Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
Risale-i Nur'da geçen bölüm: Şualar / 11.Şua / Meyve Risalesi / 11.Şua 4.mesele Yine Gençlik Rehberi’nde izahı var. Bir zaman bana hizmet eden kardeşlerim tarafından sual edildi ki: “Küre-i arzı herc ü merce getiren ve İslâm mukadderatıyla alâkadar olan bu dehşetli Harb-i Umumî’den elli gündür (şimdi yedi seneden geçti aynı hal) hiç
Reklam
Politik Yorumlar
_Türk olarak arabistan'a gidiyorsun. İnsanlar seni Türkçe selamlıyor; camilerden her gün Türkçe dualar yükseliyor; senin toprağını kutsal kabul edip senin gibi giyinmeye, düşünmeye ve konuşmaya çalışıyorlar. Yerde Türkçe bir yazı, örneğin Türk malı bir çikolatanın ambalajını görünce öpüp yerden alıyorlar. Okullarında senin tarihin,
GARİPLER 2.KISIM
İbnu'l Kayyım "el-Medâric" de (3/196) şunları söylemiştir: "Şu hâlde gurbet üç kısımdır. Birinci kısım bu insanlar arasında Allah'ın ehlinin ve O'nun resulünün sünnetinin ehlinin gurbetidir. Bu Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in ehlini övdüğü gurbettir. Yine o getirdiği dinin garip olarak başladığını,
İLİM TALEP ETMEKTE İNSANLAR ÜÇ KISIMDIR Birinci kısım: İlmi, kendisine âhiret azığı etmek için talep eden ve o ilimle yalnızca Hazret-i Allâh’ın rızasını ve âhirette kurtuluşu talep eden kimselerdir. İşte bu kimseler, Allâhü Teâlâ’nın azâbından kurtulanlardan ve hayra erişenlerdendir. İkinci kısım: İlmi, fânî olan dünya maksatlarına, izzet ve şerefe, mal ve makama sahip olmak için talep eden kimselerdir. Bu kimselerin, kalplerindeki bu hastalık ve meyil sebebi ile son nefeslerinden önce tevbe etmeye muvaffak olamayıp -Allah muhafaza- imanlarını muhafaza edememelerinden korkulur. Bir kimse son nefesinden evvel tevbe etmeye muvaffak olur ve ilmi ile amel edip noksan bıraktığı amellerini de tamamlamaya çalışırsa o zaman kurtulanlardan olur. Çünkü Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem, “Günahından tevbe eden kimse, hiç günahı olmayan kimse gibidir.” buyurmuşlardır. Üçüncü kısım: Şeytan, kendisi üzere galip gelen kimselerdir ki bu kimseler ilmi, mal toplamaya, büyüklenmeye, tâbilerini çoğaltıp kuvvetlenmeye vesile kılarlar. Bununla beraber bu kimseler, kendilerinin Allah indinde iyi bir mevkiye sahip olduğuna inanırlar. Böyle inanmaları sebebiyle onlar için tevbe etme ümidi de kalmamıştır. Bu kimseler helâk olanlardandır. Hattâ Allâhü Teâlâ’nın, Saff Sûresi’nin 2. âyet-i kerimesinde, “Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi niçin söylersiniz?” buyurduğundan da gafildirler. Bu gibi âlimler hakkında Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem, “Ümmetim üzerine en çok korktuğum şey, dalâlete düşüren âlimlerdir.” buyurmuşlardır.
RAMAZAN-I ŞERİFE DAİRDİR [Birinci kısmın âhirinde şeair-i İslâmiyeden bir nebze bahsedildiğinden şeairin içinde en parlak ve muhteşem olan Ramazan-ı Şerife dair olan bu ikinci kısımda, bir kısım hikmetleri zikredilecektir. Bu İkinci Kısım, Ramazan-ı Şerifin pek çok hikmetlerinden dokuz hikmeti beyan eden "Dokuz
102 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.