Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
6.cilt
"Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Zira zannın bir kısmı günahtır." Hucurât sûresi(49), 12. İsm, cezalandırılması gereken günah demektir. Zan ise, ihtimal üzerine hüküm vermektir. Binaenaleyh zanna dayalı hükümlerin doğruluğu da zannîdir, asla kesin değildir. Başkasının hakkının söz konusu olduğu yerlerde verilmiş yanlış hükümler neticede iftira ve bühtan olarak büyük bir vebal sebebidir. Zannın kaynağı özellikle eğer kişinin nefsi ise hata ve vebal daha da büyür. Bu sebeple ihtiyat ve tedbir, zannın çoğundan ya da çoğu zandan kaçınmayı gerektirir.
Nuh'un gemisine bühtan edenler Yelken açıp yel kadrini ne bilir Ol Süleyman kuş dilini bilirdi Her Süleyman dil kadrini ne bilir... -Karacaoğlan
Reklam
Nuh'un gemisine bühtan edenler Yelken açıp yel kadrini ne bilir O Süleyman kuş dilini bilirdi Her Süleyman dil kadrini ne bilir Arap atlarında olur fırkalar Kimi sarhoş yürür kimi ırgalar Zibilliğe inip konan kargalar Has bahçede gül kadrini ne bilir Dünya benim diye zenginlik satan Helâl ekmeğine haramlar katan Sonradan sonraya beğliye yeten Zalim olur il kadrini ne bilir Karac'oğlan der ki belim büküldü Ağzımın içinde dişim döküldü Nuh Nebi'nin haddesinden çekildi Saz çalmayan tel kadrini ne bilir
Sayfa 245
Kendine bühtan ediyorsun, rezil.
Sayfa 113
Kulağı duymayanın çiçeklere konuşmuyor diye bühtan etmesi ayıptır. Çiçekler konuşmuyorsa perdeler kulağımızdan kalkmadığı içindir.
Boşver kalbim, "Ihlamurlar çiçek açtığı zaman" dediğinde şair, ıhlamurların aslında çiçek açmadığını bile bühtan edenler oldu. Oysa o çiçek "Bahar"da açar muhakkak..
Reklam
Değil Mi? - Ulu Tanrım, akıl ermez sırrına, Bin bir ismi hakta pinhan edersin. İçirirsin sabrın peymanesini, Hikmetini sonra ayân edersin. Gizlenirsin bir nüvenin içinde,
«Hâriciyye düzelip mazhar-ı tevfîk oldu» Diyen âdemlere «âkil» deme bühtan gibidir.
Nuh'un Gemisine Bühtan Edenler Yelken Açıp Yel Kadrini Ne Bilir Ol Süleyman Kuş Dilini Bilirdi Her Süleyman Dil Kadrini Ne Bilir Arap Atlarında Olur Fırkalar Kimi Sarhoş Yürür Kimi Irgalar Gübreliğe İnip Konan Kargalar Has Bahçede Gül Kadrini Ne Bilir Dünya Benim Diye Zenginlik Satın Helal Ekmeğine Haramlar Katan Sonradan Sonraya Beyliğe Yeten Zalim Olur El Kadrini Ne Bilir
Karacaoğlan
Karacaoğlan
Dîbâce
Oradaydık hepimiz,müheyya bekliyorduk salaştı mukadderat,bozulmuş bir nışandı gebe rüzgar,ihanete uğramış deniz,kerrat cetveli dünyaya sokunmuştuk,dünya hamdı külsüzdü ocak,tellal çarşısız ağzımız noksandı. Rımbaud'nun haberi yoktu Menelik'ten Nijinski delirmişti Mahler'in beş yaşındaki kızı ölmemisti daha nehre Haşim annesiyle
Reklam
Şehirli nazarında Türk demek köylü demekti. Eski Osmanlılar zamanında Türk sözünün tam köylü karşılığı olarak kullanıldığını Fatih'in Kanunname'si çok açık bir surette göstermektedir. Fatih'in Kanunname'sinin üçüncü faslında yani "şarab içme, çalma ve bühtan" bahsinde birinci madde aynen şöyledir "Eğer biregü hamr içse, Türk veya şehirlü olsa, kadı tazir urd, iki ağaca bir akça cürüm alına". Yine aynı bahsin 16. maddesinde de Türk adı bu anlamda geçmektedir. Bununla birlikte Fatih'in Kanunname'sinde Türk sözü "köylü" anlamına kullanılmakla birlikte ondan çok sonraki belgelerde Türk sözünün bütünüyle kavim adı olarak da geçtiğini görmekteyiz. Osmanlı tarihinde Türk kelimesinin "köylü, kaba" anlamında kullanıldığına dair pek çok belge vardı.
Dedi ki: Kıstâsü’l-müstakîm de nedir? Dedim ki: Allah’ın Kitabında tenzîl ettiği ve elçilerine onlarla ölçmelerini öğrettiği beş mîzândır. Kim Rasûlüllah’tan ta‘lîm eder ve Allah’ın mîzânlarıyla (bilgilerini) tartarsa hidayet bulur. Ve kim bundan yüz çevirip re’y ve kıyas’a yönelirse, hakikatten sapmış ve yüksekten yere çakılmış olur. Dedi ki:
Sayfa 49 - Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanılığı Yay. 2 .Baskı, İstanbul 2023
Gençlere hep söylüyorum: "Çocuklar siz yekpâre bir insansınız. Allahu Teâla sizi tek bir kabiliyetle yaratmamış." Bir insan şunu dediği zaman Allah'a bühtân eder, "Benim hiç kabiliyetim yok." Allah'a iftiradır. Senin bir tane bile değil, o kadar çok kabiliyetin vardır ki, 1) keşfetmene bakıyor, 2) onun değerini bilip yeşertmene bakıyor.
Savaş Ş. Barkçin
Savaş Ş. Barkçin
Bühtan,iftirayla başkasını karalar, Kendisine bakmaz yiğidi yaralar. Her türlü melanete kapı aralar, Tükürsen yüzüne gülüpte geçer. Bırak riyakar-hainler havlasın dursun, Şaraptan akıl alsın,cümleler kursun, Pervasız küfürlerden silleler vursun, Mert kişi sille yese, yerilir mi ki?
804 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.