Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Issızkılık V
Kalmadığında maskem Kırıldığında kuklam Ellerimde ip Devamını getirmek istediğim şiir Bittiğinde tiyatro oynanırken değil
Ağlamaklı bir hallerim vardır benim hep... Sürekli bir sulugözlülük, dinmeyen bir gözüyaşlılık... "Bırak şu halleri" diyorlar bana, "sen erkeksin, adam gibi ol..." Deniyorum... Kaşlarımı çatıyorum herkese, hayata karşı... Bu bir süre sonra kalbime yansıyor, katılaşıyorum... Kötülük ve kötülükler düşünüyorum hep... İşte, başkalarını suçlamak, hep bir savunma ya da saldırma hallerine bürünüyorum... Kimseyi affetmemek, intikam almak gibi şeyler işte... Kötüleşiyorum yani, sert bakınca, kaşlarımı çatınca... Gözlerimden kalbime böyle bir yol iniyor... Oysa ben böyle bir karakterin adamı değilim... Kötüleşemem ben... Kin, nefret, şiddet, intikam... Bunlar bana göre değil... Çoğu şeyi Allah'a havale ederim... Ben kötüleşemem... Karışmasın kimse bana, ağlamak istediğim de ağlarım, bu kimseyi ilgilendirmez... Buyum ben...
Hayri Varol
Hayri Varol
Reklam
Edusa annesinin bir gün böyle şeyler söyleyeceğini biliyormuş gibi olgun davrandı ve aylardır her günbatımında atölyeye altın teslim etmeye gelen işçi ve kölelerin ayarlarını ölçmekle meşgul olduğunu, kimisini konuşmasıyla, kimisini tavırlarıyla, kimisini ilgileriyle değerlendirdiğini söyleyerek başladı söze. Düşüncelerini açık yüreklilikle paylaştı ve sonra konuyu değiştirir gibi "Belki de anneciğim, ben de senin gibi altın ayyarı olmalıyım?" dedi. Annesi şaşırmıştı: "Mihenk taşını ele alıp denemeden bunu bilemezsin elbette?" "Aylardır deniyorum?" "Nasıl yani, seni hiç denek taşına el sürerken görmedim." "Haklısın, ben insanları denemekteyim. Tam yirmi sekiz işçiyi mihenge vurdum, aklımın mihengine. Saf altından bir kalp taşıyıp taşımadıklarını anlamak için."
Teoman - Anlıyorsun Değil mi? youtube.com/watch?v=sz35k6h... Şarkılarda sona geldik ve buralar hep Teoman kaynıyor. Sen gitme buralar gitsin, evet bu Teoman değil FD’nin şarkısı, kendime söylüyorum ayrıca, FD’yi de severim, buralar hep ızdırap diyor Gaye Su Akyol, onu da seviyorum şarkıyı da buralara bir yerlere yerleştirdim. Fakat
-"Sizin hiç, bir kimseyi çok sevmemeye karar verip bunun için çabaladığınız oldu mu?” “Birisini çok sevmemek için mi gayret ediyorsunuz?” -“Aynen. Bugünlerde sevmemeye gayret ediyorum.” “Neden ki?” -“Nedeni son derece basit aslında. Çok sevince, duygularıma hâkim olamıyorum. Bu da dayanılmaz acı veriyor. Kalbim bu yükü kaldıramayacak gibi oluyor ve elimden geldiğince sevmemeye çalışıyorum o kadını.” “Nasıl çabalıyorsunuz peki?” diye sordum, “yani çok sevmemek için.” -“Türlü şeyler deniyorum. Bir kere olabildiğince negatif şeyler düşünüyorum. Onun eksik yanlarını, yani pek iyi olmayan yanlarını düşünebildiğim kadarıyla bulup çıkararak listesini yapıyorum.Bunları içimden, sanki dua okur gibi, defalarca tekrarlıyor, böyle bir kadını haddinden çok sevmemem gerektiğini kendi kendime söylüyorum.” “Peki, başarabildiniz mi?” -“Hayır, pek de başarmış sayılmam. Onun negatif yanlarını düşünemedim pek, bu bir. Ayrıca beni asıl çeken şeyin onun negatif yanları olduğu da bir gerçek. İkincisi, yüreğime ne haddinden fazladır ne değildir, bunun ayrımını da yapamadım. Bu ikisi arasına çizgi çekemiyorum. Böylesine yoğun ve hesapsız bir duyguyu ilk kez hissediyorum.”
500
500.gün... Evet sevgili 500 gün oldu. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyorum. Daha geçen ayrılmıştık ve de ben bisikleti yokuşa sürüyordum, daha geçen ayrılmıştık bir durak önce inip Kız Kulesinin arkasındaki Galata Kulesini izliyordum, daha geçen ayrılmıştık ansızın senden bir mesaj gelmişti bana, daha geçen gün bahçeden odaya çıkıp anlayabilmen
194 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.