Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“ Piçlerini ölçüleri diyen insanlarınkinden farklıdır. Böbrek taşı düşürme sancısını, iş arkadaşlarıyla yenen bir öğle yemeğine tercih ederler. Acı Ve zevk şiddetlerini yukarıdan aşağı sıralanırken normlar dahilindekilerden farklı ölçüleri kabul ederler. Örneğin bir kravatı işyerinde takmaktansa, kendilerini onunla asmayı daha uygun görürler. Takım elbiselerini tamamlayabilmesi için kravatın boyundan aşağı değil, baştan yukarı sallanması gerekir.”
Sayfa 104 - Doğan Kitap Yayınları
Bazı cerrahi aksilikleri ele alalım. Bir keresinde genel cerrah bir hastanın karnında bağırsağı ve mesane duvarını yırtan geniş bir metal alet unutmuştu. Bir başkasında kanser cerrahı kadının yanlış memesine biyopsi yaptığı için aylar boyunca kanser tanısı gecikmişti. Bir kalp cerrahı kalp kapakçığı ameliyatında küçük ama çok önemli bir adımı atlamış ve hastayı öldürmüştü. Bir genel cerrah acilde karın ağrısından muzdarip bir adam görmüş ve bilgisayarlı tomografi çekmeden hastanın böbrek taşı olduğunu varsaymıştı. 18 saat sonra bir tarama karın aortunda parçalanan bir anevrizma gösterdi ve hasta kısa süre içinde öldü.
Reklam
— Düşünüyorum da, şeytan yoksa, o zaman onu insan icat etmiştir; hem de kendi benzeri olarak icat etmiştir. — Tıpkı Tanrı gibi, değil mi? İvan güldü. — Sen de Hamlet’teki Polonius’un dediği gibi, taşı gediğine yerleştirmeyi pek biliyorsun. Kendi sözümle yakaladın beni. Ziyanı yok, memnunum. İnsanın yarattığı Tanrı da kendine benziyorsa nasıl
Sayfa 311 - Türkiye İş Bankası Yayınları
Piçlerin ölçüleri diğer insanlarınkinden farklıdır. Böbrek taşı düşürme sancısını, iş arkadaşlarıyla yenen bir öğle yemeğine tercih ederler. Acı ve zevk şiddetlerini yukarıdan aşağı sıralarken normlar dahilindekilerden farklı ölçüleri kabul ederler. Örneğin, bir kravatı işyerinde takmaktansa, kendilerini onunla aşmayı daha uygun görürler. Takım elbesklerini tamamlayabilmesi için kravatını boyundan aşağı değil, baştan yukarı sallanması gerekir.
Sayfa 104Kitabı okudu
Hangi meyve, hangi organa benziyor? gibi
Onsekizinci yüzyılın sonuna dek doktorlara “işaret doktrini” öğretiliyordu; yani herhangi bir rahatsızlık için alınan ilaç, bir doktorun sözleriyle, şöyle görülüyordu: “Çare olacağı hastalığa dair açık ve belirgin bir dışsal özellik taşımaktadır... Bir tilkinin ciğerleri astıma birebir çareydi, zira bu hayvan solunum bakımından çok güçlü oluşuyla göze çarpar. Zerdeçal parlak sarı renktedir, bu da sarılığı iyileştirme gücüne sahip olduğuna işaretti... İnciotunun (lithospermum officinale) tohumlarının temel bir özelliği olan parlak yüzey ve sertlik, böbrek taşı ve kumuna karşı etkili olduğuna dair bir işaret olarak görülürdü... ” J. S. Mill, “Bir olgunun koşullarının bir diğer olguya benzemesi gerektiği önyargısı,” diye yazarak, bu safsatayı ilk meydana çıkaranlardandır. Bu hata ilkel kültürlerde kültürümüzden de yaygındır.Antropolog Evans-Pritchard’ın belirttiği gibi, Zandeler, birbirlerine benzedikleri için kuş dışkısının mantarı iyileştirdiğine, maymun ile epilepsi nöbeti geçiren kişinin hareketleri birbirlerinden çok farklı değil diye de yanık maymun kafatasının epilepsiyi tedavi ettiğine inanmaktadırlar.
Sayfa 320
Piçlerin ölçüleri diğer insanlarınkinden farklıdır. Böbrek taşı düşürme sancısını, iş arkadaşlarıyla yenen bir öğle yemeğine tercih ederler. Acı ve zevk şiddetlerini yukarıdan aşağı sıralarken normlar dahilindekilerden farklı ölçüleri kabul ederler. Örneğin bir kravatı işyerinde takmaktansa, kendilerini onunla asmayı daha uygun görürler. Takım elbiselerini tamamlayabilmesi için kravatın boyundan aşağı değil, baştan yukarı sallanması gerekir.
60 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.