İlk öykü denemem :) Yorumlarınız değerlidir benim için
TURUNCU Soğuk bir kış gecesiydi. Doğa; yeni yılı beklemiş gibi biriktirdiği en sert ve soğuk rüzgarını üzerimize fırlatıyor, dişlerimizin gıcırdamasına yetecek kadar donuk bir hava dağıtıyordu. Rüzgarın uğuldayışı boşlukta süzülüp aceleyle yüzümü yalayarak geçiyor ve sırasını sonraki hava akımına bırakıyordu. Oldum olası bu sert ve kuru havadan
Postmodern Romana Kayıtsız Kalmak, Zeitgeist'i Reddetmektir. Peh Peh:))
Bu iletiyi değerli dostum, kıymetli kardeşim
Muzaffer Akar
Muzaffer Akar
'a ithaf ediyorum. Kavramlarla düşünürüz. Kavramların da tanımları yapılmıştır. Amaç birbirimizi anlamak ya ondan. Bu bize anlama ve düşünmede hız verir. Kavramı duyduğumuz an kafamızda onun yapılmış tanımı belirir ve spekülasyonun önüne geçeriz bir nebze. Roman
Reklam
Belki de böyle başlamalıyım yazmaya. Kendimden başlamalıyım. Benden uzak olan onca şeyi yazmaya çalışmak, en azından bunun çabası, delilik olmalı. Ben, benden uzak olan bir şeyi nasıl yazabilirim ki? Onu yazabilmek için önce onu anlıyor olmam gerekir. Oysa onu anlamak için, benden bir parça olmayan, benim bildiğim gerçekliğimin dışında olan bir şeyi, yine ancak kendi duyularımla veya bu gerçekliği anlayış biçimimle anlayabilirim. Oysa o şey öyle uzak ki bana. Belki de bu yüzden hep bir şeyleri yazıyorken o hissettiğim eksiklik duygusuyla tamamlayamıyorum yazmaya çalıştıklarımı. Ama benden uzak olan bir şey varsa, o şey yine benim. Kendim. İçinde bulunduğum, içimde bulunduğum bu şey onu anlamlandırmaya çalıştığım her anda daha da yabancılaşıyor bana. Dahası bu şeyin içinde yapayalnızım. İçine konulduğum bu yerin, bu evrenin yarıçapını hesaplayıp benden olmayan şeylerle benden olan şeylerin hacimlerinin oranıyla bulabilirim belki yalnızlığımı; nicel olarak böyle bir sonuca ulaşabilirim en fazla. Ama kafamın üstüne dikilen kainatla, benden başka kimsenin ulaşamadığı o yerde daha da yalnız değil miyim? O şeyin çapını hesaplayamam ki. Suretler, utangaç anlarım, bağrışmalar, ayrılıklar veya aşklar. Hepsi bir şekilde orada yer edinmiş, birileri tarafından konmuş. Ben koymadım onları oraya. Bazen tutup yalan uydurup kandırasım geliyor, bu kafamın üstündekini yöneten adamı ama beceremiyorum. Ben oradayım. Yalnızlığımda bir şeylere daima maruzum. İnsanın yalnız kalma korkusu, o şeylere maruz kaldığından mıdır?
Genç Semih'in Arayışları (öykü, lütfen okur musunuz :)
Anne baba yeter artık! Benim üzerime çok geliyorsunuz, bunaltıyorsunuz beni. Ben özgür olmak istiyorum. Bende gezip dolaşmak, eğlenmek istiyorum. Arkadaşlarımın yaptığı gibi bende gece geç saatte eve gelmek istiyorum. Benimle neden bu kadar çok uğraşıyorsunuz? Ben size ne kötülük yaptım? Hem eğlenmek gezmek suç mu? Kitap okumak, ders çalışmak
SÜPÜRGE SESİ
Penceremden, vuslata ermek için karı bekleyen Köse Dağı seyrediyorum. Hüzünlü. Nasıl olmasın ki, aralık ayında bile güneş bağrını yakarken. Üzerinde uçuşan kuşlar ise mutlu ama bir o kadar da şaşkınlar. Dağın ardına geçip geçmemekte tereddüt yaşıyorlar. Farkındalar, doğa ananın yüreğinde ters giden bir şeyler var. Gözlerim kanatlanıp dağı
“Deniz Ve Biz..”
Hayat dalgalı bir deniz. Tutunmaya çalışıyoruz. Dalgalar arasında küçük bir tekneyiz. Gel gitler içindeyiz. Sahile yakın duran güven içinde. Her yer deniz. En başta içimiz. Kılavuzsuz, kaptansız ve pusulasız yol almak zor bu denizlerde. Gittin mi gittin… Rüzgâra, akıntıya kapılmak da var. İçinin denizlerinden ne haber? Dalgaları say say
Reklam
598 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.