Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası ‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729)
Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
+18
Bu kadar olumsuz unsuru bir arada barındıran bir başka kitap okudum mu bilmiyorum. Bu paylaşımın kimlere ulaşacağını bilemediğim için bu uyarıyı koyuyorum. Neden bahsettiğimi net anlayabilmek için bu videoya göz atabilirsiniz:
youtu.be/MuzzzVND1Cw
...
Macar Edebiyatını çok severim ve okuduğum kitaplar bende bir şekilde iz bırakır. Fakat sanırım bu kitap, okuduklarım arasında en ilginç olanı.
Zaman ve mekan belirtilmiyor fakat bir savaş dönemi okuyoruz. Roman boyunca hem birey hem toplum üzerinden savaşın yıkıcı etkisini görmek mümkün. Fakat savaş psikolojisi bir yana, "bir bardak su içtim" demek kadar normal bir biçimde, kitap boyunca açlık, intihar, cinayet, işkence, tecavüz, pedofili, ensest ilişkiler...
Gerçekten bu kadarına gerek var mıydı?
Kitaptaki tüm karakterler, tüm ilişkiler de sorunlu. Erkekler zaten sorunlu da hemcinslerine bari torpil geç Agota. Hayır yapmamış. Biri metres, diğeri evlat katili, öteki ruhsal bozukluk yaşıyor, en masum karakter "yaşlı cadı"
Çok sevilen bir kitap olduğunu biliyorum, çünkü teknik olarak iyi yazılmış; birbirinin devamı niteliğinde olan 3 cilt, tek ciltte toplanmış. 2-3 yıllık aralarla yazılan bu kitaplarda Agota Kristof, hep bir öncekinden daha ustaca yazmış. Hikaye öyle iyi kurulanmış ki, aklın sınırlarını zorluyor ve bunu her bölümde tekrar tekrar yapıyor.
Akıcı, merak uyandırıcı ama aynı zamanda tüyler ürpertici de.
Okuduğuma elbette pişman değilim, hatta diğer kitabını da sepete attım. Fakat bu roman sadece iyi bir roman oluşu üzerinden değil, yazarın neden bu kadar manyakça bir şey yaptığı üzerinden de konuşulmalı.
Kitaplarda kaybolmak....
Nasıl anlatılır ki bu duygu... Elinize aldığınız her kitapla başlayan farkı serüvenler, farklı hissiyatlar... Çevirdiğiniz sayfayla gözünüzden akan yaşlar, kahkahanız duyulmasın diye ağzınızı kapadığınız anlar, ya da kalakaldığınız zamanlar... Kaybolduğunuz sıradışı saatler. Ve sadece sizin anladığınız, sizin gibi
"Bunlara ihtiyacımız var ama paramız yok."
Kitapçı: "Nasıl olur? Parasını ödemeniz gerek."
Tekrarlıyoruz: "Paramız yok, ancak bunlara kesinlikle ihtiyacımız var."