Salinger in oldukça tartışılan, hatta bir dönem yasaklanan kült kitabı. İkinci veya üçüncü okuyuşum..Kitap, Holden Caulfield adlı ergenin 3 gününü anlatıyor. Her şeyden nefret eden, depresif, mutsuz, gittiği birçok okuldan atılan, aslında oldukça zeki, duyarlı, bence gözlem yeteneği müthiş bir çocuk Holden.Ergenlik dönemindeki bireyin iniş çıkışlarını, duygu değişimlerini, cinsellik yaklaşımını, topluma ve insanlara bakışını, yetişkinler dünyasının kurallarına başkaldırışını çok güzel ve samimi bir dille anlatmış. Sizinle konuşur gibi, daldan dala bir anlatım. Sıklıkla iç ses ve kendi yorumlarıyla süslü olmasını çok beğendim.Yorumların tersine ben okurken hiç zorlanmadım. Ölen kardeşine olan sevgisi ve özlemi, kız kardeşini anlatışı , ona yaklaşımı, naifliği, ne kadar saklamaya çalışsa da aslında sevgi dolu kalbi, her şeyden ve herkesten nefret ettiğini anlatışını çok sevdim. Central parktaki ördeklerin nereye gittiğini sürekli sorgulaması, rahibeler ile olan diyaloğu, öğretmeniyle konuşması farklı mesajlar da veriyor bence. Meslek olarak çavdar tarlasında koşan çocukların uçuruma düşmesini engellemek için onları yakalayıcı olmak istemesi bile beni çok etkiledi. Holden ı çok sevdim, açıkçası sonraki hayatında neler oldu, nasıl bir yetişkin oldu bilmek isterdim. Acaba Salinger kendi ergenliğini mi anlattı diye düşünmeden edemedim. Sonuçta bu kitap dolayısıyla Salinger gibi ilginç bir yazarı ve Holden ı tanıdığım için çok mutlu oldum.