Halkidikya’da oğlum Dimitrakis öldüğü zaman da böyle kalkıp oynamıştım. Cenazesinin önünde oynadığımı gören akraba ve dostlarım beni tutmak istediler. 'Zorba delirdi!’ diye bağırdılar, ‘Zorba delirdi!’ Ama ben, asıl o anda oynamasaydım, kederimden delirecektim. Çünkü o benim ilk oğlumdu, üç yaşındaydı; onun kaybına dayanamıyordum işte.