Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
160 syf.
10/10 puan verdi
Osman Selaheddin Osmanoğlu
Osman Selaheddin Osmanoğlu
Osmanlı Hanedanının Kayıt Defteri
Osmanlı Hanedanının Kayıt Defteri
Kitap bana 25 saat önce ulaştı hemen okumaya başladım ve an itibariyle bitirmiş bulunmaktayım. Kitap beklediğimden daha farklı çıktı ama gerçekten çok ama çok beğendiğimi gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Kitap Ertuğrul Gazi'den başlayarak bizlere kronolojik bir şekilde Osmanlı ailesinin silsilesini bilme imkanı veriyor
Osmanlı Hanedanının Kayıt Defteri
Osmanlı Hanedanının Kayıt DefteriOsman Selaheddin Osmanoğlu · Timaş Yayınları · 20196 okunma
“Bu Dünyada Ahde Vefa Kalmamış!” Dedirtmem
Hz. Ömer Ömer Radiyallahü Anh’ın hilafeti döneminde, gerçekleşen gerçek ve muhteşem bir hikâye… Hz. Ömer Radiyallahü Anh, Ashab-ı Kiram ile beraber bir mecliste oturuyorlarken, karşıdan üç kişinin gelmekte olduğunu gördüler. Bu gelen kimseler, bir delikanlıyı yakalayıp ellerinden sıkıca tutmuşlar ve belli ki halifenin huzuruna çıkarmak üzere
Reklam
479 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
İkinci defa okuduğum muhteşem kitap. Yıllar evvel başka bir yayınevinden okuduğum baskıda sadece birinci cilt vardı. O yüzden yarım kalmış bir kitap intibaı uyandırmıştı bende. Türkiye İş Bankası Yayınları'ndan çıkan bu baskısında ise her iki cilt de yer alıyor. Kitabın yazılış hikayesi şöyle: Gogol, Ölü Canlar'ı iki cilt olarak yazmış ancak kendisi manik depresif psikoz olarak adlandırılan bir hastalığa sahipmiş. Bu durum özellikle kitabın ikinci cildini menfi yönde etkilemiş. İlk cildi yazmış, ikincisini ise rahatsızlığı dolayısıyla bitirememiş ve krizde olduğu bir anda müsveddeleri yakmış. Şu an elimizdeki kitap kurtarılan kısımlardan derlenerek oluşturulmuş. Belli ki, sağlık durumu kitaba çok yansımış. Şöyle ki, ilk ciltte genel olarak olumsuz tiplemeleri anlatan Gogol ikinci ciltte olumlu/dürüst karakterlere yer vermiş ve Rusya'nın geleceğine daha umutla bakılabilecek bir tablo çizmiş. Fakat birinci ciltteki kaliteye ikinci ciltte rastlanamadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Yazar, romanın baş kahramanı olan Çiçikov'u çok olumsuz betimler. Rahatsız edici pek çok özelliği karakterinde barındıran bir anti-kahramandır Çiçikov. Harika bir ismi ve enfes bir konusu vardır kitabın. Sadece bir roman değil, 19. yy Rus toplumunun sosyo-ekonomik bir tasvirini de bulur okur. Her zaman söylerim: Rus romanı olmasa dün edebiyatı bir hiç olurmuş. Bu kanaatim bu romanla biraz daha pekişti.
Ölü Canlar
Ölü CanlarNikolay Gogol · İş Bankası Kültür Yayınları · 202223,6bin okunma
"BİRİNCİ PERDE, BEŞİNCİ TABLO SOYTARI — ... İnsanın burnu niçin yüzünün ortasındadır, biliyor musun? LEAR — Hayır. SOYTARI — İki yanında birer göz bulunsun diye; kokusunu alamadığı şeyleri görsün diye!''
Sayfa 54 - Remzi Kitabevi, Çeviren: Seniha Bedri Göknil, Eserin Orijinal Adı: King Lear, 1. Baskı, 1993, AnkaraKitabı okuyor
"BİRİNCİ PERDE, BEŞİNCİ TABLO SOYTARI — Eğer insanın aklı topuklarında olsaydı soğuktan çatlamak tehlikesi olurdu, değil mi? LEAR — Evet oğlum. SOYTARI — Pekâlâ, o halde memnun olmalı: Senin aklın hiçbir zaman terliğe muhtaç olmayacak.''
Sayfa 53 - Remzi Kitabevi, Çeviren: Seniha Bedri Göknil, Eserin Orijinal Adı: King Lear, 1. Baskı, 1993, AnkaraKitabı okuyor
Dynamism Of A Dog On A Leash 1912
1901'de Paris'e giderek sanat çevrelerine giren Giacomo Balla, burada empresyonizmden etkilenerek ‘Fütürist Manifestosu'na imzasını attı. 20'nci yüzyılın değişen resim anlayışını yakalamakta usta olan ressamın eserlerinde, sürekli bir dinamizm ve canlılık hâkim oldu. Tıpkı bir fotoğrafın devinimini yakalar gibi boyadığı tuvaller, sanat çevrelerince büyük ilgi gördü. Birinci Dünya Savaşı'nın başlaması ve faşist akımlar sanatçıyı derinden etkiledi ve figüratif resim anlayışına sürükledi. 1930'lardan sonra resimlerinde soyut öğeler yer almaya başladı. Tasmalı Köpeğin Dinamizmi' adlı tablosunda, bir köpeğin hareketlerini gerçekmiş gibi tasvir etti. Ressam, Jules-Etienne Marey ve Edward Muybridge adlı fotoğrafçıların hareket çalışmalarından yararlanarak yaptığı resimde, değişik hareket geçişlerini eş zamanlı olarak yansıttı. Bu şaşırtıcı ve daha önce hiç kullanılmamış teknik ve renk geçişleri, dikkati üzerine çekti. Balla, ardından yetişen birçok genç sanatçıyı, resme hareket katma tekniği ile derinden etkiledi.
Reklam
Birinci beş yıllık plan aynı artış hızı için GSMH’nın %18.4’ünün yatırımlara ayrılmasını öngörmekteydi. İkinci planın kabulü sırasında ise elde olan bilgiye göre, ilk planın dört yıllık uygulama sonuçları %16.6’lık bir başarıyı göstermekteydi. Demek olmaktadır ki, ikinci plan, birincisinin uygulamasına göre yatırım oranını 6 puandan fazla artırmayı düşünmektedir. Bu yüzde otuzdan fazla bir artıştır ve bunu yapmak için sadece toplam yatırımların yüzde beşi kadar bir ek finansman ihtiyacı vardır. Bu çok iyimser bir tablodur, fakat gerçekçi değildir. Bu tablo rakamlarla oynamanın sonucudur. İkinci plan hazırlıklarının son aşamalarında, planlama örgütünden ayrılmaların nedeni budur. Hükümet, hem yüzde yedinin gereklerini yerine getirmek ve hem de yüzde yediden vazgeçer görünmek istemez. Bu durumda yapılacak iş, rakamlarla oynamaktır. Fakat herkes rakamlarla oynayarak kamuoyunu aldatmak istemeyebilir. Bu durumda, istemeyenler gider, razı olanlar görev alır. Sorun bu kadar basittir.
Sayfa 277Kitabı okudu
Emil Ludwig (Alman Tarihçisi)
Ankara'ya niçin geldiğimi soruyorsunuz. Önce, Büyük Kur­tarıcırnz Cumhurbaşkanı GAZİ Hazretlerini görmek için geldim. Çünkü zamanımızın hemen bütün devlet adamlarını tanımak isterim. Bundan başka, Birinci Dünya Savaşı sıralarında Türkiye'ye gelmiştim. Dostlarım bana daima, ülkenizde beş altı yıl içinde meydana getirilen büyük ve hayrete değer ilerlemelerden ve medeniyet eserlerinden bahsettiler. Bunları yerinde görmek ve incelemek istedim. Ülkenizi ziyaret ederken İtalya'da gördüğüm.bir tabloyu hatırladım: Ünlü bir ressam tarafından yapılan tablonun üzerine bir başka resim yapılmıştı. Fakat genç bir ressam, yeni yapılan resmi kazımış ve altında bulunan gerçek tabloyu meydana çı­karmıştı. Türk Milletinin yeteneklerini, ilerleme ve medeniyete karşı olan kabiliyetlerini temsil eden tablo, sultanlar devrinde, aldatıcı diğer bir resimle örtülmüştü. O BÜYÜK ADAM gelmiş, sonradan yapılan resmi hayret verici bir hünerle kazımış ve Türk Milletinin gerçek yeteneklerini meydana çıkarmıştı. Ağır hasta olan ve sonradan yeni hayat ve kudret kazanan bir milletin manzarasını görmekten daha güzel bir hal düşünülemez. Beni, bilhassa meydana getirilen bu yeni değişiklikler hayrette bıraktı.
"BİRİNCİ PERDE, DÖRDÜNCÜ TABLO LEAR: ... Erkek kalbimi bu derece sarsacak kuvvette olmandan, istemeyerek gözlerimden akıttığım sıcak yaşlara sebep olmandan kızarıyorum!..''
Sayfa 51 - Remzi Kitabevi, Çeviren: Seniha Bedri Göknil, Eserin Orijinal Adı: King Lear, 1. Baskı, 1993, AnkaraKitabı okuyor
"BİRİNCİ PERDE, DÖRDÜNCÜ TABLO SOYTARI: (...) Delilerin bu sene hiç kalmadı değeri, Onların yerlerine akıllılar geçtiler; Azıcık akılları durmadı gitti geri, Yaptıkları her işte aptallığı seçtiler!''
Sayfa 47 - Remzi Kitabevi, Çeviren: Seniha Bedri Göknil, Eserin Orijinal Adı: King Lear, 1. Baskı, 1993, AnkaraKitabı okuyor
Reklam
"BİRİNCİ PERDE, DÖRDÜNCÜ TABLO SOYTARI: Doğruluk, kulübesine gönderilen bir köpektir. Onu kırbaçla kovarlar, bir taraftan da dişi tazıya ocak başında yerleşip ortalığı kokutmasına müsaade ederler.''
Sayfa 45 - Remzi Kitabevi, Çeviren: Seniha Bedri Göknil, Eserin Orijinal Adı: King Lear, 1. Baskı, 1993, AnkaraKitabı okuyor
"BİRİNCİ PERDE, DÖRDÜNCÜ TABLO LEAR: İşin gücün nedir? Bizden ne istiyorsun? KENT: İşim gücüm, olduğum gibi görünmek, bana inanana doğrulukla hizmet etmek, namuslu olanı sevmek, aklı başında olanla ve az konuşanla arkadaş olmak, kıyamet gününden korkmak, başka türlü hareket edemeyeceğim zaman dövüşmek ve balık yememek (*) ! LEAR: Kimsin sen? KENT: Çok namuslu ve kral kadar fakir bir kişi! LEAR: Eğer senin kendine göre fakirliğin onun krallığına göre fakirliği derecesinde ise hakikaten çok fakirsin demektir.'' ------------------- (*) Katolik olmamak manasına kullanılmıştır.
Sayfa 42 - Remzi Kitabevi, Çeviren: Seniha Bedri Göknil, Eserin Orijinal Adı: King Lear, 1. Baskı, 1993, AnkaraKitabı okuyor
152 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Eliezer Ben- Yehuda İbranicenin sadece dini kitaplarda okunduğu ilahi bir dil olduğu düşünüldüğü bir dönemde annesi kendisini dini bir okulda okusun diye dayısının yanına gönderiyor 14 yaşında ama zeki biri İbranicenin Yahudilerin ana dili olması için küçüklüğünden ölümüne kadar durmadan çalışıyor ve başarıyorda 1800 lü yıllarda Yahudilerin topraklarının olmadığı o dönemlerde Osmanlının hakimiyeti altında bulunan ve çok yerleşimin olmadığı Kudüs'e geliyor işlerini vs burada rahat ve göze batmayacak şekilde tamamlamak için ileri gelen ve görüşleri benimsenmiş adamlarla görüşüyor. Bazıları İbranicenin konuşma diline geçirilmesinin büyük bir hayal olduğunu söyleselerde bu düşüncesinden vazgeçmiyor. Birinci Dünya savaşı patlat veriyor işleri aksıyor vs. Sonrasında Filistin İngilterenin yönetimine geçiyor ve Yahudilerin Filistin topraklarına yerleşmesi daha kolay oluyor ve yerleşiyorlarda oralarda okullar açıyorlar resmi dili İbranice 20 yıl içerisinde İbranice su gibi konuşulur bir dil oluyor Tabi bu olaylar olurken tüberküloz hastalığına yakalanıyor ama hasta oldum az dinleneyim kafasına assla girmiyor hatta odasına "Gün kısa, yapılacak çok büyük!" yazılı bir tablo asıyor.
Dil ve İşgal
Dil ve İşgalTaha Kılınç · Ketebe Yayınevi · 202495 okunma
329 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.