Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Düşün sevdiğim, diyelim bir pencerenin önündeyiz şimdi: Ve kırlara ve birden bir gümbürtüye İnan yağmura, sessizliğe ve esen yağmur sesine, yeşile, ilkyaza; güneşe, sıcağa ve sarıya ve açık sarıya ve daha da koyusuna sarının, güzün öncesine ve sonrasına, soğuğa ve kar örtüsüne ve yeniden kuş sesine, yürek çırpışına ve kan damarda dolanır gibi doğan ve batan dışarıya bakıyoruz. Birlikte ağarmış saçlarımızla, yemek odasının penceresinden... Bunu istiyorum.
İş Bankası Kültür Yayınları 1.Baskı
Yağmur var çok sevdiğim rüzgar da Bugün pazar daha uyanmadı komşular Damların üzerinde kuşlar daha rahatlar Radyolarda eski şarkılar çalıyorlar bu saatlerde Gönül penceresinden ansızın bakıp geçenlere doğru Yağmur da var çok sevdiğim rüzgarda Daha uyanmadı komşular bugün pazar Ve ben seni çok özledim Dışarı çıkmak istiyor canım Tek başına haytalık etmek lslanmak pazar sabahında yağmurda Boş caddelerde dolaşmak Vitrinlere bakmak sinemaların afişlerine Sokakların isimlerine Telefon kulübelerinde uyuyan çocuklara Bir merhaba demek sessizce Sahilde martılara simit atmak Otobüslerin ilk seferlerine binmek Gitmek istiyor canım hayatın gittiği yere lslık çalıp şarkılar uydurmak kendi kendine Fırından taze ekmek alıp buğusunu çekmek içine Ve ben seni çok özledim Tam böyle bir şey çiçeğe su yürümesi Bebeğin ağlaması toprağın uyanması Yağmurun yağması ateşin sıcağı Bu pazar sabahı tam böyle bir şey Bir sabahçı kahvesine uğramak Bir bardak çay taze dem kokusu Yani hayatın atardamarlarında dolaşmak Bölmeden şehrin uykusunu Bir şiir yazmak pazar bulmacasının boş karelerine Tam böyle bir şey hesapsız gölgesiz bedelsiz kimsesiz Bir şiir yazmak bir bardak çay içmek Sokaklarda gezmek yağmurda ıslanmak Ve ben seni çok özledim Yağmur var çok sevdiğim rüzgarda Bugün pazar daha uyanmadı komşular Damların üzerinde kuşlar daha rahatlar Radyolarda eski şarkılar çalıyorlar bu saatlerde Gönül penceresinden ansızın bakıp geçenlere doğru Yağmur da var çok sevdiğim rüzgarda Bugün pazar ve ben seni
Reklam
Hicret II
Şimdi kavak ağaçları görünüyor, Penceresinden, Kanal boyunca. Gündüzleri yağmur yağıyor; Ay doğuyor geceleri Ve pazar kuruluyor, karşı meydanda. Onunsa daima; Yol mu, para mı, mektup mu; Bir düşündüğü var.
sonra bir AHMET KAYA şarkısı çalacak, başıboş gezdiğin bir sokağın kırık penceresinden. dışarıda kar yağacak, senin içine yağmur. Anlatamadığın her şeyin esiri olacaksın ve gelecek nakarat çivi gibi çakılıp kalacaksın olduğun yerde "Söyle şimdi ben nerdeyim sen nerde?" derken Anlayacaksın yüreğime basa basa geçtiğini.
"Sevgi, dünyanın bütün ülkelerin de Ülkelerin şehirlerinde, Şehirlerin sokaklarında, Sokakların içinde bulunan her bir dairenin penceresinden aşağı süzülen biricik yağmur damlacığıdır. Çok narin ve herkesin bulabileceği bir duygu değil"
Sonra bir Ahmet Kaya şarkısı çalacak, başıboş gezdiğin bir sokağın kırık penceresinden. Dışarıda kar yağacak, senin içine yağmur. Anlatamadığın her şeyin esiri olacaksın. Ve gelecek nakarat. Çivi gibi çakılıp kalacaksın olduğun yerde. "Söyle şimdi ben neredeyim sen nerde?" derken anlayacaksın yüreğime basa basa geçtiğini.
Sayfa 86 - OlimposKitabı okudu
Reklam
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 saatte okudu
Küçük prensi okurken her sayfada tek tek kendimi buldum. Bu kitabı okurken herkesin kendinden bir parça bulabileceğini inanıyorum. Çünkü herkesin çocuk bir yanı vardır mutlaka. Hayatı, yetişkin gözlerimizle algılarken bir yandan yüreğimizdeki çocuğun penceresinden hayata bakıyoruz. Ama sadece bakıyoruz görmüyoruz. Bakmakla görmek arasında çok büyük bir fark vardır. İşte bu kitap, hayatı içimizdeki çocuğun gözleriyle görmemizi sağlar. Hayat bir anda basitleşir, güzelleşir ve masumlaşır. Mutluluğun aslında ne kadar basit olabileceğini, mutluluğu yetişkin gözlerimizin karmaşık hale getirdiğini anlarız. Sizde okuyup içinizdeki çocuğu yeniden uyandırın.
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Salon Yayınları · 2016235,4bin okunma
Ne kadar tanıdık
Bolu’nun Gerede ilçesinde bir miting düzenleyen Halk Partisine ve liderlerine karşı saldırıya geçilmiş­tir. Olaylara tanık olan gazeteciler durumu şöyle anlatıyorlardı: Miting günü, Halk Partisi Başkanı Bü­lent Ecevit’in de içinde bulunduğu otobüs ilçeye girer girmez, bir yurttaş arabanın penceresine uzanarak: — Sayın Ecevit, ilerlemeyin, sizi taşla­yacaklar, demişti. Otobüs, Cumhuriyet alanına doğru yol alırken taş yağmuru başlamıştı. Millî Selâ­met Partisinin merkezi önünde çember sa­kallı ve yeşil bereli kimseler, taş, sopa ve şişelerle saldırıya geçmişlerdi. Kalabalık, bir avukatın yazıhanesi altında birikmişti. Ala­nın tam karşısındaki caminin yanındaki yoldan bir başka kalabalık Ecevit’in konu­şacağı kürsüye doğru ilerlemişti. Ecevit konuşmaya başlayınca saldırı gücünü arttırmıştı. Cumhuriyet alanı bir anda ana baba gününe dönmüştü. Caminin bahçesinden de taş atılıyordu. Bunun üze­rine Ecevit’in polislerinden biri de havaya ateş etmişti. Taşlar, sopalar, çiviler Ecevit’ in çevresine yağmur gibi yağmaya başla­mıştı. ....
613 öğeden 391 ile 400 arasındakiler gösteriliyor.