Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Terketti adam kadını Kadın olduğu yere yığıldı Çözüldü dizlerinin bağları Babasını gören bir kız çocuğunun, kollarını kaldırdığı gibi kaldırdı adama kollarını 'Tut ellerimi, al kucağına' der gibi baktı Adam oralı olmadı
Köy Çocuğu
Ben çocukken Babamın 500 Dönüm Tarlasi, Traktörü, Ortalama 150 Koyunu, Üç Beş İneği ve Danaları vardı. Yİlda 60 ton Buğday, 150 Kuzu, Bir iki Dana satardı. Ve ben kendimizi Fakir sanırdım hep. Çünkü hep üstünüzde eskimiş Elbise ve Ayakkabi vardı. Sobada tezek yakardık. Saman ile ekmek yapılırdı. Ama Et yemeğinden artık bıkıyorduk, hayvanın iç organları köpeklere verilirdi. Yumurta yememek için sofradan kaçardık. Pastırma sucuk günlük yiyeceğimizdi. Tereyağı peynir yoğurt bozulunca atar yenisini yapardı Annem. Bana göre Zengin Şehirde oturan şık giyinen Şehirlilerdi. Ve muhtemelen herkes böyle düşünüyordu. Çünkü herkes çocuklarını devlet memuru yapmak için okutuyordu. Okusun hayatı kurtulsun. Köyde hayatını çürütmesin derlerdi. Bu düşünce geleceğimize şekil verdi. Bizi fakirleştirdi. Ve Domates, Biber, Patlican üretemeyen bir ülke yaptı. Şimdi buradan bakıyorum ki! Babam çok zengin bir adammış, Resmen ağa imiş. Ama sürekli tasarrufu kişiliğinin bir rüknü yapmış, gereksiz elbiseleri israf saymış. Köylüler Şehire göçtü. Sehirler büyüdükçe köyde tarla satıp Şehirde Arsa aldılar. Daire karşılığı verdiler Müteahhide üçer beşer daire aldılar. Şimdi o Dairelerde yiyecek sebzeyi alamıyorlar. Çünkü yok. Soğan Patates alamıyorlar pahalı. Tereyağı, Peynir alamıyorlar. Doğalgaz zammına kızıyorlar Hala köylüler, Şehre göçüyorlar. Bunlar daha iyi günlerimiz.
Reklam
kitaplığım ve çalışma masam mütalâa odasında iken, pek okuma yapamıyordum. sonra kaç hafta önce ayrı bir küçük raf bularak, kendi odama taşıdım. hâl böyle olunca anladım ki kitaplar gözümün önünde, yatağımın yanında, başucumda durmalı; bana seslenmeli, bağırmalı, çağırmalı, nazlanmalı, cilve yapmalı, üzülmeli, sevinmeli; hasılı "oku beni, hakkımı ver!" demeli imiş...
FERMAN “Ben ki; Beylerbeyiniz, Karaman Oğlu Mehmet. Milletime duyurun böyle eyledim ferman… Sözünü özü diye bilenler çekmez zahmet. Söylenen anlanınca derde bulunur derman…”
Blraz hard olsa da böyle demiş Ahmet Yesevi:
“Sünnet imiş, kafir de olsa incitme sen, Hüda bizardır, katı yürekli gönül incitenden Allah şahit, öyle kula hazırdır cehennem.” Divanı Hikmet *bizar: bezmiş, usanmış, tedirgin
Biliyor musun, ilk mektuplarımda “Bana böyle şeyler yazma, sonra sana deli gibi âşık olurum” demiştim, oldum işte… Sana bugün çılgın gibi âşığım. Senden ayrı geçen bu günleri cehennemde imiş gibi geçiriyorum.
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
Reklam
Ruhum öylesine eskimiş kırık yerinden Artık ne dikiş tutar nede yamanır Zaman yolculuğunda harap olmuş ömür Geriye kalan da sanmam ki güldürür İş işten çoktan geçmiş Koca ömür dediğin üç beş gün imiş Göz açıp kapanıncaya kadar gelip geçermiş. Dokuz tahta altına girince anladım Ne ahlar nede eyvahlar fayda etmez Hayat böyle acıdır ağa paşa farketmez Asıl gerçek böyledir asla değişmez Toprağa karışınca anladım Dünya handır sen bir garip yolcu Yaşadığın kadar incitme kurdu kuşu Kırma gönlü savur etrafa mutluluk aşı Dikenlidir bu yollar unutma ey gönül
Hz. Fatih Muhammed Han'a övgü postudur.
Mülk-ü Osmani'nin 7. Sultanı, Konstantiniyye'yi Fetheden Kayser-i Rum, Ebu'l Feth, Şanlı Sultan, II. Mehmed Han Hazretleri. İmparatorluğu'nun gerçek kurucusu olan Fatih Sultan Mehmed Han döneminde Devlet-i Aliyye bir dünya gücü hâline geldi. Fatih’in hükümdarlık dönemi tarihçilikten edebiyata, mimariden medrese eğitimine,
Sivas Şehri
Bir güzel uğruna gezerim böyle Neyleyim bulunmaz hey Sivas şehri Var ise haberin ne olur söyle Yüreğim yaralı duy Sivas şehri O benim gözümde cihanı değer Gahri çetin imiş mâşuğun meğer Saçının telini bulursan eğer Bağrımın üstüne koy Sivas şehri İSMETİ'yim ona varamazsam isem Halinden bir haber soramaz isem Mahi cemalini göremez isem Ciğerim sızlıyor vay Sivas şehri 1954- AŞIK İSMETİ SİVAS
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.