Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tek bir dileğim var.. Sağlık ve huzur ♡
Hoş geldin yeni yaşım 😊 bence en güzel zamanları hayat dilimimizin.. Öğreniyor insan, tecrübe ediyor ve ders çıkarıyor. Hatalarıyla, kusurlarıyla ve yaşanmışlıklarıyla..😊 Deneyimler; çoğu zaman bir set gibi karşımızda dursa da körü körüne hata yapmayı göze alıyor insan. Kimbilir belki de yaşanması ve olgunlaşması gerekiyor böyle böyle.. Pişman mıyım? Asla! Eminim birçoğumuz için de bu böyledir. Dün yepyeni bir sayfa açtım kendi adıma ve hoşgeldin yeni yaşım dedim 😊 En sevdiklerim yanımdaydı daha ne olsun.. Ne ister ki bir insan en özelinde.. Belki bir parça buruk, eksikliğini hissettiğim insanlar oldu ama çokça da mutluydum. Kayıplarımdan ders çıkardım, kazandıklarıma sonsuz şükrettim 🙏 Keşkelerimi heybeme attım, iyikilerimle devam ediyorum 😊 En ince detayına kadar herşeyde emeği olan can dostlarım yanımdayken benden mutlusu olabilir mi? Herşey için sonsuz teşekkür ediyorum 😊🙏 yine, yine ve yine..🥰 Mesaj atan, arayan ve değer verip hatırlayan herkese teşekkür ediyorum. Çok uzaklardan kalbime dokundunuz her biriniz.. Verdiğiniz değer için, dostluğunuz için çokça şükür 🙏 İyi ki varsınız.. 😊🙏💙🌼
İSTİKLÂL MARŞINI ANLAMA VE ANLATMA ETKİNLİĞİ SONUÇ
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ KAHRAMAN ORDUMUZA 👉1-Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; İstiklal Marşımız "korkma" diye başlar. Biliyorsun ki bu, Resûl-i Ekrem'in Sevr mağarasında Ebû Bekir'e söylediğidir. Bunlar tesadüf değil." (İsmet ÖZEL) İstiklâl Marşı'nın ilk kelimesi KORKMAdır. Buradaki korku ne can
Reklam
"Nazan Bekiroğlu Nar Ağacı kitabında şöyle diyor; “ne zaman unutur gibi olsam olmuyor. unutmak istediğim şeyin tam ortasındayım..” aslında birçoğumuz unutmak istediğimiz şeyin tam ortasında değil miyiz?"
Vaveyla
Birçoğumuz belki hatırlarız o sahneyi!!? Titanik batarken birileri çığlık atarken filikadakiler onların sesini bastırmak için şarkı söyleyip alkış tutuyorlardı. Bu bir yerlerden tanıdık gelmedi mi🤔 Birileri bir yerlerde yardım beklerken diğerleri de onların yardım çığlıklarını bastırmak için gürültü yapıyorlar. Daha kötü Facialar da var tabi??! Birileri sessiz çığlıklarla feryat ederken diğerlerinin bunu farkettiği halde ses çıkartmaması gibi.. Ölüm bile Esas duruşa geçerdi bunun yanında. Bunun bir adı olsaydı ‘Sessiz Şiddet’ olabilirdi belki..!
Elalem Virüsü
Korkuyoruz kendimiz olmaktan. Sevdiğimiz şeyleri yapmaktan, istediğimiz tarafa bakmaktan, yeni bir adım atmaktan. Korkuyoruz farklılıklardan. Yargılanmamak için fikrimizi belirtmekten çekiniyoruz. Düşüncelerimiz ve hayatımız benzemediği için çoğunluğa... Kabul edilmek istiyoruz. Sürüden ayrı kalmamak, kurda kapılmamak, yalnızlaşmamak istiyoruz.
Öğretmenler sigara içebiliyor mu ve etekler üzerine bazı düşünceler...
Arkadaşlar şu dönem bence öğretmenlerin üzerinde çok yoğun bir baskı var. Sigara, alkol gibi bazı alışkanlıkların öğretmenler tarafından yapılması "bir de öğretmen bu" denilerek mesleği tarafından rencide edilmeye çalışılıyor. Ya da konu sadece bu da değil, kıyafet tarafından da çok fazla eleştiri geliyor. Arkadaşım sana sormak istiyorum, şu an sınıfta mıyız? Kimse öğrencisini yanına alıp kadeh tokuşturmuyor. Ya da birçoğumuz profildeki hâliyle okula gitmiyor. Burdaki samimi diyaloglarımız özel hayatımızı yansıtıyor. Robot değiliz ki, biz de siz kadar insanız hatta bence daha fazla insanız. Kimsenin özel hayatı sizi ilgilendirmez, sonuçta 24 saat hiçbirimiz mesleğimizin başında değiliz. Öte yandan öğretmenlerin bu kadar sığ düşünceli insanlar tarafından akıl fikir almaya ihtiyaçları da yok. Hepiniz yolunuza bakın, kendi işinize odaklanın. Biz ne yaptığımızı biliyoruz.
Reklam
Çok Eşlilik (Poligami)
Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji Dergisinde Prof. Dr. Doğan Kuban'ın bir yazısını okudum. Yazının özeti şu; tek eşliliğin kadınların ve erkeklerin doğasına uygun olmadığı, monogaminin (tek eşlilik) de insanın icadı olduğu ve günlük yaşamda tarih boyunca monogami hiç olmadığı. Cinsel aşkın anatomisi adlı kitabın yazarı antropolog Helen Fisher ise, 62
Dr. MEHMET ÖZ;
Yıllardır doğru düzgün girmediğim facebooka bu virüs yüzünden girip bir şeyler yazayım istedim çünkü neredeyse 15 ocaktan bu yana, yani 2 aydır bu hastalık üzerine bilimsel makaleler de dahil çok fazla okuma yaptım. Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Bu virüsten kaçış yok arkadaşlar. İstisnasız hepimiz yakalanacağız. Ama ne kadar geç
Belki de Z Kuşağı, Yavuz Bahadıroğlu'nun Niyazi Birinci olduğunu, ölüm haberiyle öğrendi ya da öğrenecek. Belki de birçoğumuz görüşlerine ve yazdıklarına katılmıyoruz. Aramızdan çok azımız, ideolojisini bir kenara bırakıp anlattıklarından payına düşeni alıyordu belki. Benim gibi... Birkaç kere seminerine katılma fırsatı yakaladığım Yavuz Bahadıroğlu'nun ölüm haberini aldığımda, yine o seminerlerden birinde babasıyla ilgili anlattığı bir anıyı anımsadım... Sebepli ya da sebepsiz... Algıda seçicilik belki de... Ama gülümseyişindeki ve kendi ideolojisindeki samimiyete hep inandım. Allah rahmetiyle muamele etsin.
2020 Yılı Özetim
Birçoğumuz, hazır evdeyiz, bol bol okuruz, diye düşündük. Ama kafa rahat evde oturmakla eve hapsolmak aynı şeyler değilmiş. O nedenle o kadar da çok okuyamadım. Muhtemelen bu seneyi günde ortalama 30 sayfanın altında okumuş olarak, 5 tanesi ikinci kere okumuş olduğum, 30 kitap ile kapatacağım. Bunların içinden en beğendiklerimi not etmek
265 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.