Gelecekte feminist hareket, herkesin yaşamı için büyük önem taşıyacak olan feminist eğitim üzerine daha fazla düşünmelidir. Feminist kadınların yüksek gelir seviyelerine, mücadelede müttefikimiz olan varlıklı erkeklerin katkılarını kabul eden veya birikim sahibi olan kadınların varlığına rağmen kız ve erkek çocuklar için, kadın ve erkekler için feminist ilkelerle kurulmuş bir okulumuz yok. Herkese feminizmi öğretebileceğimiz geniş tabanlı bir eğitim hareketi yaratamamakla, insanların feminizme dair bir şeyler öğrendikleri ilk yerin ana akım ataerkil kitle medyası olmasına izin veriyoruz ve medyadan öğrendiklerinin çoğu olumsuz şeyler oluyor. Feminist düşünce ve teoriyi herkese öğretmek, akademik düzeyin hatta yazı düzeyinin ötesine geçmemiz gerektiği anlamına geliyor. Halk kitlelerinin büyük bölümü, feminist kitapların çoğunu okumak için gereken becerilere sahip değil. Kasetlere okunan kitaplar, şarkılar, radyo ve televizyon, bunların hepsi feminist bilinci paylaşmanın yolları. Elbette feminist bir televizyon kanalına da ihtiyacımız var, fakat tabii ki bunun kadınlar için düzenlenen kanaldan farklı olması gerekiyor.* Feminist televizyon kanalı kurmak için yeterli sermayeyi bir araya getirirsek, feminist düşünceyi tüm dünyaya duyurabiliriz. Kendi kanalımıza sahip olamıyorsak şayet, parasını ödeyelim ve var olan kanallardan belli bir zaman dilimini kendimize ayırtalım. Senelerce hiçbirisi cinsiyetçilik karşıtı olmayan erkekler tarafından çıkarılan Mö dergisi şu anda sahibi feminist ilkelere sonuna kadar bağlı olan kadınlara ait. Bu, doğru yönde atılmış bir adımdır.