Çakallar aslanın peşindedir ve aslan avını öldürünce, bu sefer çakalların aralarında konuştuklarını duyarsınız.
Çakal gülüşü denen şeyi bu sırada işitmeniz mümkündür. Gece çıkardığı ses hoştur ve ben diğer çakallarla haberleştiğine inanıyorum
Bizler leoparlar, aslanlardık. Yerimizi alacaklar çakallar sırtlanlar olacak ve ne olursak olalım; Leopar, aslan, çakal ya da kuzu, kendimizi toprağın özü saymağa devam edeceğiz.
Dolandık da geldik bu güzel yurda
Bundan böyle durağımız bu yerde
Fırsatın verme çakal ile kurda
Aslanın da oğlu aslan olmalı.
Deli Yusuf'um, söylerim son sözüm
Yaralıdır sinem, haraptır özüm
Kırat yoluna verdim bu iki gözüm
Adam olup ata binen olmalı.
İpuçları olabilir ;)
Kitabı çok beğendim hep ne olacak acaba diye okudum. Samet'in hiç vazgeçmeyişi beni çok etkiledi. Hep dosdoğru yolunda gitti tahmin ettiği düşmandan çok tahmin edemedikleri çıktı karşısına yine de yılmadı. Ama yazar tam ters köşe yaptı son sayfada hiç böyle bitsin istemezdim yazık oldu Samet"e. En çok güvendiği insan tarafından vurulması sırtından çok kötü oldu.
Kitaptan ;
Eğer sırtından bıçaklanacaksa, Eğer hançeri sırtına yiyecekse bunu mert birinin yapmasını isterdi hep Samet. Ancak bu imkansızdı. Mert, hançeri sırta saplamazdı. Yüz yüze vuruşurdu. Kanının buluşacağı metal parçası, yüreği dosdoğru bir yiğit tarafından bileylensin isterdi; ancak beklediği gibi olmamıştı. Düşmanı hep kahpe olurdu yiğitlerin öyle değil mi? Bu da öyle olmuştu düşmanın çakalı ile uğraşmak nasip olmuştu her zamanki gibi Samet'e. O birkaç aslan ile çakal sürüsünü dağıtmak istedi; ancak karşısındaki bir çakaldı. Sinsiydi. Yeri gelince kaçardı. Vuruşarak ölmek Yoktu onu doğrularında.
Keyifli okumalar
Heyet başkanı, “Namussuz herif!” diye kükredi Şvayk’a.
“Sen ne biçim adamsın be!”
Şvayk masum bir çocuğun tertemiz bakışlarıyla baktı.
Heyetteki kurmay doktor, Şvayk’ın burnunun dibine geldi.
“Ulan çakal!” dedi. “Çabuk söyle, şu anda ne düşünüyorsun?”
“Komutanım ben hiç düşünmem ki.”
Hekimlerden biri, kılıcını şakırdatarak, “Uyuz köpek!” diye bağırdı.
“Hiç düşünmezmiş!
Söyle ulan, itin dölü, neden hiç düşünmezmişsin bakalım!”
“Askerlerin görev başında düşünmeleri yasaktır da ondan, komutanım.
Kurdun olmadığı yerde,çakallar kendilerini aslan ilan ederler.
Korkmuyoruz aslanımsı çakallardan!
Korkmuyoruz!
Çoğalıyoruz...
Bir gün mutlaka tüm çakalları toplayıp,kafalarını koparacagiz bedenlerinden.
#Bu paylaşım değerli tarih öğretmenim MEHMET ELMAST aittir.