Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

beyza

beyza
@byz8
insan bir aksamustu ansizin yorulur
Sabitlenmiş gönderi
"Kendime duyduğum nefretin seviyesi ölçülse, elbet bir madalya olurdu boynumda."
Sayfa 423 - Doğan Kitap
Reklam
"Ben, içinde karanlığın ağır bastığı bir çocuktum. Karanlık basınca kendini tanıyamayan bir çocuk. Düzenli ve öngörülebilir hayatın bana sunduğu hiçbir şeyi kendime yakıştıramadım. Adını koyamadığım bir duygu vardı içimde. Parçalama ve parçalanma duygusu. Gitmek istiyordum. Hayatın sonuna kadar gitmek. Tarif edilecek gibi değil! Her neyse... Sonuçta, benim için artık çok geçti."
Sayfa 114 - doğan kitap
352 syf.
·
Puan vermedi
Ziyan
ZiyanHakan Günday
8.6/10 · 5,1bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Ne düşündüm, biliyor musun? Ölmeyi hayal etmenin ölü bir adam olmaya yettiğini. Hatta ölüme dair olanın dışında hiçbir hayalin gerçekliğinin olmadığını düşündüm. Güçlü, zengin, mutlu ya da aşık olmayı hayal etmek hiçbir işe yaramıyordu. Sıradan hayallerin tatmin edici hiçbir tarafı yoktu. Gerçekleşene kadar ölü olan hayallerdi bunlar. Ama ölümü düşlemek ölmeye yetiyordu. İntiharın eşiğine gelmek, orada yaşamaya devam etmeye yetiyordu. Belki de insan kendini öldüremesin diye hayal etme gücüne sahiptir."
Sayfa 101 - doğan kitap
"İntihar, akla düşen bir asittir. Onunla yıkanmasını bilmeyen delik deşik olur ve erir. Bu yüzden intiharın eşiğinden dönen yoktur. Oraya varan orada yaşar. Oraya varan orada ölür. Şimdi sen de o eşiktesin. O eşiğin altında. Ölene kadar. Korkma, sağlamdır yerin. Üstüne gökyüzü çökse, yıkılmaz zihnin. Çünkü durduğun yerde, umursamayacaksın insanlığı."
Sayfa 96 - doğan kitap
Reklam
"Fazla değil, yedi yaşındaydım. Hayal kurmanın, hayatın tek amacı olduğuna inandığım bir yaşta."
Sayfa 51 - doğan kitap
"Kar yağar. Gömene kadar. Yağmur yağar, boğana kadar. Rüzgâr eser, ayaklarını yerden kesip savurana kadar. Dinlesen dünyayı, duyacaksın: İnsanoğlu insan, siktir git buradan! Ama inat edersin. Yaşayacaksın. Yer çekimi var. Gidecek bir yer yok. Sürekli olarak kovulduğun, seni yutmak için sarsılıp yarılan bu dünyada yaşamaktan başka çaren yok."
Sayfa 14 - doğan kitap
80 syf.
·
Puan vermedi
Cemile
CemileCengiz Aytmatov
7.8/10 · 32,3bin okunma
"birtakım şeyler kırılır, bazen kırılanlar onarılır, fakat çoğu durumda fark edersin ki, kırılan ne olursa olsun hayat o kaybı telafi etmek için yeniden şekillenir, bazen de muhteşem olur bu şekilleniş."
Sayfa 161 - Doğan Kitap
"Korku ve nefret... Bazen hayatında bir tek bu ikisi varmış gibi geliyordu. Kendinden başka herkesten korku, kendindense nefret."
Sayfa 140 - Doğan Kitap
Reklam
"Ana sessiz kaldı önce. 'Öğrendiğim bir şey varsa' dedi, 'Böyle konuları hatırası tazeyken konuşmak lazım. Yoksa hiç konuşmazsın. Ben sana nasıl anlatacağını öğreteceğim çünkü sen bekledikçe daha zor olacak, içinde cerahatli bir yaraya dönüşecek, suç sende sanacaksın hep. Aslında öyle olmayacak elbette ama sen hep öyle zannedeceksin."
Sayfa 127 - Doğan Kitap
"Fakat içinde bulunduğumuz kendini gerçekleştirme çağında, insanın hayatındaki birinci tercihten başkasıyla yetinmesi iradesizlik olarak görülüyor, ayıplanıyordu. Kaderin sandığın şeye boyun eğmek, onurlu bir hareket olmaktan çıkıp korkaklığa dönüşmüştü bir yerlerde. Mutluluğa ulaşma baskısı bazen zulüm şeklini alıyordu, mutluluk herkesin ulaşabileceği ve ulaşması gereken bir şeymiş de, bu uğurda verilecek en küçük bir taviz dahi bireyin kendi kabahatiymiş gibi."
Sayfa 55 - Doğan Kitap
"Hak ettiğimiz ailelere doğmuyoruz."
Sayfa 27 - Doğan Kitap
%24 (200/822)
Değersiz Bir Hayat
Değersiz Bir HayatHanya Yanagihara
8.6/10 · 2.747 okunma
"İyilik, ilk öğretilendi. Ancak gerçek değildi. Yaratılması olanaksız eserler gibi, iyilik de bilinen boyutlar dahilinde var olamayacak kadar hayaliydi. Ancak bir yerlerde iyiliğin olduğuna inanan ve defalarca hayal kırıklığına uğramaktan mahvolmuş olan insanların yersiz çabaları, kendilerini tanımalarını engelliyordu. Savaşlar, ihanetler ve yalanlar insana aitti. Ve pişmanlık ya da komşunun hayatını eleştirmek, iyi olmaya yetmiyordu. Hiçbir şey, iyi olmak için yeterli değildi. Çünkü dünya ve insan eti, iyilikten yoksundu. İnsanlık, çizginin diğer tarafındaydı. Ancak iyilik ve kötülüğü ayıran sınıra o kadar yakındı ki, iyiliğin ne olduğunu biliyor, ancak hayata geçiremiyordu. Vicdan kelimesi ve duygusu, sınıra yakın olmaktan kaynaklanan bir sahtelikti. İnsan, iyiliğe yakın olan bir kötüydü. Bu gerçeğin insan tarafından öğrenilmesinin zamanı gelmişti. Erişemeyeceği bir huzuru sürekli arzulamaktan vazgeçmeli ve kendisiyle çelişmekten delirmeye son vermeliydi. Gelişimini engelleyen yüksek amaçlara sahip olmayı bırakmalı ve iyiliğe ulaşmak yerine, içindeki kötülüğü dizginlemeyi öğrenmeliydi. Çünkü her ne kadar yakın olsa da, iyilikle arasında asla aşamayacağı bir duvar vardı ve o duvara çarpıp parçalanmaktan vazgeçemiyordu. Her çarpışmada sınırdan daha da uzaklaşıyor ve kötülük topraklarının merkezine yaklaşıyordu. Ne yarattığı dinler ne ahlak ne de yasalar. Hiçbiri işe yaramıyordu. Hatay’a yirmi kilometre uzaklıkta yaşayan Suriyeli ne kadar Türk’se, insan da o kadar iyiydi. İnsanlık, doğumundan itibaren dinlediği iyiliğin, masal olduğuna tanıklık etmeli ve gözkapaklarına oturmuş cehaleti savurup uyanmalıydı."
1.913 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.