Başınıza gelenleri bilgisizliğinize, yeteneksizliğinize ve beceriksizliğinize bağlamaz her zaman "kendinizi savunmak için” bir fail (suçlu) ararsanız, çevrenizle hep kavgalı olursunuz. Tutucu yöneticilerle yönetilen ülkelerden tek bir tanesinin bile komşularıyla mutlu ve karşılıklı saygı ile yaşadığına tanık olmadık. Hatta bu kesimler kendi ülkelerindeki muhalefeti ve karşı söz söyleyenleri bile düşman ilan etmekten çekinmemektedirler. Şunu unutmayalım: Kendi iç dinamiklerimizden kaynaklanan olumsuzluklara her zaman bir suçlu bulduğumuz sürece kendimizi düzeltemeyiz.
Sayfa 222Kitabı okudu
352 syf.
·
Puan vermedi
"Onu ne kadar da özenle tanımıyoruz. Oysa sevginin, tanımadan yeşermesi mümkün müdür? Vakti zamanında bir felsefe kitabında; aşk hissinin tanımaktan önce geldiğini, tanıdıkça sevgiye dönüştüğünü okumuştum. Bu durumda biz Mustafa Kemal'e âşığız. Hem de çok âşığız. Ama onu yeterince tanıyamadığımız ve anlayamadığımız için gerçek anlamda
Yarının Adamı Mustafa Kemal'i Anlamak
Yarının Adamı Mustafa Kemal'i AnlamakCon Sinov · Masa Kitap · 2022949 okunma
Reklam
"Fazla, hep dahasına meyilimiz Bakma, bize düşman kendimiziz"
Çook uzun olduğunun farkındayım...
ABDULKADİR TURAN / ANALİZ 1 Kasım 1928’de tek kararla harflerimiz yasaklandı. İngiliz tarihçi Arnold J. Toynbee’nin ifadesiyle Türkiye’de kütüphaneleri yakmaya gerek kalmadı. Çünkü Cemil Meriç’in veciz ifadesiyle kütüphanelerde kitaplar tuğla yığını oldu. Mahir İz’in ifadesiyle roller ters döndü. Hasbelkader daha önce Fransız alfabesini öğrenen
HAMAS, herhangi bir terör eylemi gerçekleştirmemektedir. HAMAS, vatanını ve halkını savunuyor. kendisine yapılan saldırılara aynıyla cevap veriyor yani nefs-i müdafaa yapıyor. israilliler, Mescid-i Aksa ve el Halil'de sivil filistinlilere yönelik terör saldırıları gerçekleştirinceye kadar HAMAS'ın sivillere yönelik en ufak bir eylemine rastlayamazsınız. Düşman, topraklarımızı işgal edip bize saldırıp bizi öldürürken terör olmuyor da bizim kendimizi savunmamız mı terör oluyor?
Topluluğun düşünce ve inanç birliğiyle davranışta ahenk talebini benimseriz. Grup bizi içine alır, bize kolektif bir kimlik sağlar; aidiyet dürtümüze seslenirken bizi kendimizi arama derdinden kurtarır. Aynı topluluk kendimizi ihtiyaç duyulan biri olarak görmemizi sağlarken bize güvenlik ve yaşama rahatlığı temin eder. Ama bunu yaptığımız zaman, ait olduğumuz grup ya da topluluğu insanlığın merkezi olarak görmeye başlarız. Bu gruba dâhil olmayanları, farklı düşünenleri kendimize düşman olarak görme durumuna geliriz. Çünkü dünyayı “biz” ve “onlar”, yani kendimiz ve diğerleri, inananlar ve kâfirler, vatanseverler ve satılmışlar olarak ikiye ayırmışızdır. “Biz”in “onlar”dan her zaman ve her yerde üstün olduğunu söylemeye gerek yoktur. Bunun gerçekte böyle olmadığını, bize sadece felsefi bir tutum gösterebilir.
Reklam
854 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.