Modern insan neden bu kadar nevrotik? Çünkü modern insan, ömründe ilk kez insan olmaya başladı. İnsanlığın geçmişi, insanların geçmişi değil. Şimdiye değin insan, birey halinde değil, hep bir güruh halinde; kolektif topluluklar halinde var oldu. Şu anda ise birey doğuyor; dolayısıyla günümüz insanı nevrotik. Bu aslında iyiye alamet; insan bilinci
Sayfa 7 - Doğan YayıneviKitabı okuyor
Geceyi yutacak bir aydınlık istiyorum, Ölümü ve mutsuzluğu yutacak bir merhamet... Çölüme yağacak bir kaç damla rahmet yağmuru istiyorum. Yıldız yıldız gezdirecek büyük bir alamet... Bugün de olmadı lubeyya Ne aydınlık ne merhamet Ne yağmur ne de alamet... Bir şimşek çakar düşüme kabusa döner hülyalar Ve kimsesiz bir dilenciyim artık, içimdedir paryalar
Reklam
Hakiki manadan mecazî manaya götürdüğümüz bu tür “okuma” işlerini görmüşken yeri geldiği için ifade edelim ki bazıları okuma fiilini sadece kitapla sınırlandırmazlar. Onlara göre bütün kâinat kitaptır. Onlar bu kitaba “kitab-ı kebir-i kâinat” derler. Bu tabir eskilerde hayli meşhurdu. Hatta bu “Büyük Kitab”ın her nesnesi, kendi içinde okunacak bir “âyet”tir. Nitekim Kur'an-ı Kerîm’de, yerlerde ve göklerde olan herşeyin Allah Teâlâ’nın varlığını, birliğini, gücünü, kudretini, ilmini ve iradesini haykıran birer âyet, alamet ve işaret olduğu nice âyetlerde işlenmiştir.
Mümin, vücudunun bütün âzâları ile Allah’tan korkandır. Nitekim büyük ahlâk ve fıkıh bilgini Ebu’l-Leys es-Semerkandî der ki; -Allah korkusunun yedi alâmeti vardır; Birinci alâmet dilde belirir; Allah korkusu taşıyan kul dilini yalandan, dedikodudan, koğuculuktan, iftiradan ve boş konuşmaktan alıkoyar; bunlar yerine onu zikirle, Kur’ân okumakla ve ilmî konuşmalarla meşgûl eder.
GİRİŞ Lakin Sultan Ebu Hasan 750/1349'da Tunus'tan ayrılır ayrılmaz Hafsilerden Fadl b. Sultan Ebu Yahya Tunus üzerine yürüdü ve burasını Merinîlerden geri aldı. Fadiler ailesinin mülkünü yeniden kurdu. Muhammed b. Tafragin'i vezir tayin etti. Fakat çok geçmeden vezir, Fadl'a isyan etti ve onu azlederek kardeşini tahta çıkardı.
Sayfa 26 - Dergah yayınları 8.baskı Eylül 2012Kitabı okudu
Bizzat ben kesinlikle söyleyebilirim ki padişahı iki gün sonra namaza giderken gördüğümde yüzündeki ifade hiç değişmemiş, her zamanki ağır ve ciddi edası bozulmamıştır. Sanki bu büyük zafer onu ilgilendirmemiş, donanmasının bu hayret verici derecede büyük başarısı onda en ufak bir hayrete sebep olamamıştı. Bu muhteşem adamın kalbi o kadar kapatılmış, kader değişiklikleri ne derecede büyük olursa olsun bunları olduğu gibi karşılamaya o kadar alışıktı ki, o günün bütün alkışları, zafer alamet ve tezahürleri onda en ufak bir gurur belirtisi oluşturamadı.
Sayfa 422
Reklam
367 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.