Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Ah Jane Austen... Seninle tanışmam ilk bu kitap ile başladı. Okurken o kadar sıcak hissettim ki. İsmini gerçekten hakeden bir kitap. Pembe dizi kıvamında, diyalogların bol olduğu, biraz da bizim Çalıkuşu’na benzettiğim bir kitap oldu. Elizabeth karakteri ile kendimi çok yakın hissettim. Neşeli ve aynı zamanda bilge bir karakter. Mr. Darcy ise gerçekten hayalimdeki adam neredeyse Kitabı okuduktan sonra insanın böyle güzel bir aşk yaşayası geliyor. Kesinlikle öneririm, ben çok beğendim
“Çalıkuşu”
Uzun zamandır yoktum. Ben sanırım en çok bu mecrada rahat edebiliyorum. Burda kendimi en iyi şekilde anlatabiliyorum. Neyse...
Çalıkuşu
Namını çok duyduğum bir kitaptı. Her öğretmenimin severek tavsiye ettiği herkesin ömründe illaki okuması gereken kitaplardan dediği bir kitaptı çalıkuşu. Cidden de okumalı herkes. Çok çok tavsiye ediyorum. Aslında çalıkuşuna karşı tek ön yargım kalın oluşuydu. Yani kalın olması bir mesele değildi mesele ya biteremezsem korkusuydu. Ki bu kesinlikle olmadı. Su gibi aktı gitti derler ya aynen öyle oldu su gibi altı gitti. Hayatın içindendi. Ne eksik ne fazla tam yerli yerinceydi. Hani olur ya bir diziye başlarsınız bir sonraki bölümü için bir hafta beklersiniz işte bende aynen bu heycanla okuyup bitirmiştim kitabımı.
Önerim
Kitabı en boş vaktinizde sakince okuyun. Ama kesinlikle okuyun. Liseli arkadaşlarıma sesleniyorum. Eğer hocanız bu kitaptan sınav yapacak olursa sakin internetteki özetlerine bakayım demeyin kitabı ciddi ciddi okuyun bir şey kaybetmeyeceksiniz inanın.
Ah feride, ah çalıkuşu ...
Herkes kendinden bir parça bulacaktır bu romanda. Çalıkuşu bir pervazlık yaptığında, hırçınlaştığında, utandığında hepimizden bir parça taşıyormuş meğerse. Bir o kadar gözü kara bir o kadar da kırılgan. Ah çalıkuşu keşke senin kadar güçlü senin kadar yüce gönüllü olabilse her insan. Küçücük öksüz yüreğinde kocaman bir sevdayı sırtlayabilmek ancak bir çalıkuşuna yaraşır. Beni bambaşka diyarlara götürdün seninle hüzünlendim seninle mutlu oldum. En önemlisi senin başına gelen hadiselerde yaşadığın acıyı yüreğimde hissettim. Hoşçakal feride...
Çalıkuşu, ipekböceği, gülbeşeker..
Yıllar önce bir ders kitabında rastlamıştım çalıkuşuna. Zihnimde yer eden birkaç okuma parçasından biri olmuştu çalıkuşunun zeyniler köyündeki ilk günü. İstanbuldan taşraya gelmiş iyi eğitimli, kültürlü ve soylu bir kızın anadolunun yoksul çocukları ile karşı karşıya geldiği o ilk gün ancak bu kadar gerçekçi ve edebi anlatılabilir kanımca. Geç oldu ama geçenlerde kitabı okudum. Çalıkuşunu ben hep eğitim sevdalısı idealist öğretmenin vücut bulmuş hali olarak düşünmüştüm. Ancak idealistliğinin yanında başka sebepler de varmış belki de bu başka sebepler olmasa hiç muallime olmak istemezdi kim bilir? Kitabı uzunca sayılacak bir sürede okudum ama kitap üzerine düşülürse birkaç gün içinde bitirilebilecek bir kitap. Ben son günlerde günlük 100 sayfa kadar sıkılmadan okuyabildim. Kitap akıp gidiyor o yönden sorun yok :) Reşat Nuri'den daha önce Harabelerin Çiçeği, Yeşil Gece ve Acımak kitaplarını okumuştum. Açıkçası çalıkuşu yazarın şaheser niteliğinde bir eseri. Ancak diğer kitapları da mutlaka okunmalı. Yaş fazla ilerlemeden okunmalı ki daha sonrası için diğer kitaplara yer kalsın. Güzel bir roman okumak isteyenler için ideal bir kitap olduğu kanaatindeyim. İyi okumalar dilerim..
Kitabın giriş sayfalarında bolca tıbbi kelimeyle karşılaşınca yazarın hayatını merak ettim, çünkü kelimeleri kullanımı onlara hakim olduğunu gösteriyordu. Peyami Safa’nın okuduğum ilk kitabı olması nedeniyle de hayatını bilmiyordum açıkçası. Bildiğim yalnızca, psikolojik türde önemli eserler icra etmiş bir yazarımız olduğuydu, onu da edebiyat
1800'lü yıllarda yazılmasına rağmen kadınların güçlü ve mücadeleci karakterine, kendi ayakları üzerinde durmalarına hayran kaldım. Fatma Aliye bilmediğim bir yazardı iş bankası yayınlarının Türk klasikleri serisi sayesinde birçok bilmediğim yazarla tanışma fırsatı buluyorum. Fatma Aliye'nin diğer eserlerini de okumak istiyorum. Kitapta yoksul ama gururlu, çalışkan Refet 'in öğretmen olmak için verdiği mücadele anlatılıyor. Osmanlıda kadın olmayı , yoksulluk mücadelesini oldukça etkili yazmış. Çalıkuşuna esin kaynağı olduğu belirtilmiş.
Çalıkuşuna İstanbul'da başlayıp taaa 600 kilometre ötedeki ineboluda bitirdim:) ama keşke burada başlasaydım çünkü köyde sobanın yanında okurken ayrı bir zevk veriyor insana. Çalıkuşu sanırım şu sıralar okuduğum ve okumaktan keyif aldığım nadir romanlardan. Yüksek ihtimal dünya ve ülke olarak kötü günler yaşadığımızdan başladığım kitaplara hiçbir şekilde adapte olup devam edemiyordum veyahut okumaya zorluyordum kendimi. Çalıkuşunda da sanırsam Feridenin bu kadar bizden olması çekti beni kitaba. Kitapta çoğu kişinin aksine Kâmransız kısımları daha çok sevdim. Feridenin başlarda tek başına sonrasında Munise ile olan hayat mücadelesi beni en çok etkileyen şeydi sanırım. Ayriyeten kitabın büyük kısmının Anadolu'da geçmesi ve o zamanların Anadolusunu bize anlatmasını çok sevdim. Velhasıl kelâm ben daha önce okumadığıma pişman oldum. Ve kitabı çok ama çok beğendim:)
Gönül kırgınlığıyla Anadolu'da gönüllü muallimelik yapan Feride'nin romanı Çalıkuşu.
Ona niye Çalıkuşu demişler birçoğunuz malumudur ama kısa bir özet geçeyim.
Annesini küçük yaşta kaybeder Feride. Babası zabittir(asker) Tek başına kız çocuğu büyütmenin zorluğunu anlayıp onu İstanbul a teyzelerine emanet eder. Fransız mektebinde yatılı kalmaktadır. Haylaz ve hırçın bir çocuktur. Bi yaramazlık yaptığında ya da yalnız kalmak istediğinde ağacın tepesine çıkar ve kolay kolay da onu kimse ordan indiremez, adı Çalıkuşuna çıkar.
Teyzeoğlu Kamuran ile mektep bitiminde nişanlanır. Düğüne bir gün kala Feride konağı terk eder. Hikaye bundan sonra başlar.
Bundan sonrası biraz benim açımdan da buruk olacak. Gönül kırgınlığı demiştim. Kendini Anadolu'ya atar Feride. Herkesten her şeyden uzağa.. Ah keşke herkes için mümkün olsa uzaklaşmak yalnızlaşmak...
Çalıkuşu'nu ilk okuduğumda sanırım ortaokul sıralarındaydım. Öğretmenlik ilk o yıllarda düştü aklıma. Mizacım gereği pek dışadönük biri değildim. Ve yıllar geçti. Tam Çalıkuşu gibi Anadolu'nun kimbilir neresine uçacağım zaman kanatlarım kırıldı. O yüzden bu kitap benim için öylesine bir roman olmadı hiçbir zaman.
Kitabı sevmek için yaşanmışlığınızın olması gerekmiyor. Mutlu mesut yüreklere de dokunacaktır.
Sanırım şimdiye kadar okuduğum en tatlı kitaplardan biridir Çalıkuşu :)) kendimi çalıkuşuna özellikle şu sözüyle çok benzetmiştim “Ben bir insanı ya severim,ya sevmem.Sonradan bu ilk hissimin değiştiğini hiç hatırlamıyorum.”kesinlikle tavsiye edilir mutlaka okuyun derim :))