Sen bir çocuksun, annen sinirden bir de sevinçten doğurdu seni
.
Bir çocuksun sen, bedeviler gibi ezberindeki şiirlerle bulmak
Zorundasın çölde yitirdiğin yolu; yeryüzü şenliğinin azımsanamaz
Bir parçasıdır yaktığın ateş, kıvrıldığın dönemeç, açtığın şemsiye,
Kucakladığın yaşlı ağaç; iyi bir çocuksun; tuhaf çocuksun; ağzını
Burnunu tıkasalar gözlerinle soluk alırsın; gözlerini bağlamaya
Kalksalar el ve ayak tırnaklarınla; kalsiyum ve kalker destekler
Seni, yeraltı suları destekler seni
.
Sen ve seninkiler ovalarda değil, denizlerde değil, durgun ve
Çalkantısız ve bulanık ve ılık göllerin dibinde büyüdünüz, sıkış
Sıkış, en yalın, en ilkel, birbirinizi yiyerek. Arada sırada
Güvercin kanadı bir aydınlıkla taranıyordu bakışlarınız, o kadar.
Bu yüzden seni başarı hanesine yazmıştır mavi oksijen; desteklemiştir seni
.
Sen bir çocuksun, annen sinirden bir de sevinçten doğurdu seni
yırtılan ipek sesiyle;
Bir çocuksun sen, bedeviler gibi ezberindeki şiirlerle bulmak zorundasın çölde yitirdiğin yolu.
Maintenant III: Oscar Wilde Yaşıyor (Kendi çevirilerimden)
1913 yılı, 23 Mart gecesiydi.
Eğer o kış akşamı hâlet-i ruhiyemi anlatmak isteseydim derdim ki hayatımın en kayda değer anlarıydı. Hayatımın acayipliklerini sunmak istiyorum size, doğasını garipliklerimin; tiksinç doğamı, beni daima doğru bir yola sevk olmaktan alıkoysa da asla hiçbir şeye değişmeyeceğim doğamı: bazen dürüst kıldı beni, bazen