Babasının işleri dolayısıyla Madrid'de yaşayan lakin iki yıl önce geçirdiği bir kaza sonrası ailesiyle birlikte apar topar İstanbul'a taşınan Bena, bu değişime çabuk uyum sağlamış ve hatta arkadaşları Pamir ve Eda ile birlikte "Konsept" adıyla hayalleri olan küçük bir kafe açmışlardır. Hayatında her şey olağan ve seyrinde ilerlerken aylar öncesinden rüyalarında tuhaf kabuslar görmeye başlamıştır. Bu durumu ilk zamanlar çok önemsemeyen Bena kafelerinde düzenledikleri kokteyl gecesinde derin bakışlı bir adam ile göz göze gelir ve takılıp kalır. İzleyen günler de farklı yerler de yine aynı karşılaşmalar yaşanır. Ve bir gün beklenen tanışma gerçekleşir. Bay Karanlık Uras'tır. Onlar yakınlaştıkça artan kabuslar sonrası psikolojisi alt üst olan Bena çareyi psikolojik destek almakta bulur ve psikolog Ege ile yolları keşisir. Ege mesleğinde yeni olsa da yaşadıkları ilginç gelen danışanı Bena'ya yardımcı olur. Bu ikilinin parçaları bir araya getirmesiyle sırlar silsilesi olan geçmişin karanlık kapıları yavaş yavaş aralanır.
Yazardan okuduğum ilk kitaptı. Kurgusunun çok farklı olmasının yanısıra tüm tezlerimi çürütmesi, ortada dönen olayların merak uyandıran gizemi, hele ki sonunda her şeyin tek bir kişiye bağlanması, geçmiş ve şimdi ki zamanın mihenk taşı olan bu karakterin ortaya çıkmasıyla herkesin eteğindeki taşları dökmesi, geçmişleriyle yüzleşen her bir karakterin verdiği tepkiler çok iyi ve gerçekçiydi. Keşke daha uzun olsaydı.
Aile, dostluk ve gerçek aşkın işlendiği bu nahif kitap, kesinlikle okunmayı hakediyor.