Ozanlar vardır, doğumları, ölümleri, yaşamları ilgilendirir bizleri. Yalnız şiirleri üstünde çalışmak isteğimiz zaman da ilgilendirir. Tanpınar'ın şiirlerini topluca okuduğumda gördüm ki, bu ozan, bir sürenin, bir yerin ozanı değil. Aynı odaktan çıkmış 37 şiir. Birbirini bütünlemiyor şiirler. Her biri kendi içinde bir bütün. Ama, söylediğim gibi, çıkış yeri bir. "Ne İçindeyim Zamanın" da yakaladığımız bu odak noktasını her şiirde görebiliriz. Nedir bu? Zamanla bütünleşme, sonsuzlaşma. Kendisini, yaşayan, fiziksel durumu, konumu olan her şeyi, onların izienimlerini soyutlaştırma. Soyutlaştırma sözcüğü yetmiyor. Ağırlığından kurtarma, yoka vardırma demek gerekir.
Sayfa 119
Durkheim'ın en meşhur kavramı kuralsızlık (anomie), onun İntihar araştırmasının merkezini oluşturur. Fansızca' dan çevirisi ile anomie kural ya da normların olmadığı bir durum; kuralsızlık, normsuzluk demektir. Besnard bir anomie durumunu, "özelliği, belirsiz amaçlar ve sınırsız beklentiler olan, mümkün olanın giderek hızla genişlemekte olduğu sınırları ile karşılaşmaktan ileri gelen zihinsel karrışıklık veya baş dönmesi" olarak tanımlar. Durkheim iki kuralsızlık tipi anlatır: İş krizi ya da boşanma sonucu ani değişiklik neticesinde ortaya çıkan keskin (acute) anomie; ve modern sanayi toplumunun özelliği olan sürekli bir değişim durumu, süregelen (chronic) anomie. Durkheim, süregelen kuralsızlık üzerinde odaklanmıştır; çünkü, kendi ülkesi ile diğer sanayileşmiş ülkelerde neler olup bittiği ile ilgilenmekte idi. Durkheim intihar karşısında taraf sız bir tutum almamıştır; onu toplumsal bir sorun olarak görmüş, sanayileşmiş ülkelerde gittikçe artmakta olan intihar olayları onu endişelendirmiştir. Bunlara tekabül eden intihar türleri özgecilik (çok fazla bütünleşme), bencillik (çok az bütünleşme), kadercilik (çok fazla kural ve denetim) ve kuralsızlık (çok az kural ve denetim)tir.
Reklam
Denebilir ki, çocuğun ruhu, normal bir hayata ulaşma imkânını verecek bir bütünleşme organının varlığını gerektiren çocukluk yaşantılarından ya da durumlarından doğmuştur. Ruh böyle bir normal hayatı her bir durumu değerlendirerek ve organizmayı bir sonraki duruma doğru yönelterek ve bütün bunları içgüdülerin en iyi şekilde tatmin edilmesini sağlayarak, sürtüşmeleri de en aza indirecek şekilde gerçekleştirerek mümkün hale getirmektedir. Çocuk, böylece bir kapıyı açabilmek imkânını veren "boylu boslu olma" gibi bir duruma, birtakım ağır eşyaları kaldırabilme yeteneğine ya da başkalarının emretme ve bu emirlere itaat edilmesini bekleme hakkına aşırı derecede bir değer vermeyi öğrenmektedir. Ruhunda, gelişmek, başkaları kadar, hatta başkalarından da güçlü olmak isteği doğmaktadır. Kendi çevresindeki kimselere egemen olmak, hayatının başlıca amacı haline gelmektedir; çünkü, onu aşağı bir durumda görüyormuş gibi hareket etmekle birlikte, büyüklerin çocuğun zayıflığından ötürü ona karşı birtakım yükümlülükleri bulunduğunu da hissetmektedir. Bu durum karşısında çocuğun iki şekilde hareket etmesi mümkündür: bir yandan yetişkinlerin davranışlarını ve yöntemlerini fark etmiş olması nedeniyle kendisinin de aynı şekilde hareket etmeye çalışması; öbür yandan yine aynı büyüklerin çocuğa yardım etmelerini gerektiren kaçınılmaz bir etken olarak gördükleri zayıflığını kanıtlamaya uğraşması. Çocuklardaki ruhsal eğilimlerin bu şekilde bir çatallaşması her zaman karşımıza çıkacaktır.
Sayfa 30
56 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 saatte okudu
Yalın tutku -annie Ernaux
Yalın tutku annie Ernaux'un boşuna ödül almadığının kanıtı bir kitap, elli sayfalık bir şaheser bence.bu kadar kısa ve etkileyici çok az edebi eser vardır. konusu ismi ile aynı;tutku ve aşk. iki insan arasındaki kaçamak ,cinsel bir tutku hali bir saplantı gibi görünse de aşk ve arzuya dönüşmesi .kitabın anlatıcısı kadının beklentisi ,özlemi,ruh hali o kadar samimi ve yalın bir dille anlatılıyor ki . Kesinlikle muhteşem. Buradaki aşk hali kadının adama olan tutkusu, hisleri, karşıdakini bir yabancı olmasına rağmen ona olan saplantısı ,onunla bütünleşme çabası,çok içten. tabiki şuna belirtmek gerekir bu satırları anlamak için bu yoldan daha önce geçmek gerekiyor.hani şarkı da söylediği gibi "aşk sadece anlayana " aşktan anlayana hitap ediyor.bu anlatıcının yada tutkuyu yaşıyanın cinsiyeti , statüsü yaşı mesleği ile alakalı değildir.bu bir ruh hali bence sürekli onu görme onu isteme hali bu bir uyuşturucu madde etkisi gibi ...kalbin akla galibiyeti bu ondan başka bir şey düşünmeme durumu bu herkesin anlayacağı bir durum değil bu. Aşk kadar az kelime ile ancak bu kadar yalın süzsüz ve cesur anlatılabilir.
Yalın Tutku
Yalın Tutku
Annie Ernaux
Annie Ernaux
Yalın Tutku
Yalın TutkuAnnie Ernaux · Can Yayınları · 20224,129 okunma
84 syf.
9/10 puan verdi
·
32 saatte okudu
İlk olarak kitaba ismini veren "Şeffaflık" üzerine kitaptan anladıklarımı yazmak istiyorum. Bilgiye ulaşmanın çok kolay olduğu bir çağda "Şeffaflık" kavramı bireye kendini güvende hissettiren bir durum olsa da aslında toplumu kontrol altına alan bir şeydir. Şeffaflık bireyi saydam hale getiren bir durumdur. Bu da kontrol ve
Şeffaflık Toplumu
Şeffaflık ToplumuByung-Chul Han · Metis Yayıncılık · 20172,157 okunma
Tanıdık. 5, 7, 9 etkileyici. Şu an ki durumu yaşattı.
otoriter-devlet biçiminin kendine özgü dokuz niteliği...1) iktidar, ya­samadan yürütmeye devredilir ve yürütme içinde -genellikle kişisel yönetimin ortaya çıkışıyla birlikte başbakanın veya yü­rütme gücüne sahip cumhurbaşkanının elinde- yoğunlaşır; 2) devletin üç aygıtı ,- yasama, yürütme ve yargı- arasında bütünleşme eğilimi artar ve tekil ve
Sayfa 100 - İletişim Yayınları.
Reklam
57 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.