“Allahsız San’at, ışıksız lamba gibi, her türlü şevkten mahrum ve nursuz bir san’attır. Çünkü san’at imanla ezelden kaynaşmış, hatta imandan doğmuş bir insan mârifetidir.”
“Aynı yol, neredeyse aynı insanlar, köşe başında simitçi, az ötede kediler. Bir film sahnesini yanlış oynamış da tekrarlıyormuş gibi hissederek elleri cebinde yürüyor. “
“Derin bir kuyuda ilerliyor gibi oluyordu bazen yaşamak. Işık yok gibi. Yol kenarları ısırgan otu ile doluymuş da eline değen otlarla parmak uçlarının yanması gibi.“
Tabiatına yakın duran her şeyi yeniden umursamanın, ciddiye almanının, gündem diye üstümüze örtülen bu ağır yorganın altından çıkmanın tam zamanıdır hatta.
“Hayata nasıl baktığımızı ve hayatı nasıl gördüğümüzü kullandığımız kelimeler ve benzetmeler belirler çünkü. Çünkü kelimeler ve imajlar hayattan gelir, yine hayata giderler.”
/Ölürsem boynuna kaanım meded hey nâ-müselmanım/
“Bilincinin bir yerinde açık veya gizlice, ordu-millet miti yatan bir milletten başka türlü aşık olması da beklenemezdi herhalde.“