibi, yüzünle ve de gizli bir umutla gülümsedim bunu söylerken. En azından o şekilde gülümsediğimi tahmin ediyorum. Halbuki çok uzun yıllar önce böyle şeyler söylemez, mezar taşları ile konuşup aptal aptal gülmezdim. Yaşlandıkça, bütün masallara inanmaya daha meyilli hale geliyor insan. Annemle babamdan geriye kalan birkaç kömürleşmiş kemiğin, beni dinlediğini düşündüğüm oluyor. Yoksa ben de biliyorum, orada bir bok olmadığını. Hem de çoğu insanın bilemeyeceği kadar yakından, içinden, taa derinden biliyorum. Biliyorum, mezarlar da ölüler de insanları beklemez. Onları geçtim, ölüm de beklemez. Bekleyen sadece biziz, ölüme çok derin anlamlar yükleyen, başımıza gelen her haltı şiirsellikle süsleyen biziz. Kaybolup gitmeyi kabullenemeyen, hayır-hayır-biz-yok-olamayız diye deliren, direnen yine biziz. Biz... Biz, zavallılarız. Halbuki ölüm de, terlik, bardak ya da gazoz gibi sadece bir kelime en nihayetinde. Hayatta ince bir detay, zamanda küçük bir leke. Ama olmuyor işte, insan bir şekilde avunmak istiyor; küçük de olsa bir masala tutunmak istiyor.
Sayfa 174
45 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.