Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti. Acıyı, susuzluğu ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı. Dünyaya olan kayıtsızlıkları bazen o kerteye varıyordu ki, kendilerine altın ve gümüşten, zevk ve sefadan, lezzet ve şehvetten bir alem kurup, keder ve ızdırap fikirlerinin kafalarına girmesine izin vermiyorlardı. Puslu Kıtalar Atlası
Sen de fark ettin mi? Az, dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi... Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorum, demek, seni kendimden çok biliyorum, demektir. Bilmesem de, öğrenmek için her şeyi yaparım, demektir. Belki de az, her şey demektir. Ve belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir...
Reklam
+327
İlk yazdığınız paragraftaki düşüncelerinize katılıyorum fakat Netflix’in zihin yıkayan küreselci bir platform olduğunu düşünmeniz bana çok abes ve kendi jenerasyonumun söylemi ile ‘’boomer dili ve edebiyatından seçmeler’’ okuyormuşum gibi geldi :D Birkaç incelemeyi okuyup ona göre bir yorum yapayım istedim; genelde insanlar Mesut Topal’ın kendi
Nazmiye Şen

Nazmiye Şen

@Munhasir
·
4yıl
Müthiş müthiş müthiş bir kitap.. Farabi'ye okul müfredatlarında yer açılması gerekli. Soluksuz okudum bu kitabı ve tadı damağımda kaldı. Destek yayınlarının felsefe serisi hakikaten müthiş. Hepsini edindim ve sıra sıra okuyorum. Şimdi gelelim Farabi'ye. Farabi, Ebu Nasır Muhammed İbn El Farah El Farabi'dir asıl adı. Türk bir ailenin çocuğu olarak
Neden okuruz?
Gustave Flaubert
Gustave Flaubert
arkadaşı
George Sand
George Sand
'e yazdığı mektubunda şu uyarıyı yapıyor: "
Duygusal Eğitim
Duygusal Eğitim
'i çocuklar gibi oyalanmak için ya da hırslı tipler gibi bir şeyler öğrenmek için okuma, yaşamak için oku!" Ben de okumalarımı hangi saikle yaptığımı bazen sorarım kendime, çoğunlukla yeni bir şey öğrenemediğim her günü ömürden bir kayıp olarak görmemden ileri geliyor. "Yaşamak için okumak" her ne kadar idealize edilmiş gibi gelse de, okumanın yaşamın yalnızca bir parçası olduğunu da unutmamak gerekir.
Kendini değersiz hissettiğin zamanların üzülme süresi vardır. O süre bittiğinde kendine saygı duyman gerektiğini öğrenirsin,mantığın konuşur. Kendine saygı duydukça, hak etmediğine inandığın,değersiz hissettiğin yerden kalkıp gitmeyi öğrenirsin. Yürümeyi öğrenmek böyle bir şey.
Her taraftan bir bilgi fırlıyor. Evet öğrenmek güzel şey ama sistemli bilgi daha güzel.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.