Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
O, böyle vapurlarda çok gidip gelmişti. Bir hikâyesinde böyle yazmamış mıydı? "Vapur, yarı yarı- ya boş, uzaklaşacak... Kalkarken camlar titreyecek... Pervanenin her vuruşunu duyacağım. Uzaktan Anadolu yakasının köylerini, öteki pencerelerden Bozburun'u, açık denizi, birbiri üstüne yığılmış lodos bulutlarını seyredeceğim. Denizde dalgalar vardır. Zaman zaman çocukluğumun rüyalarındaki gibi bir yere düşecektir gemi."
Sabahattin Ali, 22 (26?) Aralık 1932'de başlayan hapisliğinin aşağı yukarı dört ayını Konya'da geçirir. Karşılaştığı sorunları ve göğüslediği güçlükleri 8 Ocak 1933 günlü mektubunda dile getirir: "Dün Asliye Ceza Mahkemesi'nde tam bir seneye mahkum edildim. Darısı dostlar başına kolay hazmedilir şeylerden değil, hele Konya Hapishanesi
Reklam
O üzüntü birdenbire gelir. Hava yağmurludur. Bir sonu gelmeyecek başlangıç. Böyle sürüp gidecek gibidir her şey. Öyle ki, çocuklar bile çirkindir. Sokağın çamuru, bu her tarafı kaplayan; gökyüzünden ağaca, ağaçtan duvara, duvardan denize, denizden vapura, vapurdan çımacıya, çımacıdan kaptana, ondan tekrar denize, yine karaya, yine ağaca ve duvara, duvardan yoldan geçene vuran bir rengin en koyusudur. Ah! Gündüz, bu pis ışık bir bitse de kararıverse ortalık, ışıklar bir yansa... İşte yalnız iki umut vardır: Akşam ve lamba... *Şehrin Sabahları ve Adamlarından Biri hikayesinden.
Sayfa 99 - YKY