Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Damarlarından akan kanda Bozkurt Türküsü Vatanına aşık olmuş kurt ordusu Andını içmiş turan üstüne Haydi ey Asenalar ey Alperenler kutlu sefere. Ben Türk'üm! Ben Türk'üm! Sarsılmaz yıkılmaz ülküm Ülkücü derler bize Değişmeyiz Turan'ımızı ite köpeğe.
Türk ırkın kalesi Bozkurt ordusu kutlu olsun günün …
Gönül verip gökte aya Yoldaş olup yele suya Selam doğudan batıya Ilgar ile yürüyene “Ne mutlu Türküm diyene “
Reklam
Ve Yahya Kemal'e: Düşsün celengi rumun, iyilsin seri frenk Vur Türkü gönderen yedi takdir aşkına destanını söyletecek büyük hadise olmuştu. Türk ordusu, vuruşa vuruşa, Divanyolu'na ve oradan Ayasofya'ya doğru ilerliyordu. Biraz sonra çan yerine ezan sesleri yükselmeye başladı. Bizans düşmüştü.
Sayfa 142
“Acılar yaşandığından daha çok ıstırap verir hatırlanınca.”
Sayfa 259 - Panama Yayıncılık, Aralık 2019Kitabı okudu
. Bay Lloyd George’un Barış Antlaşmalarının Gerçekleri (Cilt II) adlı kitabında Çanakkale’de Türklere saldırmadığım ve savaş başlatmadığım konusuyla ilgili yazısı ilgimi çeker. Ayrıca, savlarını destekler nitelikte bulduğu Bozkurt adlı Mustafa Kemal’i ve Türkleri aşırı derecede inciten bir kitapla da ilgileniyorum. Kitabın yazarı Bay Armstrong’un İngiliz Büyükelçiliği ile resmi bir bağlantısı ya da benim karargâhlarımla bir ilişkisi yoktur. O'nu bir tarihte, Binbaşı Harene ile bir devriye ile Anadolu’ya gönderdiğimi anımsıyorum. Benim görev sürem içinde kesinlikle Ankara’ya gitmemiş ve kendisi konusunda kitap yazdığı Mustafa Kemal ile de hiç görüşmemiştir. Karar verme durumunda olmadığı için, o zamanki Türk ordusu ile görüşlerine fazla değer vermiyorum. .
DİLŞAD Tanrı Dağı'nda başladı hayaller, Yarkent, Hoten, Urumci hep seni özler, Sevdası iki heceydi, biri vatan biri iffet Demiri tavında dövmekti marifet Sevda kokan hayaller hep yarım kaldı, Issız geceler dağlar yüreğimi Vatan sevdası yad ellerde öksüz kaldı Yaban diyarlarda ölü bedenler kaldı. Tanrı Dağlarını aşar bulutlar, Bozkurt ordusu Kızıl Elmayı kovalar, Vatan, millet, bayrak bunlar iffetli sevdalar Dilsad Hatun şehadeti Türkistan karalar bağlar.
Reklam
“Yiğit, susma zamanını iyi bilendir!”
Sayfa 142 - Panama Yayıncılık, Aralık 2019Kitabı okudu
9 Eylül sabahı yırtık, renkleri farklı belki üniforma bile denilemeyecek kıyafetlerine inat mağrur Türk ordusu kordon boyundaydı, hak ettiği gururla yürüyordu.
Sayfa 120
20 Yanvar( Ocak )
...Sovyet ordusu komutanı, yolu açmalarını ve geri çekilip, dağılmalarını söylüyordu. Bir an dahi geri adım atmayan, tankların önünde birbirine kenetlenmiş, vatan için siper olan Azerbaycan Türkleri, istiklâli müjdeliyordu. Sovyet ordusu yaptığı tüm çağrılara rağmen, bu duruma aldırış etmeden kararlı bir şekilde bekleyen halkın üzerine, tankları sürüp geçti.
Günün birinde Hariciye Vekil Vekili bulunuyordum. Alman büyükelçisini Atatürk'e götürdüm. Hoşbeşten sonra, Alman elçisi Atatürk'ten harp hatıralarını sormaya başladı. Sakarya, Dumlupınar meydan muharebelerinden söz açıldı. Atatürk: "Kumandanlarımdan birinin delice cesareti olmasaydı, Yunan ordusunu Konya tuzlu çölüne sokacaktım. Düşman ordusu orada fıçıya basılmış salamuraya dönecekti. Ve harp o vakit bitecekti. Hem de nasıl? Düşman kaçmaya muvaffak olamayacak, kendisinden haber bekleyenler de şaşıp kalacak ve boyuna haber soruşturacaklardı. Sonra öğreneceklerdi ki, Yunan ordusu tuzlu çölde salamura olmuştur! Böylelikle harp bir, bir buçuk yıl önce bitmiş olacaktı" buyurdular. Bir gün ben, bu delice cesur kumandanın kim olduğunu Atatürk'ten sordum. "Rahmetli Halit Paşa idi" buyurdu. Düşmanın arkasını çevirmek için kendisini aradıkları vakit yerinde değilmiş. Askerin önünde, elde tabancayla düşmanın üzerine saldırıyormuş! Bu haller, lüzumsuz cesaretlerin bir millete ne kadar pahalıya mal olduğunu göstermeye yeterler sanırım.
Sayfa 55 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
9 Eylül sabahı yırtık, renkleri farklı belki üniforma bile denilemeyecek kıyafetlerine inat mağrur Türk ordusu kordon boyundaydı, hak ettiği gururla yürüyordu. Anadolu'nun inanmış halkı, Ankara' da sarışın bir bozkurtun önderliğinde bir Türk mucizesi yaratmıştı.
Sayfa 120Kitabı okudu
Evanjelizm'in Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında görüşleri
"Hıristiyanlık inancında; Armagedon olarak adlandırılan bir savaşın başlamasından bahsedilir. Bu savaş kopacak ve bu büyük savaşın sonunda İsa gökten kılıcı ile inecek, Hıristiyan ordusu O'nun arkasına takılacak, İsa ile birlikte kötülere saldıracak, bunlar olurken de bir taraftan Ortadoğu'da İsrail'in kuzeyinde bir Deccal belirecek, bu Deccal şeytanın elçisi olacak, arkasına yüz binleri takacak ve orada iki taraf arasında Armagedon savaşı kopacaktır. İsrail'in kuzeyi diye bahsedilen yer Türkiye'dir. Arada coğrafi bilgi olarak Suriye ve Irak olmasına rağmen özellikle İsrail'in kuzeyindeki ülke olarak belirtilen yer Türkiye'dir. Son bir yıldan beri Protestanlara ait internet sitelerinde Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın resmi gösterilerek 'İşte Deccal geldi' denmektedir. Bu inanca sahip olan Protestanların çıkacak savaşta öncü olmalarından bahisle, savaşın çıkması için yüzyıllardır dini inançları doğrultusunda Amerika ülkesinde Protestan olan, Kalvinist kiliseleri, Evanjelist kiliseleri, Baptist kilisesi, Southern Babtist kiliseleri ile Protestan olmayan Mormon kiliseleri vardır. Bunların en saldırgan olanları Kalvinist kiliseleri, Evanjelist kiliseleri ve Mormonlardır. Bunlar seçilmişlere inanırlar. Kendilerinden olmayan kiliseye bağlı olmayan insanların da seçilmemiş olduğunu düşünerek yok olmalarında bir sakınca görmezler. Armagedon savaşının çıkması için şartlardan bir tanesi Hıristiyan inancında, kayıp olan 13. kabilenin bulunması, Hıristiyanlığın bütün insanlara yaygın şekilde tebliğ edilmesi, tebliğin neticesinde İsrail Devleti tarafından savaşın başlatılmasıdır."
Bu davanın şehit oğlu şehitlerini minnetle, saygıyla anarken sesimizin çıktığına bağırıyoruz: Sağ ol Türk ordusu!.. Sağ ol Atatürk!
Sayfa 137Kitabı okudu
Selahattin'in annesi Amine Hatun, o tarihlerde Suriye'de kesif kitleler hâlinde yaşayan Yaruklu Türkmenlerindendi. Yaruklu Türkmenleri 24 Oğuz boyundan Yıva'lara, Amine Hatun Selçuklu ailesine mensuptur. Selahattin'in eşi İsmetü'tdin Hatun da Türktür. Söyler misiniz lütfen, Selçuklu sultanlarının bile Keykubat, Keyhüsrev, Keykâvus gibi yabancı bir kültüre ait isimler taşıdıkları bir dönemde Türkçe adları tercih eden bu şuurlu aile Kürt asıllı olabilir mi? Yalnız Eyyübî ailesi değil, Eyyübî Ordusu, Eyyübî Ordusu'nun komutanları da Türktür: İbni Vâsıl, 1953'te İskenderiye'de iki cilt hâlinde basılan Müferric'ül-Kürüb adlı eserinde babasının Kürtlerin ihanetine uğraması sebebiyle Eyyübi ordusunun %90'dan fazlasının Türklerden meydana geldiğini yazmaktadır. Komutanlar da Türktür. Erkuş, Şerafettin Karakuş, Bahattin Karakuş, İzzettin Akbörü, Muzafferettin Gökbörü, İbni Türkmen, Tekin oğlu Mengü Bars, Aydoğmuş, Aybey, Alaeddin Aydemir, Çavlı, Seyfettin Yaz Küç, Hüsamettin Tuman (belki Tümen), Sunkar, Mahmut bin Tekiş, Ömer bin Laçin, Bozaba, Kutluğaba, İlaba, Arslanboğa, benim tespit edebildiğim emir ve komutanlardan bir kaçıdır. İbni Vâsıl, bu komutanların at eti yiyip, kımız içtiklerini yazmaktadır. Hiç kımız içip, at eti yiyen Kürt gördünüz mü siz? Bunlardan Mahmut bin Tekiş Selahattin'in dayısı, Muzafferettin Gökbörü ile İzzettin Gökbörü enişteleridir. Biraz evvel zikrettiğimiz gibi Akbörü demek, bozkurt demektir.
Sayfa 68 - Bilgeoğuz YayınlarıKitabı okudu
“Her unutulmak istenen, unutulamaz!”
Sayfa 171 - Panama Yayıncılık, Aralık 2019Kitabı okudu
94 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.