İnsan, düşünce için kendi içine düşecektir ama insanın kendi içine düşmesi; salt bir “iç/kinlik” olarak orada kalıp boğulması, tükenmesi için ya da buhran yaşaması için değildir.
İnsanın kendi içine düşmesi; oradan bir içselliğe ulaşıp kendini aşarak, kendinden geçerek, başkası için, öte/ki için kendinden vazgeçerek, bir başka insan tekinde var olması, belki doğ/a/yla, doğada, yeniden doğması, kim bilir belki de insanı da âlemi de aşarak, “aş/k”ın olana, Allah'a yönelmesidir...