Bir Sürgün Portresi: Ayşe Şan
‘Kadın, Dengbêji söyleyemez’ diyen bir aileden ‘Kürtçe şarkı söylemek yasaktır’ diyen bir devlete kadar baskının her halini iyi tanır Ayşe Şan. ‘Ölsem de Kürtçe şarkı söyleyeceğim’ diyen Ayşe Şan’ın kararlılığı hiç bitmez Kürtler için Êyşana Kurdi, Türkler için Ayşe Şan, Araplar için Êyşana Êli’ydi o… Egemen bütün zihniyetlere karşı savaşarak
Aziz Nesin Anısınıa
Annem okuryazar değildi. Ama, ince duygulu, sağduyusu olan bir kadındı. Bütün analar, dünyanın en iyi kadınlarıdır. Benim annem de benim annem olduğu için dünyanın en iyi kadınıydı. Bir gün bahçeden çiçek koparıp anneme getirmiştim. Annem sevindi. — Hadi biraz daha çiçek koparalım... dedi. Bahçeye çıktık. Bana bir çiçek gösterdi. — Bak dedi, ne güzel çiçek... Bu çiçekler de canlı, onların da canı var... Koparırsak ölür zavallı... Dalında daha güzel duruyor. Bardaktaki suda bu kadar güzel durmaz ki. Her çiçeğin başında bana, — Kıyarsan, kopar istersen... derdi. Neyim varsa, iyi olan, hepsini, herşeyimi anneme borçluyum. Aziz nesin böyle gelmiş böyle gitmez kitabından alıntıdır.
Reklam
Okudum bitti
Ağustos Okumaları 📚Doris Lessing- Beşinci Çocuk 📚ETGAR KELET – TANRI OLMAK İSTEYEN OTOBÜS ŞOFÖRÜ 📚Cemil Kavukçu- Aynadaki Zaman 📚Lafcadio Hearn- Kwaidan Tuhaf Şeylere Dair Öyküler 📚Sadık Hidayet-Aylak Köpek 📚Emile Ajar- Onca Yoksulluk Varken 📚Peyami Safa -Dokuzuncu Hariciye Koğuşu 📚 Albert Camus- Yabancı 📚Moliere- Cimri 📚Aziz Nesin- Böyle Gelmiş Böyle Gitmez 📚Jules Verne- Doktor Ox'un Deneyi
Kurmaca Metinlerde Anlatıcı Türünün Seçimi
Öykü veya roman gibi kurmaca metinlerde anlatıcı türünü belirlerken genellikle bu seçim içseldir. Yani yazarın zihninde kurgu oluştuğunda zaten anlatıcının sesi de birlikte gelmiştir. İster karakterin ağzından anlatım olsun isterse de yazarın kendi ağzından sonuçta o ses, ritim yazar metne başladığında gelmiş olur. Ama bazen bu içsellik kimi zaman doğru sonuç vermeyebilir. Metin tıkanır, gitmez. Yazar anlatmak istediğini o anlatıcı tipiyle istediği gibi aktaramaz. Böyle zamanlarda da kurguya yeniden başlayıp bambaşka bir anlatıcı türüyle devam edilir. Bunu şu şekilde örnekleyebiliriz. Modern Soslu Postmodern Makarna adlı öykü kitabımda bulunan "Şıp" adlı öyküyü bundan yaklaşık on sene önce birinci şahıs anlatıcıyla yazmaya çalışmıştım. O öykünün anlatıcı dili bana "ben" sesiyle gelmişti. Ama metni yazarken uzun da bir zaman dilimini, karakterin hayatının önemli bir kısmını anlattığım için "ben" anlatıcının kısıtlı bakış açısı yetmemiş, öyküm yarım kalmıştı. Uzun yıllar sonra hikâyenin ana iskeletini unutmayan zihnim metni sıfırdan bu sefer "sen" yani ikinci şahıs anlatıcıyla kurguladı. Yaptığım anlatıcı türü değişikliği metnin rayına girmesine ve sorunsuz akmasına neden oldu. Kurmaca metinlerde anlatıcı türünün seçiminin yazar tarafından nasıl yapıldığını ve anlatıcı türleri arasındaki farklılıkları örnekleriyle anlattığım videoyu izlemek için: youtu.be/JGZzEX1Gkt4
31 Mart Yerel Seçimleri Bağlamında Marksizmin Tarihsel Doğruluğu Üzerine
Bilindiği gibi “Yüzyılın Felaketi” AKP iktidarı, devlet gücünü bütünüyle elinde tutmasına rağmen 31 Mart Yerel Seçimlerinde ağır bir yenilgi tattı. Bir ABD-İngiltere-İsrail yapımı proje partisi olan AKP, emperyalist efendileri tarafından iktidar koltuğuna oturtulduğu 3 Kasım 2002’den beri ilk kez bu kadar ölümcül, tedavisi çok zor bir yara almış
Pencerenin ardındaki kadınlar
Pencerelerin ardından hayata bakan yaşlı, yorgun, kederli ama yine de hallerine boyun bükmüş kadınlar... Yaşayanı değil, sanki seyircisi oldukları bir şey olmuş onlar için hayat... Akan şeylerle akmayan, alıcı gözle bakmayan, araya heyecanları sokmayan bakışlar... Yüzlerinde uzun bir geçmişle yaşayan, gözlerini dışarıya çevirirken geleceğe
Reklam
68 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.