Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Pragmatist olmak zorunda olan canlılarsınız,bu denli değişken,seçenek ve ihtimal dolu bir dünya ve bunun yarattığı rekabet içerisinde de çıkarlarınızı en iyi sağlayan insana doğru istemsiz bir meyil oluşmak zorunda.Şuan basit olarak mentalitesiyle içindeki pragmatist dürtü seni rahatsız ediyor ve bir eş istiyor. Bunu dışarı yansıtmak istemenin
Bize iyi gelecek olan hep aynadaki mi olur?
Çoğu zaman bizlere " iyi misin" diye soran birilerinin olmayışı ne kötü değil mi? Oysa eleştirmek ve birini tanımadan egoist davranmak,onun hakkında kendince yorumda bulunmak ne kolay zaman değiştikçe "empati" yapma karşındakini gerçekten anlamaya çalışmak galiba eskide kaldı oysa birini dinlemek , iyi misin diye sormak eleştirmekten daha kolay işte bu bana tuhaf geliyor...
Reklam
Bu krizler giderek şiddetleniyor. Önceleri sadece bir ağlama olarak başlıyordu ama şimdi daha derin bir umutsuzluğa dönüşüyor. Bir anda her şey anlamından soyutlanıyor ve ben boşluğa düşüyorum. Gerçekten dayanılmaz derecede kötü hissediyorum kendimi. Umarım birkaç ay daha dayanabilirim. Neden böyle anlarda yanımda değilsin ki.. Neden?
Mustafa Kemal Atatürk'ün Söylediği 75 Söz | Atatürk Sözleri ve Anlamları Cumhuriyetimizin kurucusu, başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk, yaşam şekli ve üstlendiği görevleri gereği çok yönlü bir liderdi. Verdiği demeçler, söylediği sözler, aktardıkları ve daha nicesi hayatın her alanında önemli tavsiye, fikirler ve sözleri içeriyor. Spor,
Bazen insanların sevgi ölçütlerini değerlendiriyorum da, çoğunluk fiziksel güzelliğe ya da paraya önem verir. Bunlar olmaz, bunlar geçicidir diyorum. Sonra başkaları var. Olaya salt duygusal olarak bakıyorlar. O zaman da Nietzsche'nin duygular hakkındaki o muhteşem sözü aklıma geliyor. (#225685178) Yok ya bu da değildir diyorum. Sonra birinin düşünce tarzını, fikirlerini, hayata bakış açısını sevebiliriz diyorum. Bu sefer de "Sadece aptalların düşünceleri değişmez" sözünü hatırlıyorum. Ya da bir insanı iyi olduğu için severiz belki. İyi hoş da bu insanın yarın da iyi kalacağının garantisi ne? Ya da yarın kötü bir şey yaparsa ona karşı sevgimiz hemen yok mu olacak? Bir anda tükenebilen bir sevgi gerçek sevgi midir peki? Birilerini gerçekten seviyor muyuz? Ya da sevmek için bir sebep gerekir mi? Sebebi olan bir sevgi sevgi midir? Yoksa sevgi dediğimiz şey tüm bu saydığım karmaşadan uzak, nedensiz ve saf bir şey midir?
ANNEYİ ÖLDÜRMEK SURETİYLE KARISINA DERS VERMEK
Qingshan komününde dört kişilik bir aile yaşıyordu: Anne Wang, oğul Wang, karısı Tarçın Çiçeği ve küçük oğulları. Bay Wang, bölgenin tarım makineleri fabrikasında çalışıyordu. Anne Wang ile gelini Tarçın çiçeği arasındaki ilişkiler, havadaki pozitif ve negatif elektrik yükleri arasındaki ilişkiye benziyordu. Bir araya geldiklerinde şimşekler
Reklam
Bir Kaç Naçizane Tavsiye
Ben ne istediğini bilen, ne istemediğini gizlemeyen ve benden istenilene de kendi nezdimde red veya onay verebilen bir kadınım. Benim tutarsız, Aklından, kalbinden ve ağzından ne çıktığı belli olmayan, saygısız ve toksik hiç bir sevgiye, ilişkiye, arkadaşlığa, dostluğa, insanı ilişkiye ihtiyacım yok olamazda. Kıymet vermeyi de öğrendim kıymet
Öncelikle merhabalar ben bugün yeni bir karar aldım ve bu kararı anlatmak istiyorum öncelikle bize ne diyebilirsiniz anlıyorum ama benim tek içimdeki her şeyi yazıp hiç tanımadığım insanların okuyup belki de bir nebze olsa beni anladığını düşündüğüm tek yer burası. Ben kendimi bu birkaç aydır çok kötü hissediyorum yani belki de yaşadıklarımın payı
İnsan gitmesin, bitmesin diye çabaladıkça çoğu zaman daha çok dibe batıyor. Bazen içinde bulunduğumuz durumları gözlemleyebilmek için sakin olmaktan çok daha fazlası gerekiyor. Sizi gerçekten seven bir insanı kalbinden birden fazla kez yaralarsanız ne olur? Kalbi iyileşir mi? İnsan gerçek aşkına ihanet eder mi? Bazen birinin yokluğu, en çok istediğin an ona gidemeyeceğini, gecenin herhangi bir saatinde özlediğin için arayamayacağını anladığında başlıyor. Verilen sözler, kurulan hayaller ve arzuların önemsiz olduğunu tam da o an anlıyorsun. Büyük bir pişmanlık ve sıkıntı çöküyor insanın içine. Sebepsiz ve sonsuz. En kötü durumlardan biri de, karşınızdakinin onca çabasına rağmen onu yüzüstü bırakmak sanırım. Bu acının duygusu tarif edilemez ancak unutulmaması gerek birkaç şey daha var. Her ne olursa olsun, bir zamanlar birbirini seven iki ruh yabancı olamaz. Hayattaki “ keşkelerimiz “ çoğu zaman bize zulüm etse de, insanın içine bir umut ışığı da doğurmuyor değil. Artık bitti. İkimiz de mutluluğu bir başkasında arayacağız. Belki çok daha mutlu olacağız, belki üzüleceğiz ama bir zamanlar birbirimize ne kadar iyi geldiğimizi hiç unutmamalıyız. En kötüsü de bu. Birbirimize verdiğimiz dersler bizi mükemmel yapacak, cezasını ise hatıralarımız çekecek.
Açık konuşayım seninle, korkuyorum, çok korkuyorum. Belki günlerce kimseyi arayamayacak kadar yorgun olacak olmandan, belki hastalandığında ilaç bulamayacak olmandan, belki o büyük kulelerden, belki kendine hiç bakmamandan, belki ordaki kötü kalpli insanlardan belki de hepsinden aynı anda çok korkuyorum. Korkuyorum bir şey olur diye bir yerine, ben seni kocaman fanuslarda korumak isterken korkuyorum sen oralardayken koruyamamaktan. Tutamıyorum kendimi, yapamıyorum, korkumdan iyi bile anlatamıyorum kendimi, günlük yazısı gibi yazıyorum. Bu benim korkarak yazdığım ilk yazı. Bu benim hayatta gerçekten korktuğum ilk an. Ben korkmam öyle hayvanlardan, ben korkmam insanlardan, bana bir şey yapamazlar, yapacakları en kötü şey bile korkutamaz beni. Ben korkmam tinerciden, ben korkmam hırsızdan, korkmam katilden, benim canımın da, paramın da, evimin de eşyalarımın da, yok bir değeri. Ben yalnızca sevdiklerimin çekeceği zorluklardan korkarım ve benim en çok sevdiğim sensin, benim ömrümden alsınlar, sana versinler. Bak yok hiçbir şeyde gözüm, ne para, ne kariyer, ne mal, ne mülk, bir sen ol burda, bir sen dön, bir sen gül yeter. Yok benim hiçbir şeyde gözüm, sen dönünce ben iste fakirliği bile paylaşırım seninle.
Reklam
Kehf Suresinde, fakirlerin gemileri zarar gördüğünde, hissedebildiğimiz tek şey adaletsizlikti. Ancak gerçekte bu zarar, yalnızca o teknelerin tamamen kaçırılmaması için yapıldı. Bu gerçeği öğrendikten sonra, zarar artık zararlı görünmüyor, bunun yerine açık bir nimet, büyük bir sorundan güzel bir çözüm ve çıkış yolu, kölelerini büyük bir kayıp ve yoksunluktan bu kadar proaktif bir şekilde korumak için Allah'ın bir lütfu. Zorluklarla, reddedilmelerle, terk edilmelerle, kalp kırıklıklarıyla karşılaştığımızda ve sık sık Allah'ın bunu bize neden yaptığını sorguladığımızda kendimizi son derece bunalımda hissediyoruz? Acı çektiğimizde rahatsız oluyoruz, işimizin ve geçim kaynağımızın kaybını sorguluyoruz, bir ilişkinin sonunda kalbimiz kırılıyor, kötü sağlıktan hüsrana uğruyoruz, bunların hepsinin aslında kılık değiştirmiş nimetler olduğunun farkında değiliz, bunların hepsi bizi daha büyük zararlardan koruyan merhametinin tezahürleridir. Evet o işi kaybettiniz, çünkü belki Allah'ın sizin için çok daha iyi ve ödüllendirici bir işi var, o ilişkiyi kaybettiniz çünkü Allah ömür boyu depresyonla yüzleşmenizi istemedi, sağlığınızı kaybettiniz ama belki sizi daha fazla günah işlemekten korudu. Tüm yoksunlukların zararlı olmadığını fark edersek hayat kolaylaşır, bazıları sizi daha büyük ve kalıcı bir şeyle kutsamak için Allah tarafından sizin için gerçekten yaratılmıştır.
Onsuzluk
Bugün günlerden yağmurlu bir cumaydı. İşten çıkmış otobüste kafamı cama dayayıp "çok eski şarkı" isimli müziği dinliyordum. Sözlerinde "iznin olmadan hala seviyorum seni" geçiyordu. Evet, onun izni olmadan hala onu seviyordum. Onu "kafamda dönüp duran plaklar" gibi çalıp duruyordum adeta... Sanki bedenime tüm
"Yüzünde çiçek açtırmadığınız insanların en son mezarında da çiçek açtırmayın." Ben bunu yaşadım ve çokta sinir oldum. Yaşarken -kim olursa olsun- acısı ve yarası olduğunuz insanların mezarında size gözyaşı dökmek bile hak değil ki daha mezarına çiçek koymak? Hayırdır öldürdüğünüz mutluluklarını bir çiçekle mi kapatmaya çalışıyorsunuz?
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.