Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ailemle vakit geçirdiğim zamanlar tam bir saçmalık. Hiçbir şey değişmedi. Babam hala içiyor. Annem hala hırslarına yenik bir insan. Fakat konuşmalarımızı duysanız sanki örnek aileyiz. Geçmişte olanları hatırlayan bir tek ben miyim? Gerçeği tek bilen? Ağzımı açıp tek kelime söylemiyorum o yüzden aslında bir şey fark etmiyor. Ben de onlar kadar yapmacık davranıyorum. Sanki hala bir gün her şey düzelecek diye bir umudum var ve bu hayelden vazgeçmek istemiyorum. Belki de numara yapmaya devam edersek sonunda gerçekten gayet normal bir aile olmayı başarabiliriz.
Sayfa 139Kitabı okudu
bu kadar anlamlı bir şiir okumayalı yıllar olmuştu...
OYSA GÜZEL ÇOCUKLARDIK SENİNLE Mahallenin yoksul çocuklarıydık annemin içinde çırılçıplak Ömürlük giyerim diye bir beden büyük almıştım seni yüreğime Yamalı, eski püskü bir sendir hala giyindiğim Üşümemem bundandır, biliyorsun buralar hep kış Gitmeseydin keşke büyümek zorunda kaldım Gayrimeşru vedalar babamdan kalma bir gelenekti oysa Şimdi koftiden bir şehirde kurusıkı bir isyanın resmi kayıtlara geçmemiş hikâyesiyim İçimdeki insan seslerine askeri bir darbe yapmış, yalnızlıktan hüküm giymişim Altı yıldır ‘kapalı cezaevi gözlerinde’ yatıyor, zaman aşımından düşmez bu dava, müebbettim biliyorum İrtifasını kaybetmiş mutluluklarımı ipi kopmuş uçurtmalara bağlıyor, Çocukluğuma vasi atadığım salçalı ekmekle, kıvırcık saçlarında düşlerimi tarıyorum Bu şehirde deniz yok, dirhemdir mutluluklar ve ben içmeyi de bilmem en kötü alışkanlığım sendin oysa Parmaklıklar ardında bir veda mektubuna buruk hecelerle kırılmış kelimeleri beyaz bir kâğıda döşer gibi yazıyorum artık seni İcarı ödenmemiş bir şarkıda neşir edilen bir güzelliğin adı olarak kalacaksın bu sayfalarda, belki de adın bir şiir olacak Gitmeseydin keşke büyümek zorunda kaldım Oysa güzel çocuklardık seninle
Reklam
Sevgiyle büyütülmediği ve çocukluğuyla tanıştırılmadığı için erken büyümek zorunda kalmış çocuklardan birisin sen. Hem yaşlı hem yaşsız. Ölüme rağmen hayatsız, hayata rağmen ölümsüz anılar topluyorsun. Ben şu yaşımda hepsini hatırlıyorum. Çocukluğum, seni görüyorum. Doğduğu için suçlanan ve ihmalle büyütülmekle cezalandırılan sen olsan da bu senin suçun değil! Biliyorsun, o evde herkes doğduğuna pişman. Orada herkes hayat seçimlerinden mutsuz. Çocukluğunun geçtiği bu "keşkeler ailesi" ne bakma sen! Sen iyi ki doğmuşsun. Sen senden ne çok şey öğrendin. Ben senden ne çok şey öğrendim.
Sayfa 19
Çocukların arkadaşlarından, öğretmenlerinden, kardeşlerinden ve diğer aile fertlerinden işittikleri aşağılanmalar ne kadar büyük yaralar açarsa açsın, karşılarında en savunmasız, en tenkide açık hissettikleri kişiler anne-babalarıdır. Anne-babalar çocuklarının dünya merkezidir. Ve her şeyi bileceklerini düşündüğünüz anne babalarınz sizin hakkınızda kötü şeyler söylüyorlarsa demek ki söyledikleri doğru olmalı. Annen devamlı "Aptal," diyorsa demek ki sen aptalsın. Baban devamlı "Beş para etmez şey," diyorsa demek ki sen değersizsin. Bir çocuğun söylenen sözlerden şüphe duymasını, söylenenleri sorgulamasını sağlayacak bakış açısı henüz gelişmemiştir. Bu olumsuz görüşler bir şekilde bilinçaltında depolandığında içselleştirilmiş oluyorlar. Özsaygı eksikliğinin temelini de işte bu içselleştirme, yani "Sen aptalsın" cümlesini, "Ben aptalım" olarak değiştirme atıyor. Sözel taciz bir yandan insanın kendisini yetenekleri olan, sevilmeye layık ve değerli bir varlık gibi görebilmesini engellediği gibi bir yandan da hayatı boyunca yaşayabileceği kötülüklerini, olumsuzlukların, başarısızlıkların ön habercisi oluyor.
Sayfa 121 - İletişim Yayınları
* Ne zaman kendi fikrimi söyleyecek olsam babam beni susturur, aşağılardı. Sesimi yükseltme cesaretini göstersem döverdi. Kısa sürede onunla herhangi bir çatışmaya girmemeyi öğrendim. Anneme karşı kendi fikirlerimi savunmaya kalksam, o da hemen bebek gibi ağlamaya başlardı. Bu da babamı kızdırır ve kemeri ile bizden birini döverdi Bu sefer de ben kendimi daha da kötü ve sorumlu hissederdim.
Sayfa 85 - İletişim Yayınları 14.Baskı 2023, İstanbulKitabı okudu
Bir anda elimin altındaki dünyanın büyüklüğünü fark etmek özgürleştirici, zorlayıcı, heyecan verici ve eklemeliyim ki oldukça korkutucu...
Sayfa 17 - Sinek Sekiz YayıneviKitabı okudu
Reklam
Beni anlatmış gibi...
Yetimdir şu gönlüm, Bundandır tüm sessizliğim, Bir harabe yığınıyım... Deprem anında yere serilirim.. Bu vakitsiz bir yıkımdır... Enkazın altında ölen kimdir? Yoksa, yoksa bu ben miyim? Kendimi dahi tanıyamıyorum.
Sayfa 15 - PdfKitabı okudu
754 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.