Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
Devrim günlerinin fikir ikliminden röportajlar
İnsan çoğu zaman şimdiki zamanını geçmişiyle kıyaslayarak değerlendirme eğiliminde. Yaşadığı anda huzurlu, hayatından ve çevresinden memnun değilse, daha mutlu olduğunu sandığı geçmişine yönelir. Onu nasıl kaybettiğini anlamaya çalışırken zihninde tüm hatıralarını olabildiğince yeniden canlandırır; “kırılma” anını tespite çabalar. Sözde analizinin
Yavaşla - K. SAYAR / Yavaşlayın! Bu hayattan sadece bir defa geçeceksiniz.
Hızlı gidince her şeye yetişebileceğini sanıyor insan değil mi?
Daha çok çalıştıkça daha çok kazanacağını,
Daha çok kazandıkça daha mutlu olacağını,
Koştukça daha erken varacağını...
"Acele giden ecele gider," der bir atasözü. Hiç okumamışçasına ecele doğru ivmelenmiş gidiyoruz. "Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyor hiç yaşamamış gibi
Orhan Gazi, üç kıtaya yayılan cihan ülkesi, Devlet-i Âliyye'nin, yani Osmanlı Devleti'nin ikinci padişahıdır. Babası, Devletin kurucusu Osman Gazi'den devraldığı mesuliyetin idrakinde olan Orhan Gazi, bu sorumluluğun hakkını vermiş ve daha babası hayatta iken Bursa'yı fethedip başkent yapmış, Avrupa kıtasına ilk kez o asker çıkarmış, civar iller ile birlikte Osmanlı'yı büyütmüştür. Osmanlı, Orhan Gazi ile Devlet sistemleştirilmeye başlanmış, muhtelif müesseseler ve teşkilâtlar kurularak, Devlet'in önü açılmıştır. Yapılan imar ve ihya çalışmaları ile Osmanlı şehirleri, cazibeli birer ticaret ve sanat merkezi hâline dönüşmüştür. İlk Osmanlı parası olan akçe sikkelerini bastıran, ilk vezir ataması yapan, Başkent Bursa'ya bağlı sancaklara kadılar tayin eden ve civardaki beylikleri Osmanlı'ya biat ettiren Orhan Gazi'dir. Vakıf sistemini kuran, ilk düzenli Osmanlı ordusunu kurup donanma çalışmalarını başlatan ve ilk defa kanunlar çıkaran da Orhan Gazi'dir. Kayı Boyu'nun Devlet olma düşüncesinin temeli Osman Gazi ile atılmış, Orhan Gazi ile bu fikir, tam mânasıyla sistemleştirilerek hakikate dönüşmüştür. Osman Gazi Oğlu Orhan Gazi, Cavit Ersen'in ikinci tarihî romanıdır. Daha önce Ertuğrul Gazi Oğlu Osman Gazi'yi neşreden Mihrabat Yayınları'nın bu romanında, Orhan Bey'in hayatını, askerî dehasını ve mücadelelerini keyifli bir yolculuk eşliğinde okuyacaksınız.
“Hayal Olsun” Kitabı Üzerine Derkenar
“Hayal Olsun”, Yazar Abdurrahim Zararsız’ın ikinci öykü kitabı. Nisan 2022’de okurlarıyla buluşturulmuş eser, yüz kırk sayfa hacmindedir. Kitapta on beş öykü yer almaktadır. “Hayal Olsun” öyküsü, yazarın kitapta yer verdiği ilk öyküsünün ismidir ayrıca. Kitapyurdu KDY etiketiyle okurlarıyla buluşturulmuş.
İSTANBULLU HİKAYELER / OSMAN BALCIGİL
Yine bir Osman Balcıgil okumanın keyfini yaşadım. Üstelik hemşerimin kaleminden memleketimiz hikayelerini okumak ayrı bir keyifti. Okudum ama nasıl??? Ben kitabı alıp, sıraya koyup, okuyana kadar Osman Bey, Kızıl Çengi adını verdiği, Cahide Sonku’nun inanılması zor yükseliş ve düşüş öyküsünü anlattığı
kitabın adı:Gazi Paşa'ya Suikast
Yazarın adı:Uğur Mumcu
Sayfa sayısı:108
Bir pazar sabahıydı, Ankara kar altında
Zemheri ayazıydı, yaz güneşi koynunda
(Ucuz can pazarıydı kalemim düştü kana, kalemim düştü kana)
Zalımlar pusudaydı bedenim paramparça
(Ucuz can pazarıydı kalemim düştü kana, kalemim düştü kana)
Uğurlar olsun, uğurlar
Bu suikastta sanıkları 3 gruba ayırıyor Uğur Mumcu.
1-Suikast girişimini hazırlayan önemsiz fedailer. Bu grup asılarak layığını bulmuş. (Bu değerlendirmeyi kitabı ilk kez okuduğum 2016 yılında yazmıştım. Bugün idam cezasına kesinkes karşıyım. O tarihte cahilmişim.)
2-Terakkiperver Fırka'nın yöneticileri. İstiklal Mahkemesi'ne kalsa hepsi Kuvay-i Milliye'nin büyük paşaları olan bu isimler de asılacaktı ama Atatürk'ün (ve İnönü'nün) araya girmesiyle Karabekir ve Ali Fuat gibi paşalar beraat etti.
3-En sorunlu grup: İttihat ve Terakki'nin 2. sınıf yöneticileri. Ankara'da görülen ek davada Cavit bey, Dr. Nazım gibi isimler suçlu bulunarak idam edildi. Oysa mahkeme bu isimlerin suikastta parmağı bulunduğunu kanıtlamak bir yana neredeyse suikast hakkında soru bile sormadı. Bu mahkeme yeni Türkiye'nin kurucularıyla ittihatçıların hesaplaşmasıydı ve cemiyetin ikinci sınıf yöneticileri haksız bir biçimde asıldı. Geçmişte Atatürk'e çok ayak bağı olan, cemiyetten kesin intikam alınmış ama bunun için hukuk çiğnenmişti.
Mumcu'nun sonuç bölümündeki "devrim zamanı olur böyle şeyler" şeklinde özetlenebilecek yargılarına katılmıyorum.
#dokuz+bir
Herkese merhabalar...
Sizlere bugün öykü - deneme tarzı bir kitap ile geldim.
İçerisinde birbirinden bağımsız 9 öykü yer alıyor.
Her öykü arasında da güzel şiir ve sözler ile süslenmiş yazarımız.
Ve en sonunda da yazarımız ile bir röportaj yapılmış ve 33 sorudan oluşan soruları cevaplıyor.
Her öyküye en kısa şekilde değinmek
Yazarın kitaplarını beğenerek okuyorum. Fakat ne yazık ki üçlemenin "Yeşil Peri Gecesi" ayağını da maalesef pek sevemedim. Böyle ağırdan ağırdan ilerlemesi beni epey geriye püskürttü okurken.
Şebnem'de söz bu defa. Şebnem'in annesiyle olan kırılgan ilişkisi, babası Cavit Bey'in kaza geçirdikten sonraki yaşadıklarının tüm tanığı kızcağız. Babaannesi tarafından " Sen de annen gibi o... mu olacaksın? sorusu, ötelenmek, yok sayılması bir nevi okuyucuyu üzüyor hakikaten.
Şebnem'in ismi bu kitapta hiç yazılmamış, sanırım anlatıcı olduğu için. Evli bir kadın olarak karşımıza çıkıyor Şebnem. Yıllar önce bir dergiye verdiği çıplak pozların sebebini, oraya gelene kadar geçen süreçte neler olduğunu, neler yaşandığını anlatıyor bizlere.
İstanbul Emniyet Müdürü'nün Sonu başlıklı haberin genel detaylarını okuyunca şahsen ben "bu kadarına gerek var mıydı sahiden?" diye sorarken buldum kendimi.
Yeşil Peri Gecesi benim için bir parça hayal kırıklığıydı ve "Osman"ı okumayı bir süre erteleyeceğim. Şunu da anladım ki çoğunluğun onayı yanlışı doğru yapmıyormuş.
Kendi yorumunuzu oluşturmak için okuyun.
Veronika Ölmek İstiyor-P. COELHO (Tabuların, boş inançların canı cehenneme!)
Hadi itiraf edin!
Hepiniz en az bir defa ölmeyi düşünmüşsünüzdür hayatta.
Kim bilir, belki buna kalkışan, kıyısından dönenler de vardır aranızda!
Geçenlerde bir haber gördüm, "Dünyanın en mutlu ülkesinde intiharlar neden artıyor?" Farklı zaman diliminde ise ülkemize dair bir haber gördüm: "İntihar oranlarında artış %50'lere
Kitaplarla Söyleşi 2
Öncelikle şunu söylemeliyim ki kitaplar hakkında okuduğum ilk söyleşi kitabı. Kitabın üslubundan başlayalım: Gerek yorumlarla gerekse kitaplardan alıntılarla akıcı ilerleyleyen bir kitap hem bu yüzden hem de kitaplar hakkındaki yazılar çok uzun olmadığından hiç sıkılmadan okudum.
Kitabı okurken çoğu yeri sonraki zamanlarda tekrardan hatırlamak için çizdim ve işaretledim. Ve birçok yeri de kişileri, kitapları, olayları araştırmak için işaretledim.
Bu durumdan anladığım kadarıyla Oğuzhan Saygılı Bey'in "Kitaplarla Söyleşi 2" kitabı bana birşeyler kattı. Örneğin; önceden kitapları degerlendirmenin yorum yapmanın haddime olmadığını düşünürdüm ama artık kitaplar hakkında değerlendirme yapmak mantıklı geliyor.
Kitapta Oğuzhan Bey'in de yazdığı gibi kitapta geçen bazı kitaplar bende merak uyandırdı ve okumak istiyorum. Çünkü bazı kitapları -Dr. Mecit Barlas'ın Anıları, Emin Bey'in Defteri, Cavit Yalçın' ın defteri ve bazı savaşlardaki askerlerin günlüklerini vb.- daha önce duymamıştım bile. Şimdi bunları okumak için sabırsızlanıyorum.
Son olarak Kitapşuuru kapsamında kitapların imzalı olarak gelmesi bazı dergilerin sürpriz olarak gönderilmesi çok güzel. Başta Oğuzhan Saygılı Bey olmak üzere emeği geçen herkese bu proje için ve emekleri için teşekkür ediyorum. Saygılar...
İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Maliye Nazırı(Bakan) olan Cavit Bey, Zafer sonrası bazı eski ittihatçıların Gazi Paşa'ya suikast girişimi sonrası, yapılan soruşturmalar neticesinde tutuklanmış ve yargılanmıştır.
Hakkındaki iddianame, bu kişiler ile arkadaşlığı nedeniyle görüşüyor olmasıyla birlikte İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin yeniden parti olarak yapılanması adına Şişli'deki evinde toplantılar yapılmasına izin vermesi üzerine düzenlenmiştir.
Cavit Bey, "Cumhuriyete değil, Cumhuriyete sahip çıkanlara muhalif" olan, eşi Aliye Hanım'ın da dediği gibi "hukuk kurbanı" olarak kapalı rejim yasaları ile idam edilmiştir.
Niçin tutuklandığını dahi bilmeyen, hakkındaki idam kararını bile gece yarısı idam sehpasına götürülürken öğrenen Cavit Beyi, eşine bir nevi günlük şeklinde yazdığı ve ölümüne kadar ulaştırılmayan mektupları okudukça onu daha yakından tanıma imkanı buluyorsunuz.
Mutlu Sabahlar!
İsmi bana oldukça ilgi çekici ve garip gelen eserdir. Tam bir siyasi tarih kitabı olduğunu da belirtmek gerekir. Bu kadar detaylı, neden yazdım, nasıl yazdım, nasıl kaleme alındı, yayımlanınca neler oldu gibisinden pek soruya ayrıntılı cevaplarla ilerler ve kitap sizi içine çeker. Yakın tarihimiz ve yakın tarihimizin siyasetini net
