Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Louis Aragon
Mutlu Aşk Yoktur Ki Dünyada Aslında hiçbir şey kâr değil insana Ne gücü ne zayıf yanları ne de yüreği Gölgesi bir haç gölgesidir kollarını açsa Ve kırar göğsüne bastırırken sevdiği şeyi Tuhaf bir ayrılıktır hayatı kapkara Mutlu aşk yok ki dünyada Hani giydirilmiş erler bir başka yazgıya İşte o silahsız erlere benzer hayatı Sabahları o yazgı için
Erken öğrenmek iyidir ama erken büyümek hiç güzel bir şey değil.Çocukluğunuzu çocuk gibi yaşamalısınız.Eğer burada bir eksiklik olursa tüm hayatınız hep eksik devam eder.
Reklam
❝Öğrenmek, eskiden bilinmiş bir şeyi yeniden hatırlamaktan başka bir şey değildir.❞ #
Sokrates
Sokrates
Tek bir şey önem taşıyor: kaybeden olmayı öğrenmek.
Emil Michel Cioran
Emil Michel Cioran
Bir zamanlar üç kelebek birlikte gezerlerken ateşi görürler. Merak ederler ateş nedir diye? Ve sonunda öğrenmeye karar verirler. Birinci kelebek biraz yaklaşır, geri döndüğünde şöyle der; -Ateş etrafına ışık veren bir şeydir. Bu tarifi yeterli bulmayan ikinci kelebek de gider ateşin yanına. Birinci kelebekten daha fazla yaklaşır ateşe, geri döndüğünde şöyle der; -Ateş etrafına ışık ve ısı veren bir şeydir. Ancak kafalarında hala soru işaretleri vardır ve tam olarak öğrenmek isterler ateşin ne olduğunu. Bu sefer üçüncü kelebek gider ateşin ne olduğunu öğrenmeye. Ateşe doğru yaklaştıkça ışık verdiğini anlar, biraz daha yaklaşır ve ısı verdiğini de anlar ama bunlar yeterli değildir. Biraz daha yaklaşır ateşe derken, ateşe kapılır ve yanar. Üçüncü kelebek anlamıştır ateşin yakıcı bir şey olduğunu. Ancak bunu dönüp arkadaşlarına söyleyemez. Sevgi ve bağlılık da ateşe benzer. Yakıcıdır, kavurur içine düşeni. Gerçek sevgiyi yakalayabilenin içinde bir kor yanar durur. Ancak bunu kendinden başka kimse bilmez. Anlamak için ne bakmak, ne de yakınlaşmak yeterli değildir. YANMAK GEREKİR
Üzüm Yemek mi, Bağcıyı Dövmek mi?
Hayat, niyetlerin savaş alanıdır. Niyetler, görünmez ama hissedilir; sessiz ama etkili. İnsanın niyeti, eylemlerinin pusulası, kaderinin mimarıdır. “Üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi?” Bu, sadece bir tercih meselesi değil, aynı zamanda bir karakter testidir. Hayat, bazen bizi niyeti kötü olanlarla karşı karşıya getirir. Onlarla yaşamayı öğrenmek, bir sanattır. Bu sanat, sabır gerektirir, anlayış gerektirir, hatta bazen göz ardı etmeyi gerektirir. Çünkü bazı savaşlar, savaşmadan kazanılır. Bazı zaferler, sessizlikle elde edilir. “Ben bununla yaşamayı öğrendim,” diyen biri, aslında en büyük dersi almıştır: Kontrol edemeyeceğin şeyler için savaşma. Niyeti kötü olan biriyle mücadele etmek, genellikle boşa kürek çekmektir. Onun yerine, iyi niyetini koru, üzümün tatlı suyunu iç ve bağcının emeğini takdir et. Ben, bu gerçeği gözlemledim,yaşadım ve kabullendim. İnsanın niyeti iyi değilse, ona yapacak bir şey yoktur. Çünkü niyet, kalbin derinliklerinden gelir ve orada saklanır. İyi niyet, güneş gibi aydınlatır, kötü niyet ise gece gibi karartır.Öğrendim ki, niyetler ne kadar karanlık olursa olsun, üzümün tatlı suyu her zaman akar. Bu yüzden, bağcıyı dövmekle meşgul olanlar, asla üzümün gerçek tadını bilemezler. Benim kalemimin niyeti üzüm yemek olanların yanında. Benim sözlerim, bağcıyı koruyan, üzümü sevenlerin sesi.
Peyami
Peyami
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.