Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dünya insanla doluyor da, insan dünyayı dolduramıyor. Herkes bir yönüyle yalnız, bir yönüyle tek başına ve bunu övüyor artık herkes: Tek başına olmak muhteşem bir icat, diyorlar. Sait Faik Abasıyanık'ın o sözü çınlıyor kulaklarımızda: "Yalnızlık dünyayı doldurmuş." Hâlbuki her şey bir insanı sevmekle başlıyordu sevgili okur. Ne ara
Üzerinden kaç yıl geçtiğini bilmediğim bir yazımı buldum:)
Bugünlerde çok canım sıkılıyor. Yaşamak yaşamak gibi gelmiyor bana. Tuzsuz yemek gibi her şey, ihtiyaç dahilinde ilerliyoruz. Yaşamak gerektiği için yaşıyoruz. Yaşamaya susamış bedenimizi yangınlarda hissediyoruz... Kaybolmuş yeşillikleri ateşler yakmış adeta, yalnızlık ateşinin közü gibiyiz. Ne etimizden mangal oluyor bizim, ne de ateşimizden yangın. Sadece düştüğümüz yeri yakıyoruz. Hangi yüreğe düşersek orada vâroluyoruz: acıyorlar bize, düştüğümüz yüreklerde hissediliyoruz. Ne de yalnız, garip bir insan, nasıl yaşıyor böyleleri diyorlar. Yalnız kalmamaksa bütün gayemiz evet biz yaşamıyoruz. Bilmiyorlar yüreğim: yaşamak; kalbinin kaç yıl attığı değil, kaç yıl boşa atmadığıdır... Bizim kalbimiz boşa atmıyor yüreğim. Bizim kalbimiz insaniyet ile atıyor ve bu gayede yaşamak için uğraşıyoruz. Her ne kadar mutluluğu yaşamasak da hüzünlere direniyoruz... Üzerimize yıkmışlar bütün kederleri: sarsılmaz bileklerin kırılmış kemikleriyiz. Ne dışarıdan yıkılmışlığımız belli bizim, ne de içeriden ayakta kalışımız. Bütün silüetimiz yaşama dair belgeleri ilan ediyor hayata. Oysaki gizli belgelerdir ehemmiyetli olan. Yaşıyor gibi yaşamıyoruz... (Not olarak 18 Aralık akşamı diye yazmışım. Tam tarihi bilmiyorum maalesef)
Reklam
Sana Bir Tanrı Getirdim
Hani o iki kişilik dünyalar bizimdi Hani sen iyiydin Halden anlardın Hani sen git demiyecektin bana Ve ben herşeye rağmen gelecektim İçimde bir umut Ellerimde olgun meyvalar Dünya nimetleri
Çekip Gitti Yarınlar
Karanlığın koyu renkli hayaletleri içinde bırakıp, Öylece çekip gitti yarınlar... Güneş doğmak için koşa koşa batmaya gitti. Yalnızlık yetmezmiş gibi bir de tuhaflık gömüldü üzerime... Beraber yemiştik ey ruhum, soluğu beraber tüketip, bitirmiştik. Yakarken sigaraları üst üste, Dumanına canımızı da sardığımızı bilememiştik.. Ah çığlıklar! Ne güzel sesleriniz var, Yankılanırken ücra köşelerinde yüreğimin, Hep sen birikiyorsun damla damla, koyu koyu, Tuzlu ve de acılı.. Elimde değildir, iftitleri görmek, Ama gözlerim de âmâ değil ki görüyor, gülüp, istemeyerek.. Uykumu en tatlı yerinde bölüp, En acısına itecek kadar günahkar bir canım var, O da oynuyor benimle gece gece.. Çaremi, çaresizliğin en tenha yerinde arıyorum, Önce bağırıp sonra da avazımın çıktığı kadar susarak.
Arzu Alpdeğer
Arzu Alpdeğer
Çoğalmak
Kalabalıkta kalabalıkça yalnızlık Yalnızladıkça birbirimizi Haydi çoğalalım Çoğaltarak kendimizi Bir canım çoğal da bin can ol Isıt yaşlıların yalnızlıklarını ilinsin üşümüşlüğü bırakılmışların Çoğalın dudaklarım çoğalın sonsuz Öpün bütün ağlayan çocukları kimsesiz Çoğal gözlerim çoğal Gör bütün görmeyenlerde yapayalnız Ellerime tutunun ellerime çoğalın Okşayın sevecenlikle çocukları Hıçkırırlarken uykularında bile Aziz NESİN
Duman Yükseliyor
youtu.be/xRxWkHomdA0?si=...
Sohrab Sepehri
Sohrab Sepehri
Duman yükseliyor yalnızlık köşemden Kim, nasıl haberdar olacak ki viranemden? Söyleyeceklerim var yanmış gönlüme
Reklam
Canım kendim :)
Kendinizi, kendinizle zaman geçirmeyi yalnızlık saymayacak şekilde yetiştirin, önce kendinizle dost olun .
ufak tebessümler ile taş, duvar ve sanki hiç doğmamış kadar geçimsiz bir sonbahar kadını biz kırk metrekareye dört kişi sığdık zahmetine katlanılmış şu soğuk şu hain şu hüsrana mahkûm yontmaları duvarlara dizdik çeşitli el işleri çekiyor canım işte kocakarı çeyizlerinden kımıldaması zor geliyor hangi kolum ulaşmak istese yahut hangi ruhun
464 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.