İnsan hiç babasını gömer mi?
Metre metre beyaza sarılmış bedenini kollarına alıp çukura indirir mi?
Dualar, dualar, kalabalık, sıcak...
"Emir Allah'ın."
"Çöz baş ipini, çöz ayak ipini. Oğlum yasla şöyle hah, yavaşça. Tamam, mertekler geliyor. Hadi sen çık artık..."
"Rabbe Cebrâile ve Mîkâile ve İsrâfile ve Azraile Yâ Bedî' as-semâvâti vel-ard. Yâ Zelcelâli vel-ikrâm..."
Böyle bir dünya olur mu?
Nasıl dönecek babasız şimdi bu tekerlek?
Korkar adam.
Üstüne üstüne gelir her şey.
Parasızlık, arkasızlık. Direği yıkılmış bir ev.
Anan ölse bağıra bağıra ağlarsın.
Baban gidince şöyle okkalı bir lokma boğazında.
Ağır, kuru, demirden de soğuk.
Adamın babası ölür mü?
Ölmez!
Bunu da görür mü insan?
Görmez!
Yuh, o zaman böyle dünyaya.
Bak oğlum, dedi. İnsan dediğin yozdur. Hem de Kayacık kayasından daha karadır yüzü. İnsan ne işe yarar? Bir boka yaramaz. Ama karga dediğin mübarek hayvandır. Onu bunu ayırmaz, bulduğunu yer. Sonra bak insanlar ceviz dikmez. Fenalık getirir diye. Halbuki en büyük fenalık kendinden çıkar. Bu hayvancıklar cevizleri alır, dar günler için saklar, bazılarını unutur. Unuttukları çatlatır kabuğunu, toprağa sarılır. Ağaç olur. Ya erin kestiği, yaba yaptığı, sandık ettiği ceviz böyle olur. Karga hiç vurulur mu?
Olumsuz deneyimler yaşamış insanlardan bazısı ayakta kalıyor, bazısı yıkılıyor. Ayakta kalanlara dayanıklı diyoruz. Acaba neden bazı insanlar diğerlerinden daha dayanıklı? Bunun bir nedeni kalıtımsal miras olabilir. Peki, dayanıklılığı sağlayan kalıtım dışındaki unsurlar nelerdir? Hangi kişilik özellikleri dayanıklı olmamızı sağlıyor? Cesaret, kararlılık, iyimserlik, özgüven, dayanışma akla ilk gelen özellikler... Bu karakter özelliklerini nasıl inşa edebiliriz? Hadi bizden geçti, çocuklarımıza bu özellikleri nasıl kazandırırız? Bu kitapta bütün bu sorulara cevap arıyoruz.